Euro 6C motor nedir? İşte cevabı…

Euro 6C motor nedir? İşte cevabı…

Iveco Orta ve Ağır Vasıtalar Ürün Müdürü Tarkan Özyönüm, “Euro 6C, zararlı atık emisyonunda zorunlu tutulan üst değerler bakımından Euro 6 seviyesi gibi kabul edilebilmekle beraber, aracın oto-diaynoz (OBD/on board diyagnosis) sisteminin devreye girmesi konusundaki eşik değerlerini düşürmektedir” diyor.

ÖZEL HABER - Ağır ticari araç sektöründe satış adetleri dışında en çok konuşulan konuların başında Euro 6C’ye geçiş yer alıyor. Peki Euro 6C nedir? Euro 6C’nin Euro 6’dan farkları nelerdir, Euro 6C’nin sağladığı avantajlar nelerdir, Euro 6C’ye geçiş ile birlikte neler değişecek? İşte bu soruları konunun uzmanına sorduk. IVECO Orta ve Ağır Vasıtalar Ürün Müdürü Tarkan Özyönüm, Euro 6C ile ilgili www.yesillojistikciler.com’un sorularını cevaplandırdı…

EURO 6C NEDİR?

Dizel ve doğalgazlı ağır hizmet tipi araçların partikül molekülü emisyonunu takip eden on-board diyagnoz sistemlerinin teknik işleyişi daha önce Avrupa Komisyonu'nun 582/2011 sayılı yönetmeliği ile düzenlenmekteydi.

Bu yönetmelikte revizyon yapan 12 Haziran 2014 tarih ve 627/2014 sayılı yönetmeliğinin kabulü ile araçlarda "Euro 6C" tanımını kullanılmaya başlandı. Euro normlarının araçların egzoz emisyonları bakımından zararlı atık miktarlarını düzenlediği malum.

Söz konusu yönetmelikler de bu miktarların sürekli olarak aracın oto-kontrolü altında olmasını ve herhangi bir uyumsuzluk durumunda aracın oto-diyagnoz yapmasını zorunlu tutacak süreçleri düzenliyor. Ayrıca bir taraftan da bunların gelişmelerini zorunlu tutuyorlar. Özet olarak Euro 6C, aracın Euro 6 normuna uygun davranışını kontrol eden sisteminin daha gelişmiş olması anlamına geliyor.   

EURO 6C’NİN EURO 6’DAN FARKI NEDİR?

Euro 6C, zararlı atık emisyonunda zorunlu tutulan üst değerler bakımından Euro 6 seviyesi gibi kabul edilebilmekle beraber, aracın oto-diaynoz (OBD/on board diyagnosis) sisteminin devreye girmesi konusundaki eşik değerlerini düşürmektedir. Aynı zamanda aracın emisyon kontrol zorunluluğundaki şartları ağırlaştırmaktadır.  Dolayısıyla araç üzerinde daha fazla emisyon kontrolü yapan üniteye ihtiyaç duyulmaktadır. 

EURO 6C’YE GEÇİŞ İLE BİRLİKTE TÜRKİYE’DE NELER DEĞİŞECEK?

Türkiye'de Euro 6C zorunluluğu, Avrupa ile birebir eşzamanlı olarak, ithal ve yerli tüm ağır hizmet araçlarını kapsayacak şekilde devreye girmiştir. Yani, 01.01.2017 tarihinden itibaren üretilen (dolayısıyla trafik tescili esnasında uygunluk belgesi tarihi bu tarihten itibaren olan) ithal ve yerli tüm ağır  hizmet araçlarında Euro 6C yönetmeliğe göre üretilmiş olma şartı aranmaktadır.

Bu, söz konusu tarihten itibaren üretilen araçların egzoz emisyonlarını daha yüksek seviye kontrol altında tutabildikleri, dolayısıyla çevreci olma özelliklerini daha yüksek seviyede koruyabildikleri anlamına gelmektedir.

Araç üzerinde ilave ünitelere (sensörlere) gereksinim yarattığı için Euro 6C yönetmeliği, Euro 6 araçlara nazaran bir miktar maliyet yükselmesini beraberinde getirmiştir.  

IVECO’NUN EURO 6C ARAÇLARININ SAĞLADIĞI AVANTAJLAR NELERDİR?

IVECO'nun Euro 6C avantajlarından önce IVECO'nun benzersiz Euro 6 avantajlarından bahsetmek gerekir. IVECO, EURO 6 normuna geçişini tüm Eurocargo, Stralis, Trakker, Astra grubu araçlarında benzersiz ve patentli  yüzde100 SCR sistemi ile sağlamıştır. Bilindiği üzere Euro 6 geçişi tüm markalarda ya yüzde100 SCR ya da EGR+SCR sistemleri ile yapılmıştır. yüzde100 SCR sistemini dünyada ilk kullanan marka IVECO'dur. IVECO'nun söz konusu patentli sisteminin verim oranının yüzde97 olması ise IVECO'yu halen "benzersiz" kılmaktadır.

Bu sistemde EGR, dolayısıyla artık pazarın yakından bildiği EGR dezavantajları bulunmamaktadır. Sistem, öncelikle daha düşük yakıt tüketimi, düşük PM üreten motor ayarı sayesinde uzun yağ ve motor ömrü, daha düşük soğutma ihtiyacı ve daha kompakt ve hafif emisyon sistemi sunmaktadır.

Yüzde100 SCR sisteminde motor düşük miktarda partikül üretir bu da uzun motor ve yağ ömrü avantajı sağlar. Öte yandan sürekli devredeki ‘Pasif’ tip DPF filtresi  partikülleri elimine eder, yakıt tüketimi düşer ve ilave soğutma gerektirmez. 

Ayrıca DPF filtresinin yine daha az PM üreten motor sayesinde daha düşük seviyede tıkanıyor olması, filtrenin PM'den temizlenmesi anlamına gelen "rejenerasyon" işleminin rakiplerin çoğunda olduğu gibi aktif değil pasif yapılmasını sağlamaktadır. Söz konusu "pasif tip rejenerasyon" süreci sayesinde, hem araç sürücüsüne yapması gereken prosedür yüklemesi olmamakta, hem araç zorunlu durma süreçlerinden kurtulmakta, hem de araç çevresi için (Egzoz gazı EGR'li sistemlerde olduğu gibi çok yüksek sıcaklıklara çıkmadığından) tehlikeli olmamaktadır. Bu son avantaj özellikle tehlikeli madde doldurma boşaltma yapılan yerlerde öne çıkmaktadır.

Etiketler :