“50 bine yakın sürücüyü eğittik, rekabet için profesyonel filo yönetimi şart

“50 bine yakın sürücüyü eğittik, rekabet için profesyonel filo yönetimi şart

Bugüne kadar 500’ün üstünde firmayla çalışan ve 50 bine yakın sürücüyü eğiten HED Akademi, yılda 5 bin sürücüye eğitim verebilecek potansiyele sahip. Dünyanın en büyük projelerinden biri olan TANAP’ın ( Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi) yol güvenliği danışmanlığını ve yol güvenliği operasyonel uygulamalarını gerçekleştiriyor. Ülkemizde ilk kez bir projede Yol Güvenliği profesyonel bir firma üzerinden yürütülmektedir ve gerek trafik kazalarının önlenmesi gerekse bu kazalardan kaynaklı maddi manevi k

ÖZEL RÖPORTAJ -Trafik kazalarında her yıl binlerce insan hayatını kaybediyor ya da yaralanıyor. Trafik kazalarının işletmelere ve ülke ekonomisine verdiği maddi kayıplar, trafik kazalarının önlenmesi için yapılacak çalışmaların maliyetleri ile kıyaslandığında çok çok büyük olmakta. Bu kazaların çok büyük bir kısmı ne yazık ki sürücü hatalarından kaynaklanıyor. Sürücü hatalarını en aza indirmek için sürüş emniyetine çok dikkat etmek ve bu konuda uzmanından eğitim almak gerekiyor. Çünkü teknoloji, araçları ve çalışma koşullarını değiştiriyor. Değişime ayak uydurmak ve öte yandan alışagelmiş hatalı sürüş davranışlarının değiştirilmesi gerekmektedir. Her sektörden ağır vasıta, hafif ticari araç ve otomobil sürücülerine yıllardır eğitim veren HED Akademi, Türkiye’deki sürücü davranışlarını ve güvenli, ekonomik sürüş için kalıcı davranış değişikliğinin nasıl sağlanacağını biliyor ve eğitim modüllerine buna göre tasarlıyor.

Türkiye’nin önde gelen kurumlarına ve firmalarına emniyetli sürüş eğitimi veren HED Akademi’nin temeli 1991 yılında C&E adıyla Cankat Hurmoğlu tarafından Almanya’da atılıyor. HED Akademi, günümüzde taşımacılıkta emniyet kültürü ve sürüş emniyeti konularında Türkiye dışında, Gürcistan, Azerbaycan, Kazakistan, İsrail, Gana,Bulgaristan, Kıbrıs ve Romanya gibi birçok ülkedeki  firmalara ve resmi kurumlara eğitimler veriyor. Türkiye’de Ford ve Scania ağır vasıta gruplarına “Sürüş Akademisi” çatısı altında kendi eğitmen ve uzman kadrosu ile hizmet vererek firmaların satış öncesi ve satış sonrası ekiplerine destek oluyor.

www.yesillojistikciler.com olarak HED Akademi Kurucu Ortağı ve Trafik Güvenliği Danışmanı Canbek Hurmoğlu ile bir araya geldik ve HED Akademi’nin hikayesini, hedeflerini, emniyetli sürüş için Türkiye’de neler yapılması gerektiğini ve ağır vasıta sektöründe yaşanan sürücü sıkıntısının nedenlerini anlatmasını istedik. İşte HED Akademi Kurucu Ortağı Canbek Hurmoğlu ’nun anlattıkları…

ADR İLE BAŞLADIK, TÜRKİYE’NİN İLK ADR EĞİTMENLERİNİ YETİŞTİRDİK

Şirketin temelini büyük kardeşim Cankat (Hurmoğlu) Almanya’da attı. Biz iki kardeş olarak iş hayatına atıldık ve sonra üçüncü kardeşimiz bize dahil oldu. Sonraki adımımız profesyonelleri de şirketimize davet ederek işimizi geliştirmeyi ve büyütmeyi hedefledik. Bizim işe başladığımız yıllarda yani 1995-1996 yıllarında Türkiye’den yurtdışına çalışan ve tehlikeli madde taşıyan sürücülerin ADR ile ilgili uluslararası düzeyde ehliyet alması gerekiyordu. UND, Türkiye’de ADR ile ilgili ilk eğitimleri vermeye niyetlendi.  O yıllarda Türkçe eğitim veren ADR yetkilisi yoktu. Bunun üzerine Almanya Ticaret Odası, Cankat’ın da içinde bulunduğu birkaç Türk’ü davet etti ve dediler ki, “Sizi ADR konusunda sürücülere eğitim verecek eğitici yapmak istiyoruz sonra sürücü okulları açmanıza izin vereceğiz.” Cankat, ADR konusunda Türkiye’de ilk eğitim alanlardan bir tanesidir. Sonra UND, Almanya’ya gidip “Sadece Almanya’da eğitim vermek yetmez, Türkiye’de de eğitim verelim” dedi. Sonra Cankat, 1997 ile 1999 yıllarında Türkiye’de ADR ile ilgili eğitimler vermeye başladı. Ardından Cankat’ın tek başına gelen eğitim taleplerine yetişemediğini gördük,  yeni eğitmenlerin yetiştirilmesi gerekiyordu. Böylece Cankat, Türkiye’nin ilk ADR eğitmenlerini yetiştirdi.

“2002’DEN İTİBAREN AKTİF OLARAK ADR EĞİTİMİ ALANINDA ÇALIŞTIK”

2000’li yıllara gelindiğinde ADR’nin tüm şartlarıyla Türkiye’ye gelmesinin uzun yıllar alacağını fark ettik. Ancak verdiğimiz eğitimlerin faydasını farkeden bir çok akaryakıt taşımacılığı yapan firma, yasal zorunluluk olmamasına rağmen bizden eğitimler talep etmeye başladılar. Bu eğitimler ile birlikte ADR ile başladığımız eğitimlere sürüş ve yol güvenliğini de ekledik. Otomobillerden, kamyon ve otobüs sürücülerine varıncaya kadar binlerce sürücüye eğitim verdik.

NEDEN PROFESYONEL FİLO YÖNETİMİNE İHTİYAÇ VAR?

Çünkü ölçmediğiniz bir değeri iyileştiremezsiniz. Sayıları bir elin parmaklarını geçemeyen çok az şirkette gerçek anlamda bir filo ölçümlemesinden ve takibinden söz etmek mümkün. Ana işi taşımacılık olan, 100 ve üzeri ağır vasıta taşıtla her gün binlerce kilometre yol alan filolarda dahi yıllık yakıt tüketimi miktarını öğrenmeniz oldukça güç olabilmektedir. Araçların model yılları, standart değişim süreleri, kaç kilometrede oldukları, en son servis bakım kayıtları, lastik tipleri, lastik diş kalınlıkları, sigorta bilgileri, sürücü belgeleri derken uzayıp giden listedeki bilgileri edinmek çabaları ise nafile çabalar olacak. 

Bir yanda artan filo kaynaklı maliyetler diğer yanda kendi haline bırakılmış ve petrol fiyatı rüzgarının insafında yol alan araç filosu. Her şeyden önce ticari hayatın gereği bu durum kabul edilemez. Bir yandan üretip veya hizmet sağlayıp gelirlerinizi arttırmaya çalışacaksınız diğer yandan kazandıklarınız  her kilometrede yollara savrulacak. Bir çoğumuzun kabusu havuz problemlerinden de zor gibi görünse de çözüm filonuza gereken önemi vererek profesyonelce yönetmekten geçiyor.

Filo yönetimi, ulaşım ve taşımacılık ile ilgili faaliyetleri koordine eden ve kolaylaştıran bir fonksiyondur. Etkin bir filo yönetimi, araçlar, yakıt, yedek parka, kaza hasar maliyetleri, trafik cezaları gibi maliyetleri düşürmeyi ve en aza indirmeyi amaçlar. 

Her şirketin ihtiyaçları ve filo büyüklüklerine bağlı olarak değişse de basit ama takip yapılabilen excel tablolarından araç sürücüsünü ortalamanın üzerinde yakıt tüketimi yaptığında uyaran sistemlere kadar her yöntem kabul edilebilir.

Filo yönetiminin ve aslında ölçmeye başlamanın ilk adımı, filonuzun mevcut durumunu gerçekçi bir halde ortaya koymaktır. Tüm bu çalışmaların yapılması ve yönetilmesi için lojistik firmaları başta olmak üzere taşıma yapan tüm firmalara danışmanlık yapmak istiyoruz.

“LOJİSTİKTEKİ İLK 100 FİRMA İLE ÇALIŞMAYI HEDEFLİYORUZ”

Bir diğer hedefimiz Türkiye’de lojistik işindeki ilk 100 firma ile çalışmak. 100’ün ilk 15’i öncelikli hedefimiz. Çünkü biz biliyoruz ki lojistik firmalarının maliyetlerindeki en büyük rakam yaklaşık P’ler ile yakıt maliyetleri. Taşıma maliyetlerindeki optimizasyon, işletmecinin elini güçlendirerek rekabette önemli bir üstünlük sağlayacak, yatırımlarını daha rahat yapmasını sağlayacak ve  ülkemiz kaynaklarının verimli kullanılması ile de enerji verimliliğine büyük katkı sağlayacaktır.

“BAZI İŞLETMELER AYNI OPERASYONDA YÜZDE 20 İLE 30 DAHA FAZLA YAKIT TÜKETİYOR”

Biz lojistik firmaları ile yaptığımız çalışmalar sırasında şunu gördük: Ülkemizde yakıt tüketimindeki gerçekler inanılmaz düzeyde. Biliyorsunuz ağır vasıta segmentinde hatlar çok farklı olduğu için yakıt tüketimi için bir rakam belirlenemez ama biz gerek Scania Sürüş Akademisi gerekse Ford Sürüş Akademisi kapsamında verdiğimiz hizmetlerle sürekli ağır vasıta çalışma sahasındayız çok farklı hatlarda ve koşullarda çalıştık. Bir çoğunda gördüğümüz şey şu: Yakıt tüketiminde yüzde 20 ile 30’a yakın fazla rakamlarla çalışıyorlar. Yani bazı işletmeler aynı işi yaparak yüzde 20 ile 30 arasında daha fazla yakıt tüketiyor. Uluslararası düzeyde çalışanlar biraz daha iyiyken yurtiçindeki durum kâbus gibi.

ARAÇ İŞLETME MALİYETLERİNİ NASIL DEĞERLENDİRİYORUZ?

Biz bir yerde verimli çalışıp çalışılmadığıyla şunu yapıyoruz; Bir filoyla çalışmak istediğimizde önce filonun fotoğrafını çekiyoruz. Filo ile ilgili tüm süreçleri inceliyoruz. Kendi aramızda bir değerlendirme yapıyoruz. Varsa 6 ay geriye dönük olarak tüm araç işletme maliyetlerini istiyoruz. Eğer bu rakamlar yoksa biz saha çalışması ile birlikte biz bu maliyetlerin belirlenmesini sağlıyoruz. Mevcut durumu ortaya koyduktan sonra eğitmenlerimizin de dahil olduğu yine tamamen saha çalışması ile birlikte operasyonel süreçleri hiç aksatmadan olması gereken en verimli çalışma süreçlerini ortaya koyuyor ve bu halde maliyetleri tekrar hesaplıyoruz. Ardından firmanın yöneticileriyle masaya oturuyoruz. Mevcut durum ile bizim objektif olarak gösterebildiğimiz yüzde 20 ile yüzde 30 arasındaki farkın sürücüden çok daha fazla bir oranda işletmecinin iş tasarımından kaynaklandığını görüyoruz. Optimize edilmemiş süreçler, yetkin olmayan personel, işin doğası kabul edilmiş zaman ve iş gücü kayıpları, hatalı işletme içi tasarımlar vb liste uzayıp gidiyor maalesef.

Öncelikle bir arabanın nerede yakıt yaktığıyla ilgili bir fikrimiz yok. Biz her şeyi sürücüden bekliyoruz. Yakıt tüketimini belirleyen seçilen güzergâhtır ve bu operasyon için seçilen zaman dilimidir. Tüm seyahatteki ortalama hızdaki artış yakıt tüketimini arttırıyor.  Tüm transport rotaları için belirlenmiş yük, zaman, mola, hız değerleri ile sürdürülebilir bir verimlilik sağlamak mümkün. Taşıma işi yapan bir işletmenin veya taşımanın işinin bir parçası olan bir işletmenin bu hesapları yapmadan sürücüsünü ve aracını yola çıkartması günümüz rekabet şartlarında hayatta kalmak için şart.

“TÜRKİYE AĞIR VASITA SEGMENTİNİN EN BÜYÜK SORUNLARDAN BİR TANESİ ÇALIŞAN SÜRÜCÜLERİN BRANŞLAŞMAMASIDIR”

Eskiden bizdeki sürücüler tek başına sürücülük yapardı ve taşıdıkları yükle ilgilenmezlerdi. Ancak taşınan yükün mahiyeti yapılan taşımacılığın tüm aşamalarını yakından ilgilendiriyor ve sürücünün yükleme, transfer, boşaltma gibi tüm süreçlerde aktif rol almasını gerektiriyor. Bu ne anlama geliyor; güvenli, ekonomik sürüş ile birlikte operasyonel süreçlerin bilinmesi ve özel eğitimler ile sürücünün operatör olarak sistemde yer alması. Bu sayede sürücü kalitesi arttırılacağı gibi işin ehli sürücüler yetiştirilerek zaman içerisinde branşlaşma ve uzmanlaşma sağlanabilecektir. Bu konuda taşımacılık faaliyeti yapan tüm işletme sahiplerini inisiyatif almaya davet etmek isterim çünkü uzmanlaşmış sürücülerin maliyetleri yükselse de şirkete bağlılıkları ve katkıları da maliyetleri oranında artacaktır.

“BİZ DE PROFESYONEL DEMEK ‘ARACI BİRYERDEN BİRYERE GÖTÜREBİLEN OLARAK ANLAŞILIYOR, OYSA ÖYLE DEĞİL”

Sektördeki branşlaşmayı aslından tıptaki branşlaşma gibi düşünmeliyiz. Eskiden bir ortopedist bütün kırıklara ve çıkıklara bakardı. Şimdi bel kemiğine bakan ile ele bakan uzman ayrı. Aslında ağır vasıta sürücülüğü de böyle. Konteyner, mikser, silobas, kamyon, oto çekici gibi her farklı yük ve yapının farklı süreçleri ve dinamikleri vardır ve profesyonellik gerektirmektedir. Biz de profesyonel demek “kullandığı aracı bir yerden bir yere götürebilen ” olarak anlaşılıyor. Oysa öyle değil. Profesyonel, aracını bir işletme gibi işleten, taşıdığı yükü ve yüklü tüm iş süreçlerini bilen, verimliliği ve güvenli sürüşü bir iş yapma standartı haline getirmiş sürücüdür. Bizde henüz bu fikir ortada yok.

“BUGÜNLERDE HİÇ KİMSE ÇOCUĞUNUN AĞIR VASITA SÜRÜCÜSÜ OLMASINI İSTEMİYOR”

Türkiye’de önemli sorunlardan biri de sürücü ihtiyacı. Eskiden sürücülük bir meslek olarak babadan oğula geçiyordu, baba oğlunu mesleğe hazırlıyordu. Günümüzde hiç kimse çocuğunun ağır vasıta sürücüsü olmasını istemiyor. Bu yüzden buradan gelen potansiyel bitti. Böyle olunca da ülkemizde ağır vasıta segmentinde çalışacak uzman sürücü bulunamaması sorunuyla karşı karşıya kalındı. Ülkemizdeki ticaretin devamlılığı ve kalitesinin artması için taşımacılık sektörü başta olmak üzere sürücü çalıştıran tüm tarafların konuyu tekrar ele alması gerekmektedir. Sürücülere ödenen rakamların azlığı işletmeciye bir kar gibi görünse de sürücü değişiminin maliyeti, şirketine bağlılığı olmayan sürücünün yaptığı işin kalitesinin düşüklüğü, operasyonel aksamaların maliyetleri alt alta konduğunda büyük bir zarar olduğu görülecektir.

“50-55 YAŞINA GELMİŞ, 20 YILDIR SÜRÜŞ TECRÜBESİ OLAN BİR SÜRÜCÜNÜN ARTIK KOÇLUK YAPIYOR OLMASI BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAKTIR”

Ağır vasıta grubu eğitimlerinde, 10 eğitmene sahip bir eğitim firması olarak sektörün en büyüğü biziz. Ağır vasıtayı çok seviyoruz ve o alanda branşlaştık. Ağır vasıta sürücüsü olmak, otomobil sürücüsü olmaktan çok daha zor olduğu gibi ağır vasıta eğitmeni olmak da zordur. Sizin mutlaka sektörde çalışmış sahadaki gerçekleri yaşamış olmanız gerekir. Sahada en az benim eğitmenlerim kadar iyi sürüş yapan sürücüler var. Bir çoğuna yıllardır eğitim verdiğimiz için ekonomik, defansif ve güvenli sürüş kültürlerinin iyi seviyede olduğunu biliyoruz. Bu arkadaşlarımızı bizim “Eğitici Eğitimlerimiz” ile sektöre koçluk yapacak sürücüler olarak yetiştirmeli ve yeni nesil sürücüleri yetiştirmelerini sağlamalıyız.

SÜRÜCÜYE VERİLEN EĞİTİMLER

Şimdi biz ne tür eğitimler veriyoruz? Öncelikle güvenli sürüş dediğimiz trafikte birebir sürüş yapıyoruz. Kişinin trafikteki sürüş riskini belirliyoruz. İkinci olarak kapalı pistte bir eğitim veriyoruz. Kapalı pistte de tehlike başladıktan sonra fren nasıl yapılır, ABS nasıl çalışır, riskler nedir, ıslak zeminde araba nasıl durur gibi modüllerin olduğu ve sürücünün kullandığı aracın dinamiklerini öğrendiği eğitimler veriyoruz. Bunun dışında trafikte birebir sürüş yaptığımız eğitim modülleri var. Tabii ki ticari, profesyonel sürücülere geçtiğinizde farklılık başlıyor. Sektör bazında “devrilmeyi önleme sistemi” denen bir eğitim modülümüz var. Yani özel bir aracımız var. Bu araçla akaryakıt taşıyan sürücülerin en büyük riski sıvı taşıdıkları için viraja girdiklerinde veya aracın statiğini önemli derecede bozduklarında araç hızla kontrolden çıkabilir ve devrilebilir. Devrilme sınırını sürücüye anlatmak mümkün olmadığından bu durumu tecrübe etmesi ve bu şekilde öğrenmesi sağlanmaktadır. Bununla ilgili özel bir aracımız var ve bu araçla eğitimi veriyoruz. Mikser için de aynı şekilde çünkü mikser de devrilmeye çok yakındır. Ağırlık noktası çok yüksektir ve ülkemizde dikkat ederseniz en çok kaza yapanlardan bir tanesi mikser sürücüleridir. Genelde bu kazalar çok zarar verir veya ölümcül olur.

“BİR SÜRÜCÜNÜN ÇALIŞMA SAATİNİN BELİRLENMESİ LAZIM, SEKTÖRÜN ÖNEMLİ İHTİYAÇLARINDAN BİRİ BUDUR”

Ticari araç sürücülerinin alması gereken sektörde yorgunlukla mücadele eğitimi olarak adlandırılan, bizim ismini “Yorgunluk ve Uykusuzluk Farkındalık Eğitimi” olarak değiştirmeye çalıştığımız bir eğitim modülü var. Çünkü yorgunlukla ve uykusuzlukla mücadele edilemez, yorgunluğun farkına varabilmek önemlidir.  Eğitimin içeriğini “Yorgunluğun ve Uykusuzluğun Farkındalığı Eğitimi” ve “Gece Sürüşü Eğitimi” oluşturuyor. Ticari araç sürücüleri çalışma şartları dolayısıyla gece daha fazla sürüş yapıyorlar. Özellikle gece meydana gelen kazalarda ölüm oranı çok yüksek. Çünkü ülkemizde gece meydana gelen kazalar yorgunluk ve uykusuzluk sebebiyle oluyor. Bir sürücünün çalışma saatinin belirlenmesi lazım. Sektörün farkına varması gereken en önemli konulardan biri budur. Çoğu işletmeye göre, sürücü aracının direksiyonuna geçip marşına basıp, takometresini yazdığı andan itibaren çalışıyordur. Akşam 17:00’de sürüşe başlayacak bir sürücü saat 10:00’da işyerine geliyor, bekliyor veya bazı işlere yardım ediyorsa mesaisi saat 10:00’da başlamıştır. Dinlenmesi gereken sürede dinlenmiyor veya uyumuyorsa, sürüşe geri sayımı başlamış bir saatli bomba ile çıkıyor demektir. Gece sürüşü, zamanında verilmeyen molalar, ağır yemekler, iyi havalandırılmayan, çok ısıtılan bir sürücü kabini, uykuyu tetikleyen müzik tercihleri ile birlikte saatli bombanın patlaması ve trafik kazası denilen ve telafisi mümkün olmayan zararlara sebep olan durumun yaşanması kaçınılmazdır.

İŞ İLE İLGİLİ SÜRÜŞLERDE MEYDANA GELEN TRAFİK KAZALARI İŞ KAZASIDIR

Bu sektörde iki konunun birbirinden ayrılması lazım; çalışma saati ve sürüş saati. Yasa molasıyla birlikte 9 saat sürüşe izin verir ama çalışma saati sürüş saati değildir.  Yaşanan trafik kazaları bu gözle incelenmeli ve yasal olarak iş kazaları gibi değerlendirilmelidir. Trafik kazalarının önlenmesinin önündeki en büyük engellerden biri trafik kazalarının ticari hayatın doğal bir parçası olarak görülmesi ve kanıksanmasıdır. Oysa tüm iş kazaları gibi trafik kazaları da önlenebilirdir.

 “500’ÜN ÜZERİNDE FİRMAYLA ÇALIŞTIK”

Bu zamana kadar 500’ün üzerinde firmayla çalıştık. Bizim eğitimlerimizde iki tane isim kullanılır: Bir tanesine ileri sürüş tekniği, bir tanesine de güvenli sürüş eğitimi denir. Biz güvenli sürüş eğitimi denen gruptayız. İleri sürüş tekniği adı altında kapalı pist eğitimi verenler var ve bunlar yarışçı yetiştirir, spor amaçlıdır. Şirketlerin sürücülerine eğitim araştırması yaparken bu ayrımı bilmeleri gerekir.

En önemli hedeflerimizden bir tanesi filoların yönetimlerini onların adına yönetmek. Bunun için yeterli potansiyelimiz ve çalıştığımız projede yetişmiş insan kaynağımız var. 

Etiketler :