yesillojistikciler.com olarak Ekol Türkiye Ülke Müdürü Arzu Akyol Ekiz’e Ekol Lojistik’in Covid-19 (koronavirüs) sürecinde çalışmalarını nasıl sürdürdüğünü, bu döneme yönelik aldıkları tedbirleri ve iş yapış şekillerini sorduk. İşte Arzu Akyol Ekiz’in sorularımıza yaptığı açıklamalar…  

“BU SÜREÇTE İŞİMİZİN BAŞANDA DURARAK EN İYİSİNİ YAPMA GAYRETİ İLE ÇALIŞIYORUZ”

Ekol Lojistik olarak Türkiye’nin yaşadığı bu zorlu süreçte işimizin başında durarak, elimizden gelenin en iyisini yapma gayretiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Koronavirüs salgınına karşı çalışanlarımızın ve müşterilerimizin sağlığını korumaya yönelik bir dizi önlemi hayata geçirdik. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan açıklamalar doğrultusunda olası salgın senaryoları oluşturarak, eylem planımızı hazırladık.

“KORONAVİRÜSTEN KORUNMA YOLLARI” KONULU TOOLBOX EĞİTİMLERİ GERÇEKLEŞTİRDİK”

Aldığımız tüm tedbirlere karşın tesislerde şüpheli bir vaka ile karşılaşıldığında yapılması gerekenlerle ilgili acil durum hareket planı ve senaryoları hazırlayarak e-posta yoluyla çalışanlarımızla paylaştık. Tesislerimizdeki operasyon ve idari binalardaki ofis çalışanlarımıza işyeri hekimleri tarafından “Koronavirüsten Korunma Yolları” konulu toolbox eğitimleri gerçekleştirdik.  İşyeri hekimlerimizin yasal olarak verdiği iş sağlığı eğitimlerinin sonunda koronavirüs hakkında bilgilendirme yapıldı.  E-learning eğitimleri düzenledik. Sürücülerimize yönelik “Koronavirüsten Korunmak için Yapılması Gerekenler” ve “Maske kullanımı” ile ilgili bilgilerin yer aldığı el ilanları hazırladık. 

“MÜŞTERİLERİLERİMİZLE OPERASYON YÜRÜTTÜĞÜMÜZ ÜLKELERDEKİ MEVCUT DURUMU PAYLAŞIYORUZ”

Çalışanlarımızın ve müşterilerimizin sağlığı için gerekli tüm çalışma ve düzenlemeleri yaparak Ekol’de koronavirüs ile mücadeleyi en üst noktaya taşıdık. Bu süreçte müşterilerimize her bir yeni gelişmede bilgi verdik, vermeye devam ediyoruz. Müşterilerimiz ile her hafta düzenli olarak operasyonlarımızı yürüttüğümüz ülkelerdeki güncel durumu paylaşıyoruz. 

“İHRACATIN BEL KEMİĞİ LOJİSTİK, SALGINDAN EN FAZLA ETKİLENEN SEKTÖRLER ARASINDA YER ALIYOR”

Yaşanan konjonktürde ihracatın bel kemiğini oluşturan lojistik, küresel çaptaki bu salgından en fazla etkilenen sektörler arasında yer alıyor. Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını, sınır kapılarındaki kısıtlamalar nedeniyle karayolu taşımacılığını neredeyse durma noktasına getirdi. Sınır kapılarında kilometrelerce uzanan TIR kuyruklarına şahit oluyoruz. 

“BU SÜREÇTE İNTERMODAL EN AZ HASAR ALAN TAŞIMACILIK MODELİ OLDU”

Lojistik sektöründe bugün geldiğimiz noktada farklı taşıma modellerine sahip olmanın risk yönetimindeki etkisini ve sağladığı katkıyı yaşayarak görüyoruz. Bu zorlu dönemde intermodal, en az hasar alan taşımacılık yöntemi oldu.  İntermodal taşımacılık modeline sahip olmayan birçok firma şu anda ciddi sıkıntılar yaşıyor.

İNTERMODALI 12 YILDIR BAŞARIYLA SÜRDÜRÜYORUZ

Biz, 12 yıldır başarıyla sürdürdüğümüz intermodal taşımacılık modelimiz ile kara taşımacılığına alternatif getirebildik. İntermodal taşımacılıktaki deneyimimiz ile kesintisiz ve sorunsuz bir şekilde hizmet vermeye devam ediyoruz.

EKOL LOJİSTİK OPERSAYONLARI NASIL YAPIYOR?

Tabii bu dönemde çalışanlarımızın ve müşterilerimizin güvenliği için aldığımız önlemleri en üst seviyeye çıkardık. İntermodal taşımacılık kapsamında; Türkiye’den çıkan yükleri Türk şoförlerimiz ve çekicilerimizle Yalova Terminali’mizde Ro-Ro’lara yüklüyoruz. Şoförlerimiz ve çekicilerimiz Yalova’da kalırken dorseleri, İtalya ve Fransa’ya gönderiyoruz. Ekol’ün Trieste  Limanı’na (İtalya) gelen dorseleri burada trenlere yükleyerek; Köln, Ludwigshafen, Kalsruhe, Ostrava, Kiel gibi Avrupa’nın çeşitli şehirlerine dağılımını gerçekleştiriyoruz. Fransa’da ise Sete Limanı’na indirilen dorseleri trenle  Paris’e ulaştırıyoruz. 

Ayrıca mevcut intermodal hatlarımıza Köstence’yi de ekledik. Karasu Limanı’nda COVİD- 19 uygulamaları sebebi ile çekicisiz ve sürücüsüz olarak RO- RO‘ya bindirdiğimiz tırlarımızı, 12 saatte Köstence Limanı’na ulaştırıyoruz. Sonrasında limanda hazır bekleyen çekici araçlarımızla en kısa sürede teslimat gerçekleştiriliyor. 

Bu şehirlerde yüklerin söz konusu ülkelerin çekici ve şoförleri tarafından teslim alınmasını sağlayarak müşterilerimizin fabrikalarına dağıtımını aksatmadan yürütüyoruz.

“MÜŞTERİLERİMİZLE BERABER HAREKET ETMEYE ÇALIŞIYORUZ”

Koronavirüse karşı alınan önlemler kapsamında; her ülkenin şoförü ve çekicisini kendi sınırları içerisinde tutarak bulaşma riskini ortadan kaldırıyoruz. Tüm yükleme ve indirme noktalarımızda dorselerin dezenfekte işlemlerini büyük bir titizlikle gerçekleştiriyoruz. 

Azalan kapasiteleri yönetmek adına müşterilerimizle beraber hareket etmeye çalışıyoruz. İş hacimleri azalsa da mevcut taleplerine cevap verebilmek noktasında faaliyet gösteriyoruz.

EKOL, UZAKTAN ÇALIŞMA MODELİNİ NASIL UYGULUYOR?

18 MART’TAN İTİBAREN BEYAZ YAKA EVDEN ÇALIŞMAYA BAŞLADI

Uzaktan çalışma modelini uyguluyoruz. Virüsün Türkiye’de yayılması senaryosu doğrultusunda; tüm ofis çalışanlarımızın evden çalışacak şekilde mobil hale getirilmesini düzenledik. Öncelikle yüksek risk grubunda olan çalışanlarımız için işyeri hekimlerinin onayı dahilinde evden çalışma duyurusu yaptık. İş planları ve modelleri uygun olan beyaz yaka çalışanlarımız da 18 Mart itibarıyla evlerinden çalışmaya başladı.  

Sahada bulunması gereken çalışanlarımızın nöbetleşerek çalışma yerlerine gelmelerini organize ettik. Tüm yöneticilerimizin nöbetleşerek ofis ve sahada destek amaçlı bulunmalarına yönelik planlamalarımızı oluşturduk.

Uzaktan çalışma modelimizde; iş ortaklarımızla iletişimi sürekli canlı tutmaya çalışıyoruz.  Özellikle online toplantı uygulamalarının kullanımı, iletişimi sürdürmek konusunda oldukça etkili oluyor. İletişimi sürekli tuttuğumuz ve bilgi alışverişini sağlıklı kıldığımız durumda, uzaktan çalışma işlerin sürekliliğini aksatmıyor, hatta daha da verimli hale getiriyor.

“KÜRESEL BİR KRİZ YAŞIYORUZ”

Dünyada milyonlarca kişiyi etkileyen koronavirüs salgını nedeniyle ülke ekonomilerinin, küresel ticaretin ciddi oranlarda duraksama yaşadığı bir dönemden geçiyoruz. Daha önce tecrübe edilmemiş küresel bir kriz yaşıyoruz. İnsan hayatını tehdit eden bir durum ile karşı karşıya bulunmamız şartlarımızı daha da zorluyor. İçinde bulunduğumuz en büyük problem ise belirsizlik. Kapanan, üretimlerine ara veren firmaların tekrar açılış tarihlerini almakta zorlanıyoruz. 

Böyle bir ortamda dünyada, mevcut durum yönetilmeye çalışılırken bir yandan da koronavirüsten sonrası konuşuluyor. Kriz sonrası “yeni normal”in ne olacağı önümüzdeki süreçte en çok tartışılan konulardan birisi olacak. Şüphesiz salgın sonrasında yeni bir dünya inşa edilecek, ekonomiyi düzeltmek için adımlar atılacak. İş yapış modelleri yeniden ele alınırken, teknoloji alanında yapılacak atılımlar şirketlerin daha fazla gündeminde olacak. Yaşamış olduğumuz krizin bize bir kez daha gösterdiği üzere, teknolojik altyapısı sağlam olan şirketler beklenmedik değişimlere daha kolay adapte olabilecek esnekliğe sahip olabiliyor.

SALGIN GÜNLERİNDE LOJİSTİK FAALİYETLERİN ÖNEMİ DAHA DA ARTTI

Salgın günlerinde, doğru ve etkin sürdürülen lojistik faaliyetlerin önemi daha da arttı. İnsanların ihtiyaçlarının kesintisiz bir şekilde karşılanmasında lojistik sektörü hayati öneme sahip. Bu süreçte lojistik sektörü önemli bir sorumluluk üstleniyor. Özellikle gıda, hızlı tüketim ürünleri ve sağlık alanında tedarik zincirinin aksamadan çalışması belki her zamankinden daha kritik hale geldi. Dağıtım vb. gibi alanlardaki tüm risklere rağmen sahada özveri ile çalışmaya devam eden tüm sektör çalışanlarına minnettarız. Ayrıca sınır kapılarında yaşanan tüm zorluklara göğüs geren şoförlerimizi de unutmamız gerek. 

2020 TİCARİ ANLAMDA MAALSEF KAYIP BİR YIL OLACAK

Sektör, hâlihazırda gerek azalan iş hacmi gerekse alınan önlemler sonucu artan maliyetler nedeniyle ciddi sıkıntı yaşıyor. Bizde tüm dünya gibi mayıs ayı içerisinde salgının kontrol altına alınıp, haziran ayı itibarıyla da hayatın normale dönmeye başlamasını umut ediyoruz. Ancak salgının etkilerinin devam ederek krizin sonbahar aylarına uzaması 2020’nin ticari anlamda maalesef kayıp bir yıl olmasına neden olacaktır.

“TEDARİK ZİNCİRİNİN SÜREKLİLİĞİ HİÇ OLMADIĞI KADAR ÖNEM KAZANACAK”

Orta ve uzun vadede ise lojistik sektörünün bu krizden gerekli altyapı çalışmaları yapıldığı takdirde daha sağlam ve değerli çıkacağını düşünüyorum. Tedarik zincirinin sürekliliği kavramı hiç olmadığı kadar önem kazanacak ve bu da sektörümüzün kuvvetlenmesine katkıda bulunacaktır.