Haydar Özkan: “Yakın gelecekte Türk TIR’ları Çin’den Avrupa’ya mal taşıyacak!”

Haydar Özkan: “Yakın gelecekte Türk TIR’ları Çin’den Avrupa’ya mal taşıyacak!”

Modern İpek Yolu’nun nereden geçeceğine ilişkin dünyada bir rekabetin olduğunu belirten IRU Bölge ve Ortadoğu Daimi Temsilcisi Haydar Özkan, Modern İpek Yolu’nun iki alternatifinin olduğunu bunlardan birincisini Güney Hazar, ikincisini ise Kuzey Hazar hattının oluşturduğunu hatırlatıyor ve ekliyor: “IRU olarak bizim hedefimiz TIR Sistemi’nin İpek Yolu güzergahında yaygınlaştırılması

Modern İpek Yolu’nun nereden geçeceğine ilişkin dünyada bir rekabetin olduğunu belirten IRU Bölge ve Ortadoğu Daimi Temsilcisi Haydar Özkan, Modern İpek Yolu’nun iki alternatifinin olduğunu bunlardan birincisini Güney Hazar, ikincisini ise Kuzey Hazar hattının oluşturduğunu hatırlatıyor ve ekliyor: “IRU olarak bizim hedefimiz TIR Sistemi’nin İpek Yolu güzergahında yaygınlaştırılması. Bu bizim Türkiye ile ortak hedefimiz. Şu anda Çin, TIR Sistemi’ne girme konusunda ileri seviyeye geldi. Yani biz açıkçası bir yıl içinde Çin’in TIR Sistemi’ne girdiği haberini duyacağız. TIR karnesi ile eşya taşıyan bir kamyonun Çin sınırlarından TIR karnesi ile içeri girmesi mümkün hale gelecek. Yani bir Türk TIR’ının Çin’in içinden mal alıp Avrupa’nın bir ülkesine mal taşıması mümkün hale gelecek.”[caption id="attachment_5872" align="alignright" width="400"] IRU Bölge ve Ortadoğu Daimi Temsilcisi Haydar Özkan[/caption]ÖZEL HABER - Mart 1948 yılında kurulan Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği (International Road Transport Union/IRU) bugün 70’den fazla ülkede 170 kadar üyesiyle uluslararası platformda ve yerel alanda çalışmalarını sürdürüyor. Ulusal dernekler aracılığı ile dünya genelinde karayolu taşımacılığını temsil eden IRU, karayolu taşımacılığını etkileyen kararların alındığı uluslararası platformlarda sektörün çıkarlarını savunuyor. Karayolunda mesleki standartların geliştirilmesi, karayolu sektörünün güvenlik düzeyinin ve çevrenin korunmasına katkının artırılması, kişilerin ve malların hareketliliğinin sağlanması yönünde çalışmalar yapan IRU, öte yandan sınır kapılarından çıkış yapan araçların kapılarda kontrol edildikten sonra varış noktasına kadar geçiş yaptıkları diğer sınır kapılarında başka kontrollerin yapılmasına ihtiyaç duyulmadan geçebilmelerini sağlayan TIR Sistemi’nin de uluslararası garantörlüğünü yapıyor.IRU’nun; araçların yakıt tüketiminde güvenli, temiz, verimli ve ekonomik olmasını sağlamak, sağlıklı filo yönetimini, düzenli araç bakımını ve sürücüler için uygun çalışma koşullarının sağlanmasını teşvik etmek, karayolunda güvenliğin artırılması ve yollardaki yoğunluğun azalması için çalışmalar gerçekleştirmek, araçların çevresel performansının artırılması için çalışma yapmak, karayolu taşımacılığındaki prosedürlerin basitleştirilmesi ve uyumlaştırılması için çaba sarf etmek, ulusal ve uluslararası mevzuatlarda meydana gelen değişiklikler hakkında sektörü bilgilendirmek, uluslararası ticaretin ve taşımacılığın önündeki engellerin kaldırılması için faaliyet göstermek gibi birçok misyonu bulunuyor.TIR Sistemi garantörlüğü, IRU’nun özellikle Türkiye’deki uluslararası karayolu taşımacılığında en çok bilinin görevlerinden birini oluşturuyor. TIR Konvansiyonu uyarınca IRU, karayolu taşımacılık sektörünü temsil eden ulusal üye dernekler aracılığı ile TIR transit işletmelerinin yürütülebildiği uluslararası bir teminat zincirini yönetiyor.İşte böyle önemli bir uluslararası birlikte uzun yıllardır önemli bir görev üstlenen Haydar Özkan ile www.yesillojistikciler.com olarak uluslararası karayolu taşımacılığının gündemi ile ilgili konuştuk. İşte IRU Bölge ve Ortadoğu Daimi Temsilcisi Haydar Özkan ile yaptığımız sohbette konuştuğumuz konular ve onunun bu konularla ilgili anlattıkları…KARAYOLU VE ÇEVRE “Sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde çevreyi kara taşımacılığı kirletiyor şeklinde bir algı var. Ancak bu algının ortada sebebi yok. ‘Karayolu taşımacılığı kirlidir. O yüzden zapturapt altına alınması gerekiyor. Bunun için toplum, hükümet yani hepimiz bu tehdidi kontrol etmeliyiz’ şeklinde bir bakış açısı var. Ama bunun arkası yok. ‘Bu yanlıştır ve bu yanlış ise niye bugün ortadadır’ dediğinizde sorumlusunu da kolay bulamıyorsunuz. ““SADECE TAŞIMA MODUNA YAPIŞTIRMAMAK LAZIM”“Peki karayolu taşımacılığı gerçekten çevreye zarar veriyor mu? Taşımacılığı bir kenara koyalım, bir kere çevreye insan kendisi zarar veriyor. İnsan doğduğu andan itibaren çevreye zarar verir. İnsan, teknoloji ve medeniyet çerçevesinde yaşam standartları iyileştirilmeye çalışılırken yaptığı tüm faaliyetleri ile çevreye zarar verir. Aramızdaki en önde giden çevrecinin giydiği kıyafette çevreye zarar verme pahasına üretilmiştir. Aslında çevreye zarar vermeyi o manada kabullenmek lazım. Bunu sadece tek bir taşıma moduna da yapıştırmamak lazım.”“MESAFE VE TAŞINAN KARGO YÜKÜ AÇISINDAN BAKILDIĞINDA EN ZARARLI ULAŞTIRMA MODU HAVA TAŞIMACILIĞIDIR”“Bugün A ve B noktası arasındaki mesafe ve o mesafe içerisinde taşınan kargo yükü açısından baktığınız zaman en fazla çevreye zararlı olan ulaştırma modu havayolu taşımacılığıdır. Türkiye’nin son 10 yıldır yaptığı en önemli taşımacılık çalışmalarının başında havayolu taşımacılığını geliştirilmesi var. Şimdi burada Türkiye, havayolu taşımacılığını geliştirmekle hata mı etmiştir. Çevreye en zararlı ulaştırma modunu Türkiye, ciddi yatırımlar yaparak son 10 yılda çok önemli oranda geliştirdi. Dolayısıyla bu soruların doğrudan net yanıtları yok.”“ÇEVREYE EN AZ NASIL ZARAR VEREBİLİRİM? DEMELİYİZ”“Çevreye ben dahil herkes zarar veriyoru kabul ettikten sonra asıl soru şu: Çevreye zararı nasıl en asgariye indirerek faaliyetlerimizi yapabiliriz? Yani Yeşil Lojistik ve yeşil dostu taşımacılık aslında budur. Herkes doğduğu andan itibaren çevreye zarar veriyor. O zaman insanın demesi gereken şu: Çevreye zarar vermek kaçınılmaz bir sonuç olmakla beraber; yaptığımız faaliyetlerde çevreye en az nasıl zarar verebiliriz?”“MODLAR ARASINDA BİR TANESİNİ CEZALANDIRMAK DOĞRU DEĞİL”“Karayolu taşımacılığı çevreye zarar veriyor mu? Evet zarar veriyor. Diğer modlarda zarar veriyor.  Pe öyleyse modlar arasında bir tanesini cezalandırıp diğerini teşvik etmek doğru mu? Mesela şu çok yaygın bir kanaattir: Demiryolu taşımacılığını teşvik etmek suretiyle karayolu taşımacılığının payını azaltalım, bunu başarabilirsek o zaman biz çevreye daha az zarar verebiliriz. Bu bakış açısı sadece Türkiye’ye mahsus değil, dünya genelinde böyle bir bakış açısı var. Zaten biz IRU olarak sadece Türkiye odaklı bakmıyoruz.”DEMİRYOLU ÇEVREYİ KİRLETMEZ ALGISI…“Öyle hesaplamalar var ki… Mesela deniliyor ki: Demiryolu çevreye zarar vermez. Neden elektrik tüketir. Evet, tren raylar üzerinde giderken elektrikle çalıştığı için herhangi bir zarar verici madde üretmez. Burada bulunduğunuz ülkede elektrik neden üretiliyor ona bakmak lazım. Eğer konvansiyonel kaynaklardan örneğin linyit kömürü santrallerinde üretiliyorsa ve o demiryolundaki treni çalıştırırken o elektriği tüketiyorsanız aslında o tren de çevreye zarar veriyor. Tükettiği enerjinin üretim aşamasında zarar veriyor. Tren önümüzden geçerken o kirletmeyi görmediğimiz için bu durumu fark edemiyoruz.”ALMANLARIN ARAŞTIRMASI“Alman Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin Almanya’da bir üniversiteye yaptırdığı bu konuyla ilgili eski bir çalışması var. Bu çalışmada karayolu taşımacılığı ile kombine taşımacılık karşılaştırılıyor. Tek başına karayolu ile yapılan taşımacılığın, kombine taşımacılığa (tren+karayolu)  göre daha fazla zarar verdiğini öngörürüz değil mi? Oysa bu çalışmada farkın zannedildiği kadar çok olmadığı görülüyor. Almanlar, Türkiye’nin de dahil olduğu hatlarda bir çalışma yapmış. Demişler ki, bu güzergâhlarda kamyon tek başına alsın malı ve göndersin. Aynı mal aynı yoldan kombine taşımacılıkla da gitsin. Çevreye hangisi zarar veriyor, vermiyor? Yapılan araştırmada bazı hatlarda kombine taşımacılığın karayoluna oranla çevreye daha fazla zarar verdiği görülüyor.”AB YENİ BİR TREYLER ÜNİTESİ OLUŞTURMAYA ÇALIŞIYOR“Avrupa Birliği (AB) içinde yolların altyapısının izin verdiği güzergahlarda daha uzun araçların kullanılması ile ilgili bir çalışma yapıldı. AB yeni bir treyler ünitesi oluşturmaya çalışıyor. Böylece b uzatılmış araçlarla karayolunun kargo başına çevreye verdiği zarar da azaltılmış olacak. Taşıdığı yük de aratacak.”IRU, KARBONDİOKSİTİN AZALTILMASI İLE İLGİLİ HEDEF KOYDU“Özetle şunu diyorum: Tüm modlar çevreye zarar verir. Karayolu da çevreye zarar verir. Karayolu taşımacılığının çevre verdiği zarar ancak ticari karayolu taşımacılığı söz konusu olduğu zaman zannedildiği kadar ürkütücü değil. Özellikle bu tür kıyaslamalarda hükümetler politika oluşturuyorlar ise tüm modların kullandığı enerjinin kaynağının üretiminde çevreye verdiği zararı da dikkate alarak planlama yapmalı. Peki bunları söyleyerek nereye gelmeye çalışıyorum. Taşımacılık esas itibarıyla sürdürülebilir bir şekilde yapılmaya çalışılmalı ve her mod kendisinin çevreye verdiği zararı olabildiğince asgariye düşürmeye çalışmalı. IRU, bu yönde aldığı kararla 2030’a kadar karbondioksit salınımını yüzde 30 azaltma taahhüdünü verdi. Burada hedef nedir? Ticaret dünyada artıyor. Daha fazla kamyon daha fazla yollarda mal taşıyacak. Trend bu şekilde olmasına rağmen biz 2030 yılına geldiğimizde 2010 yılına oranla karayolunun karbondioksit salınımını yüzde 30 azaltılması hedefleniyor.”ÇEVRE DUYARLILIĞI EN YÜKSEK MOD KARAYOLU TAŞIMACILIĞI“Aslında çevre duyarlılığı konusunda hassasiyetin en yüksek mod bence karayolu taşımacılığı. Ben demiryolu taşımacılığı ve onu temsil edenlerin ağzından demiryolu taşımacılığının çevreye verdiği zararın azaltılması konusunda bir argüman, bir çalışma, proje hiç duymadım. Ayrıca havayolu taşımacılarından da duymadım.  Tüm dünyadaki ülkelerde hükümetlerin ‘biz havayolunun çevreye verdiği zararı azaltacağız, demiryolu taşımacılığının çevreye verdiği zararı azaltacağız’ şeklinde bir iddiasını genel olarak pek duymuyoruz. Bu yönde söylemlerin olmamasının arkasında o moda kamuoyu baskısının olmamasından kaynaklanıyor. Karayolu taşımacılığı işte bu kamuoyu baskısı nedeniyle aslında çevreye duyarlılık konusunda diğer modlardan çok daha hassas. Çünkü kendisini savunmak zorunda hissediyor. Ama yapılan çalışmalara, objektif verilere bakıldığı taktirde görülüyor ki, aslında tüm modlar çevreye zarar veriyor. Karayolu taşımacılığı yeni teknolojisiyle beraber zannedildiğinin aksine diğerlerinden açık ara büyük farkla da zarar vermiyor.”KAMYONLAR VE OTOBÜSLER DÜNYADAKİ KARBONDİOKSİT SALINIMININ YÜZDE 3’ÜNDE SORUMLUDUR“Karbondioksit salınımında şu klasik bilgi var:  O bilgiye göre karayolu taşımacılığı dünyadaki karbondioksit salınımının yüzde 30’undan sorumlu. Burada diğer modların payını bilmiyorum. Ancak şunu biliyorum. Karayolu taşımacılığının içinde ticari karayolu taşımacılığının payı yüzde 10. Aslında kamyonlar ve otobüsler dünyadaki karbondioksit salınımının yüzde 3’ünde sorumludur. İlk algı nedir? Karayolları yüzde 30 karbondioksit salıyor. Ne diyorlar? İnsan kaynaklı karbondioksit salınımının yüzde 30’u karayolu taşımacılığından geliyor. Bunun içinden ticari karayolu taşımacılığını çıkarıp almanız gerekiyor. Bu da yüzde 3 ediyor. Yani insan kaynaklı faaliyetlerden kaynaklanan karbondioksit salınımının yüzde 3’ü ticari ürün taşıyan kamyon ve otobüslerden kaynaklanıyor. Bir gün kalksak ve dünyada hiç kamyon ve otobüs olmasa insanlar dünyaya yüzde 3 daha az karbondioksit salacak.”DÜNYADA KAMYONLAR OLMASA NE OLUR?“İsveç’te yapılan bir çalışmaya göre; kamyonlar olmadığı zaman 3 gün sonra hastanelerde temiz çarşaf kalmıyor. 4 gün sonra akaryakıt istasyonlarında kıtlık başlıyor. 5. günde artık eczanelerde temel ilaçlar ve kantinlerde temel gıda maddeleri bulunamıyor. Stockholm’e göre yapılan bir araştırma bu. Yani kamyonları ortadan kaldırdığınızda onun yerine bir şey ikame etmeniz gerekiyor. Ya her eczanenin, hastanenin önüne demiryolu yapacaksın ve demiryolunun kullandığı enerjiyi nükleer enerjiden üreteceksiniz ya da bu ürünlerin ikamesini binek araçlarla yapacaksınız. O zaman da karbondioksit salınmını patlatmış olursunuz.”IRU AKEDEMİ’NİN 12 TANE PROGRAMI VAR“Sürücülerin eğitimi ile ilgili IRU Akademi son dönemde çok önemli projeler geliştirdi. 1999 yılında IRU Akademi kurulduğunda 2 tane program vardı, bugün 12 program var. 3 tane de anons edilecek yeni program var. Bunların arasında sürücüler için ekonomik sürüş teknikleri eğitimi, karayolu güvenliğini artırıcı sürüş teknikleri eğitimleri var.”IRU AKEDEMİ VE VOLVO’NUN ORTAK ÇALIŞMASINDA SÜRÜCÜLERİN PERFORMANSLARI YÜZDE 15 ARTIYOR“IRU Akademi, Volvo ile bir çalışma yapıyor.  Volvo bu çalışma için en iyi sürücüleri buluyor. Bu sürücüler Volvo kamyonu kullanan, sektörde fiilen halen araç kullanıyor olan sürücülerden oluşuyor. Yani bu sürücüler 1000 kilometre mesafede düşük yakıtla araç kullananlardan oluşuyor.  Çalışmaya katılan sürücüler çevre dostu sürüş tekniği eğitimine tabi tutuluyor. Aslında çalışmaya katılanlar en iyi sürücülerden oluşuyor. Eğitim sonunda aynı mesafe, aynı güzergah ve aynı kargo ile eğitim öncesine göre sürücülerin performanslarında yüzde 15’in üstünde iyileşme görülüyor.  Yani bu eğitimle en iyiler dahi yüzde 15 daha iyi bir performans kazanıyorlar.”IRU AKADEMİ NASIL ÇALIŞIYOR?“IRU Akademi, sınıfları olan, eğitim veren bir akademi değil. Bizim eğitim veren hocalarımız yok.  IRU Akademi’nin amacı dünyada mesleki eğitim standartlarını oluşturmak. Asıl misyonumuz bu. Bunu eğitim vererek yapamaz. Eğitim verirse bir sürü eğitim veren yerlerden biri de IRU Akademi olur. En fazla iyi eğitim veriyor olur. Ama sektör hangi eğitimlere ihtiyaç duyar. Bu meslek evrensel bir meslek olduğuna göre; en iyi hangi müfredatla verilebilir, bu müfredatı bir eğitmenin en iyi şekilde verebilmesi için o eğitmenin nasıl eğitilmesi gerekir. Bu eğitmenin ve öğrencinin hangi ders materyallerine sahip olması gerekir ve hangi konu ne kadar saat öğrenciye öğretilmelidir. IRU Akademi olarak bu alanda en iyiler kimse onlarla danışmanlık ilişkisi kuruyoruz. Onların üzerinden eğitici eğitim meteryalleri, ders materyallerim ve sınıf, ders standartlarını oluşturuyoruz. Sonra bunların akredite edilmiş eğitim merkezlerinde o standardın uygulanmasını sağlıyoruz.”TÜRKİYE’DE HANGİ KURUMLAR IRU AKEDEMİ’YE AKREDİTE “Türkiye’de IRU Akademi’ye akredite UND Eğitim Merkezi, Beykoz Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu, TUGEM var. Şimdi İstanbul Üniversitesi de buna dahil oldu ama akreditasyonu da eğitim bazlı yapıyoruz. Yani ben sürücü eğitimine talibim diyorsun, sürücü eğitimine akredite oluyorsun. ADR’ye talip oluyorsun, ADR eğitimine akredite oluyorsun.  Biz seçmiyoruz, eğitim merkezleri bize gelip eğitime talip oluyor.”TÜRKİYE IRU İÇİN ÖZEL VE ÖNEMLİ BİR ÜLKE“IRU açısında Türkiye çok önem verilen ve özel bir ülke. Türkiye’nin özel ülke olmasının nedenlerinden biri tanesi Türkiye’nin IRU’nun şu an dünyada yürütmekle yetkilendirildiği  TIR Sistemi’ni en iyi ve en çok kullanan ülke olması birinci sırada geliyor. TIR Sisteminin geliştirilmesi ve dünyada yaygınlaştırılması adına Türkiye bizim için çok önemli. Bu konuda Türkiye ile önemli çalışmalar yapıyoruz. Neler yapıyoruz? Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve diğer paydaşlarımızla TIR Yeşil Hatları’nın (Elektronik Ön Beyan) oluşturulması için çalışıyoruz. Şu anda Kapıkule’de TIR Sistemi kullananların elektronik beyan vermeleri halinde o kapıya geldiklerinde özel bir şeritten geçmesi ve hızla sınırı aşmasını sağlayan bir proje yapıyoruz. Türkiye tarafı bunu bitirdi. Şimdi Bulgar tarafı ile görüşüyoruz. B u çalışmayı yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Sırbistan’ı buna dahil etmeye çalışıyoruz. Doğu’da İran’ı dahil etmeye çalışıyoruz.Elektronik Ön Beyan, Avrupa Birliği dışındaki ülkelerde de yaygınlaşmaya başlıyor. Bu durumda ne oluyor? Türk TIR’ları bu sınır kapılarından da hepsinden hızlı geçmeye başlıyor ve Türkiye kazanıyor.İkincisi, Türkiye ile Elektronik TIR ile ilgili bir proje yapmak istiyoruz. IRU ve Türkiye yan yana gelerek kağıtsız TIR sistemi konusunda bir pilot proje geliştirme çalışmamız var. Gümrük Bakanlığı ile ortak bir arzu ve irade oluştu. Şu anda bununla ilgili paydaş ülkelerin kimler olabileceği üzerinde çalışıyoruz.”ÇİN TIR SİSTEMİNE GİRECEK“Türkiye ile bir diğer hedefimiz TIR Sistemi’nin İpek Yolu güzergahında yaygınlaştırılması. Şu anda Çin, TIR sistemine girme konusunda ileri seviyeye geldi. 2005 yılından beri Çin, TIR Sistemi’ne girmeyi değerlendiriyordu. 2007 yılından itibaren kendi iç çalışmalarını başlattı. 2011 yılına geldiğimizde kendi ulusal sisteminde bu konuda karar aldı, sonra etki analiz çalışmaları yaptı. Şu anda artık teknik heyetler karşılıklı gidip geliyorlar. Birleşmiş Milletler bu konuda teşvik ediyor. Türkiye de, Çin’in TIR Sistemi’ne katılmasını teşvik ediyor. Yani biz açıkçası bir yıl içinde Çin’in TIR Sistemine girdiği haberini duyacağız. TIR karnesi ile eşya taşıyan bir kamyonun Çin sınırlarından TIR karnesi ile içeri girmesi mümkün hale gelecek. Yani bir Türk TIR’ının Çin’in içinden mal alıp Avrupa’nın bir ülkesine mal taşıması mümkün hale gelecek. Şu an Çin sınırlarını kapalı tutuyor. Bundan dolayı Çinli kamyonlar da dışarı çıkamıyor. Diğer taraftan yabancı kamyonlar da içeri giremiyor. Çin, bazı komşu ülke araçlarına sınırın içinden belli bölgelere girmesine izin veriyor, onun ötesinde bir şey yok. TIR Sistemi sayesinde Çin’den Türkiye ve benzeri ülkelerin mal taşıması mümkün hale gelecek. Bu önemli bir gelişme olacak. Bu durum bölgemizde her şeyi etkileyecek. Biz bir yıl içinde Çin’in TIR Sistemi’ne dahil olacağını öngörüyoruz. Tabi Çin bu kararı aldıktan sonra hemen ertesi gün TIR’lar içeri girmeyecek. Onların gümrüklerinin ve nakliyecilerinin eğitilmesi konuları var. İşte burada Türkiye ile yollarımız tekrar kesişecek. Çünkü Türkiye, bu sistemi en iyi bilen ve en çok kullanan ülke olarak hem Türkiye gümrüğü hem TOBB hem de nakliye dernekleri, dolayısıyla bu konuda Çin ile bir bilgi transferi yaşama sürecimiz olacak. Bunun tamamlanmasının akabinde de teknik olarak Çin, fiilen TIR Sistemi’ne entegre olmuş olacak.”DÜNYADA MODERN İPEK YOLU’NUN NEREDEN GEÇECEĞİ İLE İLGİLİ REKABET VAR“Bu açıkçası şu açıdan önemli: şu an dünyada bizim çok hissetmediğimiz Modern İpek Yolu’nun nereden geçeceğine ilişkin bir rekabet var. Bu rekabette iki alternatif var. Birincisi güney Hazar, klasik tarihsel ipek Yolu güzergahı. İkincisi ise Kuzey Hazar. Burada da Kazakistan, Rusya ve Beyaz Rusya güzergahını kast ediyorum. Kazakistan, Rusya, Beyaz Rusya yakın tarihte gümrük birliğine girdiler ve artık tek bir gümrük gibi bu ülkelerden geçiliyor. Bir başka deyişle Çin ile Avrupa Birliği arasında bir tek gümrük sahası var. Bundan dolayı Kuzey Hazar güzergahı önemli bir avantaj kazandı. Eski Sovyetler Birliği’nin ulaştırma altyapısı da buna yardımcı oluyor. Çin açısından baktığınızda Avrupa’ya mallarımı nasıl ulaştırırım diye dediğinizde şu an sanki Kuzey Hazar bir adım önde. Güney Hazar’ın bu manada kendisini iyileştirmesi lazım. İki neden var: Birincisi çok fazla sınır var. Sınır geçişlerinin kolaylaştırılması, prosedürlerin azaltılması lazım. TIR Sistemi işte burada devreye giriyor. Bir garanti ile tüm bu sınırlardan hızlı bir şekilde geçmeniz mümkün. İkincisi de bu hatta transit bir koridor oluşturulması için ülkelerin ortak bir siyasi irade oluşturması gerekiyor. Türkiye bu konuyu önemsiyor ve tarihi İpek Yolu’nun yeniden ayağa kalkması gerektiğini düşünüyor. Biz de doğu ile batı pazarlarının entegrasyonunda bu pozitif rekabetin faydalı ve çok önemli olduğunu düşünüyoruz.”TEK ALTERNATİF TÜRKİYE“Kuzey’in bir tek hinterlandı var. Çin-Avrupa Birliği önemli bir hinterlant tabi ki hacim açısından. Güney’de ise Türkiye’nin aslında Ortadoğu’yu ve Orta Asya’yı bağlamak gibi iki tane hinterlandı var. Bir de tabi ki Hindistan’da bu iki tane hinterlandın coğrafi doğal uzantısını oluşturuyor. Aslında Kuzey sadece Çin’i taşıyabilirken, Güney ise Çin ve Hindistan’ı taşıyabilir durumda. Artı Türkiye’nin de bu bölgede ticareti iyi. Zaten ciddi şekilde kendi trafiği var. Bunları yan yana koyduğunuz zaman ekonomik olarak rantabl bir alternatif Türkiye.”TÜRKİYE İLE ORTAK AMACIMIZ VAR“Biz diyoruz ki TIR Sistemi tamam önemli bir sözleşmedir ama 58 tane Birleşmiş Milletler Sözleşmesi’nden sadece bir tanesidir. Rusya, bunların 31’ine taraf, Kazakistan ciddi şekilde sayısını artırıyor. 17’ye geldi. Türkiye 21’de. Bunların artırılması lazım. Türkiye hem bu sözleşmelerin sayılarını artırmalı hem de bölge ülkelerde yaygınlaştırılmasına yardımcı olmalı. IRU’da zaten bunları başarmaya çalışıyor. Burada aslında Türkiye ile ortak bir amacımız var.”TÜRKİYE’DE ÇOK ŞEY YAPIYORUZ“TOBB ile beraber TIR-20 projesi yapalım diyoruz. G-20 içinde bu sistemi kullanmayan ülkelerin sistemi kullanmasını sağlamak istiyoruz. Kim var bu sitemi kullanmayan Çin, Hindistan, Suudi Arabistan, Brezilya var. G-20 ülkeleri arasında taşımacılığın kolaylaştırılması konusunda şimdi ortak farkındılalık oluşturulması projesi başlatacağız. TOBB Başkanının patronajında yeni çalışmalara başlayacağız. Özetle Türkiye’de çok şey yapıyoruz ve bu ofisin Türkiye’de olması tesadüf değil.”HAYDAR ÖZKAN’IN ORTADOĞU GÖRÜŞÜ“Tüm bölge şu anda Arap Baharı’nın ve onun getirdiği artçı şokların etkisi altında. Irak ve Suriye bölgesinde yaşananlar hepimizin gözü önünde olup bitiyor. Bu ortamlarda artık ticaretin serbest yollardan doğal akışı söz konusu değil. Maalesef kimi kanallar ya mecburen kapanıyor ya da beklemeye geçiyorsunuz. Bu durumda da alternatif kanallar oluşturma ihtiyacı doğuyor.  Taşımacılık ve lojistik açından Ortadoğu bölgesi bir kriz dönemi yaşıyor. Bana göre şu an çatışmalara taraf olan ülkelerin zaten ana gündemi çatışmalar. Ama onlardan etkilenen ülkelerin taşımacılık babında ana gündemi de kriz yönetimi. Bu kalıcı bir şey değil. Ama ben şu anda kaç yıl sürecek bu durum onu öngöremiyorum. Benim ticaretimin artmasına ihtiyacım var. Bu ülkelerin önemli bir kısmı Türkiye ile sınırdaş olduğu için Türkiye açısından kritik. Şu an Ortadoğu’ya yapılacak taşımalarda Suriye ve Irak kapıları kilitlenmiş durumda. O zaman nasıl gideceğim, alternatif yollar ve alternatif hatlar geliştirilmeye çalışılıyor. Bu süreçte taşımacılar bunun etkilenen tarafındalar. Ticaret erbabı ile bir birlikte taşımacıların önünde büyük bir kriz var ve ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar. Bu noktada IRU olarak biz tüm bu alternatif koridor çalışmalarında ilgili ülkelerin varsa ihtiyaçları katkıda bulunmaya çalışıyoruz. Alternatif oluşturulması gerekiyor. Bu konuda çalışmalar yapılıyor. IRU’da bölgede bu konuyla ilgili çalışmalara aktif olarak katkıda bulunmaya çalışıyor.”

Etiketler :