Dijitalleşme taksi sektörünü nasıl etkiliyor?

Dijitalleşme taksi sektörünü nasıl etkiliyor?

UITP Eğitim Direktörü Kaan Yıldızgöz, “Artan dijitalleşme ve paylaşım ekonomisinin taksi sektörü üzerine etkisi yüksek derecede oldu. Bugün bir çok kentte geleneksel taksi işletmecilerinin alışageldikleri iş yapış şekillerini geliştirmeden ve regülasyon koruması olması olmadan yolculuk satış uygulamaları ile rekabet edebilmeleri zor görünüyor. Bu kapsamdan hareketle her iki aktörün işbirliği olanaklarının geliştirilmesi iki aktör için de kazanımlar sağlayabilecektir. Son beş yılda ortaya çıkan ve tüm dünyay

ÖZEL RÖPORTAJ - 96 ülkede faaliyet gösteren ve 1885 yılında kurulan Uluslararası Toplu Taşımacılar Birliği’nin (UITP) dünya genelindeki tüm eğitim programlarından sorumlu olan Kaan Yıldızgöz’ün “Dijitalleşme Çağında Taksiler” isimli kitabı çıktı. UITP Eğitim Direktörü Kaan Yıldızgöz’ün “Dijitalleşme Çağında Taksiler” kitabında; yasal düzenlemelerden işletmeciliğe, şoförlerden araçlara “Taksi Taşımacılığı” ile ilgili tüm unsurlar ortaya konuyor. UBER gibi Yolculuk Satış Uygulamaları, Entegre Ulaşım Platformu (MaaS), Otonom Ulaşım gibi giderek kent içi ulaşımla ilgili tartışmaların odağına yerleşen yeni gelişmelerin analiz edildiği kitapta, taksi taşımacılığına ilişkin birçok unsur dünyanın farklı ülkelerinden mukayeseli örneklerle anlatılıyor.

Marmara Belediyeler Birliği Kültür Yayınları’ndan çıkan kitapta; UBER, Bitaksi, i-Taksi gibi yolculuk satış uygulamalarının kullanıcı sayılarının gün geçtikçe arttığı dönemde dünyadan taksi taşımacılığına yönelik en iyi uygulama örnekleri de de Kaan Yıldızgöz tarafından kaleme alınmış. Önsözü UITP Genel Sekreteri Mohamed Mezghani tarafından yazılan kitap Türkiye’de bu alanda yoğun tartışmalar sürerken ‘Taksi’ sektörünün tüm aktörlerinin dünya genelindeki uygulamalara vakıf olabilmeleri ve gelecek yol haritasını belirlemelerine yardımcı olmaya aday.

www.yesillojistikciler.com olarak “Dijitalleşme Çağında Taksiler” kitabının yazarı UITP Eğitim Direktörü Kaan Yıldızgöz ile bir araya geldik ve kitabın içeriği Türkiye ve dünya taksi taşımacılığı hakkında konuştuk. İşte Kaan Yıldızgöz ile yaptığımız röportaj…

KİTAP, SEKTÖRE BİR REFERANS VE KAYNAK OLMASI AMACIYLA HAZIRLANDI

“Dijitalleşme Çağında Taksiler” isimli kitabı yazma fikri ne zaman doğru?

Kitabın konusu son dönemde dünya genelinde kent içi ulaşıma yönelik olarak en çok konuşulan ve tartışılan hususların başında yer alıyor. Taksi konusu üzerinde çok ciddi çalıştığımız, raporlar hazırladığımız ve farklı ülkelerde eğitimler verdiğim bir hususu oluşturuyordu. Türkiye’de de özellikle 2017 yılından itibaren taksi taşımacılığı kentlerde daha çok tartışılmaya başlandı. Özellikle dünyanın en çok bilinen yolculuk satış uygulaması UBER’in İstanbul’da sınırlı da olsa faaliyet göstermeye başlaması konuya belediyeler ve işletmeciler dışında toplum ve medyanın da yoğun olarak ilgi göstermesini sağladı.

Bu kitap tam da bu tartışmaların en yoğun yaşandığı dönemde kaleme alındı. Kitabın amacı Türkiye’deki taksi idareleri (belediyeler), taksi işletmecileri (odalar, lisans sahipleri), taksi tedarik endüstrisi ve yolculuk satış uygulaması kurumların çalışanları, bu alanda akademik çalışma yürüten akademisyenler ile öğrenciler ve konuya ilgi duyan diğer tüm kesimler için bir referans ve kaynak olması amacıyla hazırlandı.

DÜNYADA TAKSİ TAŞIMACILIĞI

Bilindiği gibi son dönemde Türkiye’de UBER konusu çok tartışıldı. Kitapta UBER çokça işleniyor mu? Çünkü dijitalleşme ve taksi denince akla ilk gelen yolcu satış uygulaması…

Kitapta sadece UBER işlenmiyor. Taksi taşımacılığına yönelik tüm alanlar detaylı olarak ele alınıyor. Bu kitap, yasal düzenlemelerden işletmeciliğe, şoförlerden araçlara taksi taşımacılığı ile ilgili tüm unsurları yolculuk satış uygulamaları, Entegre Ulaşım Platformu (MaaS), otonom ulaşım gibi giderek kent içi ulaşımla ilgili tartışmaların odağına yerleşen yeni gelişmeleri de analiz ederek ele alıyor. Dünyada en çok bilinen yolculuk satış uygulaması UBER’de detaylı olarak ele alınıyor.

Tartışmayı sadece UBER’e indirgemek ve UBER üzerinden konuşmak bence Türkiye kentlerini doğru hedefe götürmeyebilir. Elbette UBER ve benzer hizmet sunmaya başlayan yolculuk satış uygulamalarının tartışılması önemli ancak hem Türkiye’de hem de bir çok dünya kentinde taksi taşımacılığı işletmeciliği ve organizasyonu ciddi olarak tartışılmalı ve tartışılıyor da.

Artan dijitalleşme ve paylaşım ekonomisinin taksi sektörü üzerine etkisi yüksek derecede oldu. Kent içi ulaşım pazarına yeni oyuncular girmekte ve vatandaşlar ulaşım ihtiyaçlarını karşılama yöntemlerini yeniden değerlendirmekteler. Yolculuk satış uygulamaları birçok kentte geleneksel taksileri kullanan yolcuları kendilerine çekmeyi başardı. Aynı zamanda taksi işletmecilerinin kendi hizmet kalitelerini artırmalarını ve taksi idarelerinin pazar organizasyonu ve regülasyonunda değişiklik yapmalarını da sağladı. Elbette bu süreç halen devam ediyor. Son beş yılda ortaya çıkan ve tüm dünyaya hızla yayılan yolculuk satış uygulamaları kent içi ulaşıma ciddi etki gösterdi ve taksi sektöründe büyük değişime neden oldu. Bu dönüşüm birçok ülkedeki yasal ve kurumsal yapıda, iş modellerinde ve işletme şeklinde değişim getirdi.  

YOLCULUK SATIŞ UYGULAMALARI İŞLETMELERİNİN PİYASA DEĞERİ

Yolculuk satış uygulamaları bir yandan markalaşırken diğer yandan da Pazar değerleri milyar dolarlarla ifade ediliyor değil mi?

Doğru. Yolculuk satış uygulamaları işletme olarak dünya genelinde hızla büyürken mali değerleri de hızla yükseliyor. Kitap yayına hazırlandığı tarihlerde yapılan bir araştırmaya göre UBER’in pazar değeri 69,9 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Benzer biçimde Çin’in lider yolculuk satış uygulaması Didi’nin pazar değeri 56 milyar dolar, Lyft 11,7 milyar dolar, Grab 6 milyar dolar, GO-JEK için ise 5 milyar dolar tutarında bir pazar değeri tahmin ediliyor.

Yolculuk satış uygulamalarının yaygınlaşmaları ile birlikte birçok ülkede bu uygulamaların farklı özellikleri nedeniyle yasal açıdan büyük tartışmalar başladı. En önemli tartışma konuları yolculuk satış uygulamalarının lisanslı taksiler yerine genellikle kişisel araçları kullanmaları, dinamik fiyatlama uygulaması, lisanssız şoför kullanımı, vergi ödemeleri, araçların farklı yolcular tarafından paylaşımı, şoförlerle sözleşme ilişkisi ve bilgi gizliliğidir.

Dünyada bu uygulamalara yönelik yasal düzenlemeler ne durumda?

Yolculuk satış uygulamalarına yönelik olarak yasal düzenlemeler dünyanın birçok ülkesinde birbirinden ciddi olarak farklılaşıyor. Bazı ülkelerde yolculuk satış uygulamaları sonrasında mevcut yasal yapı değiştirilmiş, bazı ülkeler bu konuda katı bir tutum izleyerek yolculuk satış uygulamalarının çalışmaları yasaklandı ve kısıtlandı. Kent içi ulaşıma yönelik idare fonksiyonları bir çok ülkede yerel idarelere bırakıldığından aynı ülke içerisinde farklı kentlerde de farklı yaklaşımlar görülebiliyor. Kitapta bu kapsamda 24 farklı ülkedeki farklı yaklaşımlar da ele alınıyor.

Bu farklı yaklaşımlar detaylı olarak incelendiğinde, farklı ülkelerdeki yaklaşımları 4 temel kategoride toplayabilmek mümkün. Birinci kategoride; yolculuk satış uygulamalarının kent içi ulaşıma entegrasyonu için yeni yasal düzenleme yapan ABD, Singapur, Avustralya, Çin, Hindistan gibi ülkeler geliyor. Filipinler gibi bazı Güney Doğu Asya ülkeleri ise farklı ülkelerdeki yasal yapılanmayı doğrudan benimseyerek kendi ülkelerine uygulamışlardır.

Yolculuk satış uygulamalarına yönelik yeni yasal düzenleme gerçekleştirmeyen ve onların çalışmasına büyük oranda izin vermeyen korumacı ülkelere örnek olarak Japonya, Tayvan ve birçok Avrupa ülkesi verilebilir. Son kategoride ise katı kurallar getirerek yolculuk satış uygulamalarının bu kurallar çerçevesinde çalışmalarına izin veren İngiltere ve bazı Latin Amerika ülkeleri sıralanabilir.

Bugün bir çok kentte geleneksel taksi işletmecilerinin alışageldikleri iş yapış şekillerini geliştirmeden ve regülasyon koruması olması olmadan yolculuk satış uygulamaları ile rekabet edebilmeleri zor görünüyor. Yolculuk satış uygulamalarının teknoloji, ölçek ekonomisi, modern yönetim ve pazarlama teknikleri gibi bir çok alanda rekabetçi avantajları bulunuyor. Uzun yıllar yüksek regülasyon altında ve bir çok kentte korumacı yaklaşımlar kapsamında çalışan geleneksel taksi sektörünün yenilikçilik ve gelişim kapasitesini düşürdüğünü ve pazardaki değişimlere çabuk karşılık veremediklerini gözlemekteyiz. Ancak geleneksel taksi sektörünün de hazır durumdaki şoförler, araç filosu, kent ve işletme bilgisi gibi rekabetçi avantajları bulunuyor. Bu kapsamdan hareketle her iki aktörün işbirliği olanaklarının geliştirilmesi iki aktör için de kazanımlar sağlayabilecektir.

TAKSİLERİ, TOPLU TAŞIMACILIĞA BİR RAKİP OLARAK DEĞİL SİSTEMİN TAMAMLAYICISI OLARAK GÖRMEK BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR

Dünyanın bir çok ülkesine seyahat ediyorsunuz. Türkiye’deki taksilerin dijitalleşmeye uyumu ve yaklaşımı ile dünyadaki yaklaşımı karşılaştırabilir misin?

Türkiye’de son dönemde taksi taşımacılığına yönelik ciddi ve olumlu adımlar atılıyor. Örneğin İstanbul’da iTaksi projesi ile vatandaşların taksi ihtiyaçlarının çabuk karşılanması, taksilerin etkin ve verimli kullanımının sağlanması ve şoför kalitesinin artırılması hedefleniyor. Taksilerde araç içi kamera kaydı, taksi takip ve kumanda merkezi, araç takip, şoför puanlama, kredi kartı ile ödeme, anlık navigasyon, panik düğmesi gibi uygulamalar önem taşıyor. Ancak genel açıdan Türk taksi sektörü ile dünyanın bazı kentlerindeki taksi taşımacılığını kıyasladığımızda çok iyi bir durumda olduğumuzu söylemek maalesef mümkün olmayacaktır.

Öncelikle taksilerin kent içi ulaşımdaki rolünün daha net şekilde belirlenmesi gerektiğini söylemek doğru olacaktır. Taksileri, toplu taşımacılığa bir rakip olarak değil sistemin tamamlayıcısı olarak görmek, toplu taşımacılık ağının bir bütün olarak ele alınması konusunda büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda taksilerin toplu taşımacılık ile entegre planlanması ve bir ürün olarak doğru tasarlanması önem arz etmektedir.

Taksi taşımacılığına ilişkin doğru yasal ve kurumsal yapının kurulması büyük önem taşımaktadır. Taksi hizmetlerine yönelik yasal yapı, taksi hizmetlerinde arz ve talep dengesinin kurulmasını sağlayacak; hareketliliğin ve ekonomik büyümenin önlenmesine neden olmayacak şekilde olmalıdır. Taksilerin yasal düzenlemelerine yönelik dünya genelinde son dönemdeki eğilimler incelendiğinde, taksi taşımacılığına yönelik yasal yapının ücret ve miktar ekseninde hafifleyerek, kalite eksenine ağırlık verildiği ortaya çıkmaktadır. Bu durumda teknolojinin gelişmesinin ve idareler tarafından daha yoğun biçimde kullanılabilmesinin de etkisi vardır. Taksi plakalarına yönelik olarak miktar kısıtlaması ve süresiz bireysel lisans uygulaması birçok kentte artık terk edilmektedir, bireysel plaka sahipliğinden kurumsallaşmaya doğru gidiş söz konusudur. Bu durum hem verimlilik ve müşteri memnuniyet artışı hem de maliyetlerde azalmayı beraberinde getirmektedir.

DUBAİ’DE TAKSİ İŞLETMECİLERİ YAPAY ZEKA KULLANIYOR

Taksilerin dijitalleşme konusunda en ileri adım atan ülke hangisidir?

Bu konuda bir çok ülkeyi sıralayabiliriz. Ama taksi taşımacılığından dünya genelinde başarılı işletmeciliğe sahip kentler olarak Singapur, Tokyo, Dubai ve Londra gibi kentleri sayabiliriz. Örneğin Singapur’da bir taksi aracı günde gerçekleştirdiği toplam mesafenin yüzde 68’ini yolculu olarak gerçekleştiriyor. Bu oranın artması taksilerin ne kadar verimli ve kent içinde kısıtlı yol alanlarını trafik sıkışıklığı oluşturmadan daha az  kullanıldıklarını gösteriyor.

Örneğin Dubai’de taksi işletmecileri artık Yapay Zeka kullanmaya başladılar. Bunu hem taksi talep tahminin de yani planlama da hem de işletme sırasında yapıyorlar. Londra’da bugün tüm siyah taksilerin engelli erişimi var.

Otonom araçlar ve elektrikli araçlar, dünyadaki toplu taşıma sektörünü ve taksi sektörünü nasıl etkiler?

Günümüzde Audi, BMW, Ford, General Motor, Lexus, Mercedes-Benz, Nissan, Tesla, Wolkswagen, Volvo, Google, Uber, Bosch, Didi, Grab gibi kurumların kendi başlarına veya ortaklarıyla yürüttükleri otonom araç projeleri bulunuyor. Otonom araçların kent içi ulaşım ve özellikle trafik sıkışıklığı sorununa yönelik etkileri ise bugün önemli bir tartışma konusu. Günümüzde sürücüsüz ulaşımın farklı ulaşım modlarında ve kentlerde uygulamaları görülmeye başlandı. Singapur’da da Dubai’de olduğunu gibi sürücüsüz taksilerin test sürüşleri başladı. Avrupa’nın bir çok kentinde ise otonom minibüslerin kullanıldığını görmekteyiz.

Otonom araçların kent içi ulaşım ve özellikle trafik sıkışıklığı sorununa yönelik etkileri ise bugün önemli bir tartışma konusudur. Uluslararası Ulaştırma Forumu ITF (2015) ve Alman Toplu Taşımacılar Birliği VDV de (2015) benzer araştırmalarında kentlerde otonom araçlar kullanılması durumunda bugünkünden yüzde 80 daha az bir araç sayısına ihtiyaç olacağını vurgulanıyor.

DÜNYADA ELEKTRİKLİ TAKSİ KULLANIMI ÇALIŞMALARI

UITP olarak sizin otonom ve elektrikli araçlarla ilgili çalışmanız var mı? Varsa bu çalışma hakkında bilgi verir misiniz?

UITP olarak yaptığımız bir araştırmada otonom araçlar için iki ana senaryo ortaya konulmaktadır. Birinci senaryoda otonom araçların özel sahiplik altında bugünkü özel araçlar gibi kullanıldığı varsayımı bulunmaktadır. Bu senaryo gerçekleşirse kent içi ulaşımda trafiğin ve verimsizliğin daha da artacağı kaçınılmaz olacaktır. Diğer senaryo ise otonom araçların bireysel sahiplikle değil de paylaşıma açılan filolar şeklinde işletilmesidir. Bu senaryoda ise tercih edilen seçenek paylaşılan özel araç filolarının toplu taşımacılık ile tam entegrasyonudur. Ancak bu şekilde sürdürülebilir ulaşım yaklaşımına uygun bir kullanım söz konuşur olabilmektedir.

Bu noktada UITP tarafından altı önemle çizilen iki temel husus bulunmaktadır: Otonom araçların paylaşılan filolar olarak kullanılması ve toplu taşımacılık ile iyi entegre olmaları. Bu şartlar kent içi ulaşımda trafiğin artmaması açısından önemli hususlardır.

Elektrikli taksiler ise bugün yine çok yayın olarak üzerinde tartışılan bir konu. Londra’da 2018 yılı itibarıyla tüm yeni taksilerin ‘sıfır’ emisyonlu olması öngörülüyor. Bu dönüşüm ile şehirdeki hava kalitesinin arttırılması hedefleniyor. Aynı şekilde elektrikli taksilere yönelik ciddi bir gelişim ve dönüşüm söz konusu. Çin’in başkenti Pekin’de tüm taksilerin elektrikli taksiye dönüştürülmesine yönelik bir proje başlatıldı. Çin’in Taiyuan şehrinde ise mevcut durumda 4 binden fazla elektrikli taksi hizmet vermeye devam etmektedir. Kanada’nın Montreal kentinde ise elektrikli taksi filosunu faaliyete alan Teo Taksi Şirketi, bu yöntem ile akaryakıt giderlerinin yüksek olduğu Kanada’da ciddi bir maliyet avantajı sağlamaktadır .

Elektrikli taksilerle ilgili dünya genelinde en önemli gelişmeler ve en yaygın uygulamalar Çin’de gerçekleşmektedir. Çin’in Shenzhen kentinde Shenzhen Otobüs Grubu ve elektrikli taksi aracı üreticisi BYD ortaklığında kurulan Shenzhen Pengcheng Elektrik taksi Co. Ltd. dünyada bu alandaki öncü kurumlardandır ve hâlihazırda 5 bin 533 elektrikli taksi ile işletmeye devam etmektedirler. Bu araçlar hâlihazırda 890 milyon kilometreden daha fazla yol kat etmişlerdir Kent genelinde 59 şarj istasyonu ve 2 bin şarj noktası bulunmaktadır. Shenzhen’de artan talebi karşılayabilmek için 5 bin yeni şarj noktası daha planlanmaktadır. Çin devleti tarafından elektrikli taksilere dönüşüm sürecinde devlet desteği sağlanmıştır. Elektrikli taksi araçlarının fiyatı 300 bin RMB civarındayken devlet araç başına 120 bin RMB civarında destek vermiştir.

Dubai’de elektrikli taksilerin kullanımını yaygınlaştıran kentlerdendir. Hâlihazırda Dubai Taksi Şirketi tarafından 50 adet elektrikli Tesla kullanılmakta ve bugüne kadar bu araçlarla 64 bin yolculuk yapılmıştır. Bu araçları kullanan yolcuların memnuniyet oranı ise yüzde 97 olarak tespit edilmiştir. Dubai Taksi Şirketi 2018 sonuna kadar elektrikli Tesla aracı sayısını 125’e çıkarmayı planlamaktadır.

Baden Wuerttemberg’da elektrikli veya hibrid araçlara geçiş için taksi işletme şirketlerine 15 bin euroya kadar, Viyana’da elektrikli taksilere geçiş için 5 bin euroya kadar destek verilmektedir. Hollanda’da 2012 yılında ülke genelinde temiz yakıt kullanan taksilere geçiş için Ulusal Hava Kalitesi İşbirliği Programı başlatılmış ve 25 milyon euro bütçe tahsis edilmiştir.

Benzer biçimde Portekiz’de 6 milyon evroluk bir bütçe ile taksi araçlarının dekarbonizasyonuna destek planlanmıştır. Elektrikli Taksilerin kullanımının yaygınlaştırılması açısından en kritik unsurlardan birisi de şarj istasyonlarının yaygınlaştırılmasıdır. Hâlihazırda birçok kentte bu alanda da ciddi çalışmalar yapılmaktadır.

Kaan Yıldızgöz’ün “Dijitalleşme Çağında Taksiler” kitabından dikkat çeken notlar…

-Taksi taşımacılığının ilk başlangıcına yönelik belgeler 17. yüzyılda Paris ve Londra’da atların çektiği taksi araçlarını göstermektedir. Londra’da 1654 yılında atların çektiği taksi araçlarının hizmet seviyelerinin belirlenmesi amacıyla bir yönetmelik de çıkarılmıştır.

-Taksimetre ise 1891’de Alman Wilhelm Bruhn tarafından icat edilmiştir ve Almanca anlamıyla ‘taxemeter’, vergi-ücret ölçen cihaz anlamına gelmektedir. Bugün sıkça kullandığımız ‘taksi’ kelimesi ise taksimetreden gelmektedir.

-Taksiler ilk kez New York’ta uzak mesafeden en kolay görülebilen renk oldukları kanaatiyle sarıya boyanmışlardır.

-İzmir’de taksi başına 1232 ve İstanbul’da ise 804 vatandaş düşerken Dubai’de taksi başına 167, New York’ta ise 108 kişi düşmektedir.

-En pahalı taksi ücreti Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de en ucuz ise Jamaika’nın başkaneti Kingston Bay’de.

-İran’ın başkenti Tahran’da taksi şoförü olabilmek için evli olmak, Singapur’da ise en az 30 yaşında olmak gerekiyor.

-Londra’da taksi şoförü olabilmek için 4 yıllık bir eğitim ve staj süresi bulunuyor.

-Dünya genelinde en yaygın taksi araç markaları Toyota ve Hyundai.

-En az kaza oranına sahip taksiler Singapur’da.

-Londra’daki tüm siyah taksiler tekerlekli sandalye erişimine uygun ve şoförler bu alanda eğitiliyor. Şoförlerin tekerlekli sandalyeli yolculuyu kabul etmeme durumunda 1000 Sterlin cezaya çaptırılırlar.

-Finlandiya’da engelli yolcular için devlet tarafından sübvanse edilen sosyal aktivite amaçlı 18 adet tek yön taksi yolculuğu fırsatı verilir.

-Taksiler sayı olarak dünya genelindeki toplam motorlu araçların yüzde 2’sine tekabül ederken, kentlerde ulaşım kaynaklı sera gazı emisyonu, gürültü vb gibi çevresel etkilerin yaklaşık yüzde 20’sinden sorumludurlar.

-Londra’da 2018 yılı itibarıyla tüm yeni taksilerin sıfır emisyonlu olması kararı alınmıştır.

-Otonom araçlarla ilgili bir çok ülkede gelişmeler yaşanırken ABD, Almanya, İngiltere, Hollanda gibi ülkeler bu alanda mevcut yasaların güncellenmesine başlayarak otonom araçların kullanımını açacak adımlar atmaktadırlar. ABD’de 33 eyalet otonom araçların yollarda trafiğin parçası olmasına izin vermektedir. Bu konuda en önde giden eyalet olan Kaliforniya’da 50’ye yakın firma otonom araçların testlerini yapmaktadır.

-Dünya genelinde en çok bilinen ve tartışılan yolculuk satış uygulaması UBER olmasına rağmen yolculuk sayısı açısından en büyük yolculuk satış uygulaması Çin’in DIDI firmasıdır.

-Yolculuk satış uygulamalarının pazar değerleri günden güne artmaktadır. UBER’in pazar değer 70 milyar dolar üzerine DİDİ Pazar değer ise 56 milyar dolara çıkmıştır.

 “Dijitalleşme Çağında Taksiler” kitabında neler işleniyor

-Taksi Taşımacılığı ve Kent içi Ulaşımdaki Rolü

-Farklı Taksi Kategorileri

-Taksi Taşımacılığının Yasal ve Kurumsal Yapısı

-Kentlerde İdeal Taksi Miktarı

-Taksilerde Ücret Yönetimi

-Taksi Şoförleri

-Bireysel Taksi İşletmecilerinin Kurumsallaşması

-Hizmet Kalitesi Yönetimi

-Taksi Araçları ve Bakım Yönetimi

-Taksi Taşımacılığından Dönüşüm Alanları: Teknoloji, Tasarım, Çevre, Emniyet & Güvenlik, Erişilebilirlik, Entegrasyon

-Yeti Ulaşım Hizmetleri: Paylaşımlı Ulaşım, Otonom Araçlar, MaaS

-Yolculuk Satış Uygulamaları: Kent içi Ulaşıma Etkileri, Yasal Tartışmalar ve Dünyadaki Yasal Düzenleme Örnekleri.

KİTAP HAKKINDA NE DEDİLER?

''… son dönemdeki teknoloji devrimi sonrasında taksi taşımacılığı ile ilgili kaleme alınan ilk eserlerden… Türkiye’deki taksi idareleri, işletmeciler, endüstri kurumları ve yolculuk satış uygulamaları için harika bir kaynak” Pere Calvet, UITP Başkanı ve FGC Barselona Genel Direktörü

"Kaan Yıldızgöz taksi sektöründe yer alan herkesin okuması gereken bir kitap yazmış… Bu kitabı okuyun ve taksi taşımacılığındaki küresel deneyimlere vakıf olun!”— Abdulla Sultan Al Sabbagh, CARS Taxi Grup CEO’su & UITP Taksi Platform Başkanı

“Türk taksi işletmecilerinin hizmet kalitesini iyileştirerek, verimliliği arttırma yöntemlerini gösteren, Türk Taksi Taşımacılığının Geleceğini Şekillendirecek çok önemli bir kaynak!” – Celil Anık, İzmir Şoförler ve Otomobilciler Odası Başkanı & Türkiye Şoförler Federasyonu Başkan Vekili

KAAN YILDIZGÖZ KİMDİR?

Kaan Yıldızgöz halihazırda Brüksel’de UITP’nin dünya genelindeki tüm eğitim programlarından sorumlu Eğitim Direktörü olarak görev yapmaktadır. Kaan Yıldızgöz kent içi ulaşım alanında bu güne kadar 30 farklı ülkede eğitim vermiştir ve UITP bünyesinde 50’den fazla ülkede 90’dan fazla ülkeden gelen katılımcılara yönelik eğitim programları düzenlemiştir. Kaan Yıldızgöz Dubai’de UITP Orta Doğu ve Kuzey Afrika Ulaşım Mükemmeliyet Merkezi Direktörü, Türk Hava Yolları’nda Miles&Smiles Müşteri Sadakat Programı Müdürü, Metro Istanbul’da Kalite & Kurumsal Gelişim Müdürü ve Genel Müdür Danışmanı olarak görev yapmıştır. Star Alliance Havayolları Birliği Loyalty Strateji Komitesi üyeliği, Uluslararası Yol Birliği IRU Eğitim Akademisi Danışma Kurulu üyeliği, Uluslararası Ulaşım İdareleri Birliği IATR Danışma Kurulu üyeliği görevlerinde bulunmuştur. Kaan Yıldızgöz 2010-2012 yılları arasında İstanbul Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitelerinde part time ögretim görevlisi olarak, Ecole Polytechnique Fédérale de Lausanne’da misafir eğitmen olarak yer aldı. İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği Bölümü’nü 2.5 yılda tamamlayarak mezun olan Kaan Yıldızgöz, yüksek lisansını Marmara Üniversitesinde Uluslararası İşletmecilik alanında yaptı. ABD Harvard Üniversitesinde Altyapı Yatırımlarının Yönetimi Üst Düzey Yönetici eğitim programını bitirdi. Kaan Yıldızgöz’ün doktora çalışmaları ise Yeni Ulaşım Hizmetleri üzerinedir.

Etiketler :