“Navlun zammı gündemimizde yok”

“Navlun zammı gündemimizde yok”

UND İcra Kurulu Başkanı Recai Şen, navlun zammı ile ilgili, “Herkes zam yapmak ister ama şu anda bizim gündemimizde yok. Ben sektörden aldığım bilgileri de göz önünde bulundurarak navlun zammı beklemiyorum. Bu tansiyonun düşeceğine inanıyorum” dedi. Röportaj: Şenel ÖZDEMİR / senel.ozdemir@yesillojistikciler.com

ÖZEL RÖPORTAJ - Son dönemde dövizdeki yükseliş nedeniyle gündeme gelen “navlun zammı” konusu ile ilgili görüşlerini almak için Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) İcra Kurulu Başkanı Recai Şen ile bir araya geldik. www.yesillojistikciler.com olarak UND İcra Kurulu Başkanı Recai Şen ile Kapıkule’de neden araç kuyruğunun oluştuğunu, bu konudaki çözüm önerilerini ve Türkmenistan sınırında bekleyen Türk araçlar ile ilgili de görüştük.

“GÜNDEMİMİZDE NAVLUN ZAMMI YOK!”

Son dönemde dövizdeki artışın da etkisi ile uluslararası taşımacılıkta “navlun zammı” konusu ön plana çıktı. UND olarak sizin bu konuda görüşleriniz nedir?

Herkes zam yapmak ister ama şu anda bizim gündemimizde yok. Ben sektörden aldığım bilgileri de göz önünde bulundurarak navlun zammı beklemiyorum. Bizim navlunlarda farklı fiyat vermemiz hangi güzergâhı kullanacağımızla ilgilidir. Taşımacılık sektörünün özelliği budur. Ro-Ro’yla gidersek bir fiyat çıkarırız. Kapıkule’den yani karadan gidersek farklı bir fiyat çıkarırız. Biz her şeyden önce şu anda mevcut durumu korumaya çalışıyoruz. Bizim gündemimizde başka bir şey var.

Nedir gündeminizde olan konu?

Alacaklarımızı zamanında ve kur riskinden arındırılmış bir şekilde alabilmek. Bundan yaklaşık bir ay önce kurlar yükseldiğinde, beraber çalıştığımız Ro-Ro şirketlerinden bir tanesi bize “Ben bu zamana kadar size Euro cinsinden fatura kesiyordum. Euro’yu da kestiğim tarihte TL’ye çeviriyordum ve o TL üzerinden de belli bir vadede (30-90 gün) sizden tahsil ediyordum. Fakat bu kur oynaklığı sebebiyle ben size 45-60 gün verirsem, o süre içerisinde kur yükselir ve benim alacağım para da pula döner. Ben sizin bana ödediğiniz tarihte bakacağım. Eğer kur yükseldiyse aradaki farkı size ayrıca fatura edeceğim” dedi. Biz de “Bunu şu an bir panikle yapıyorsunuz ama bunu yaparsanız bizim Ro-Ro’nun kuruluşundan beri uyguladığımız ödeme sistemini bozarsınız. Bunu yapmayın” dedik. Bazı firmalar da “Eğer böyle yaparsanız ben bu maliyetleri ihracatçıya yansıtamayacağıma göre artık sizinle çalışamam” dediler ve Ro-Ro şirketi buna anlayış göstererek bundan geri adım attı. Stratejik ortaklık kötü günlerde sınanır ve bu kötü gün.

Ro-Ro şirketiyle aramızda başka bir konu daha var, boş dönüşler. Ro-Ro şirketi bize uzun bir süredir “Size bin 800 Euro gidiş-dönüş bileti kestim. Dönüşte yükünüz yoksa bize 250 Euro ödersiniz. Dönüş biletiniz de saklı kalsın, daha sonra kullanırsın” diyordu. Bu bizim için büyük bir avantajdı. Şimdi bunun kaldırılması gündemde. Bize bu Eylül ayının sonuna kadar aynı şekilde devam edileceğini söylediler ama ondan sonrası bilinmiyor. İnşallah devam ederler. Çünkü kurdaki artış yüzünden ithalatta ciddi şekilde azalma var. Biz Avrupa’dan ayda 5 bin sefer boş dönüş oluyor diyorduk. Şu an bunun 8 bin sefere çıkmış olabileceğini tahmin ediyorum. Eğer bu 250 Euro’dan vazgeçilirse taşımacımız “Benim dönüş yüküm ne kadarsa o kadar sefer yaparım” diyebilir. Bu sektörün daralmasına ve piyasayı yabancıya kaptırmamıza neden olabilir.

Biz kısaca vadelerdeki uyumun devam etmesine odaklıyız. Aynı vadeleri ve riskleri kovalayalım. Herkes işletme risklerini üstlensin ve bu iş devam etsin. Aksi takdirde birisi işi bozarsa hepimiz bundan etkileniriz ve piyasayı kaybedebiliriz.

ZAM YAPMAK BU İŞİN ÇÖZÜMÜ DEĞİL

Eğer Ro-Ro şirketi bundan geri adım atmasaydı siz ihraç ürünlerine zam yapmak zorunda mı kalacaktınız?

Bu durumda biz başka Ro-Ro şirketlerini kullanmayı ya da karayolunda başka güzergâhları kullanmayı tercih edecektik. Zam yapmak bu işin çözümü değil. Siz zam yaparsanız ihracatçı da boş durmayacak ve ürüne zam yapacak ya da ihracatçı sizi değiştirecek. Bizim rakiplerimiz sadece yerli taşımacılar değil, yabancı taşımacılar da var. Onlara da ihracatçıları kaptırabiliriz. Böyle bir risk de var.

YABANCI ARAÇLARIN PAYI

Siz navlunlara gündeme gelen yüzde 40’lık zammı yaptığınızı varsayarsak bu durumda toplam ihraç taşımalarında yabancının payı ne kadar artar?

Bunu kestirmek güç ama zaten biz son bir sene içerisinde yabancılara yüzde 10 pazar kaptırdık. Yabancılar özellikle Avrupa’da kabotaj diye önümüzü kesiyorlar. Eskiden biz çekicilerimizi Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde sabit bırakıp, yarı römork şeklinde gönderip oralardan çekerken şimdi buna izin verilmiyor. Biz Kapıkule’de en az iki gün bekliyoruz. Bulgarlar aracının yarı römorkunu trene yükleyip, Bulgaristan’a indiriyor. Bulgaristan’da da kendi çekicisine bağlıyor ve hiç kapıda beklemeden gidiyor.

KAPIKULE’DE NEDEN HEP ARAÇ KUYRUĞU VAR

Kapıkule’de araçlar neden bekliyor ve bu araç kuyrukları her dönem yaşanıyor?

25 sene önce ben gümrük teşkilatındayken bir heyetle Kapıkule’ye gittik ve neden bu kadar bekleme olduğunu inceledik. Bugün yine gidip inceliyorlar ve hala bulamıyorlar. Neden beklenildiğinin cevabı çok kolay. Bulgarlar yavaş davranıyorlar, bizi engelliyorlar ve benzeri. Bunlar çok kolay ifadeler. Zor olan bu durumun nasıl çözülebileceğidir. Ben yıllardır bu durumun sihirli bir el marifetiyle çözülemeyeceğini ve sorunun çözümü için pilot bir proje yapılması gerektiğini söylüyorum. Ticaret Bakanlığı, Türkiye’de 300’ün üzerinde firmayı yetkilendirilmiş yükümlü ilan etti. Bunların içerisinde de 10’un üzerinde taşımacı firmamız var. Bunlara gümrük terminali olma izni verilmiş yani bunlar hiç gümrüğe gitmeden kendi depolarında yükleme yapıp, gümrüğün yaptığı işlemleri yapabiliyorlar. Kapıkule’de de öyle bir sistem açalım ki bütün işlemleri yükleme yerinde bitirmiş olalım. İstanbul’da akaryakıt alımıyla ilgili bir yer açalım. Kapıkule’den geçerken de ayrı bir hat verelim, akaryakıt alımına girmesin. Sadece kapıdan geçerken HGS gibi üstten okuma olsun ve araç hızlı bir şekilde gitsin. Yapamaz mıyız? Yapabiliriz.

Kapıkule’deki bir araç Bulgaristan tarafına örneğin 48 saat sonra geçebiliyorsa bu 48 saatin ne kadarı Türkiye’den kaynaklanıyor?

48 saatin tümü bizden kaynaklanıyor. Fakat Bulgaristan’daki sistem nedeniyle de yavaşlamalar oluyor. Bulgaristan’ın 10 tane peronu var diyelim. 10 araç alıyor, bunların işi bittikten sonra bir 10 araç daha alıyor. Bir aracın işi bittikten sonra onun yerine araç almaz. Bazen bu nedenle de yavaşlamalar oluyor. Kapıkule Gümrük İdaremizin normal bir çalışmayla yurtdışına çıkarabileceği araç sayısı günde 1000 ile bin 100 arasındadır. Biz 1000’i hiç görmedik. 900’ü bulunca tamam diyoruz.

Taşımacılar bu beklemelerden dolayı ne tür sıkıntılar yaşıyor?

Firma da, şoför de Kapıkule’de 2 gün beklemeyi göze alıyor. Bu bekleme bir kayıp olarak görülmüyor. Maalesef Türkiye’de böyle bir anlayış var. Başka bir kayıp var. 4 çıkışta toplamda 8 gün bekleme oluyor. 8 günde bir sefer daha atabilirsiniz. İşte bu açık ve ölçülebilir bir zarar.

Şu anda ateşimiz var. Akaryakıt satış İstasyonlardaki fiyatlandırmalardan da sıkıntımız var. Litre fiyatlarında kapılar arasında 50-60 kuruşluk bir şişkinlik var.

Bu konuyla ilgili sizin bir açıklamanız olmuştu. Açıklama sonrası durum nedir?

Bakanlığımızın bir inceleme başlattığını duyduk, biz de sonucunu bekliyoruz. Kanun en fazla “edinim fiyatı + yüzde 8” der. Edinim fiyatı, rafineri çıkış fiyatı + navlundur. Bunun üzerine siz dağıtıcı firmadan satış bayisine kârınız, satış bayisinin personel, kira, aydınlanma, ısınma giderlerini ona katıp, yeni bir şey çıkaramazsınız. Çünkü burası özel teşvik amaçlı bir yer ve bu giderler sizin işletmecilik riskinizdir, bunları kabul etmek zorundasınız. Orası kâr elde etmek için değil, ihracatçıya olması gereken fiyatta akaryakıt temin etmek için kurulmuş istasyonlardır. Fakat biri 4.40’a, diğeri 4.90’a satıyor. Biz kimin haklı, kimin haksız olduğunda değiliz. Biz sadece bakanlıktan bu durumu şeffaf bir şekilde ortaya çıkarmasını istiyoruz.

Döviz artışı bu şekilde devam ederse sektörü nasıl etkiler?

Ateşimiz düşmez ve ödeme sistemlerinde bir farklılık olursa onu da hemen yansıtmak durumunda kalırız. Ayrıca bakanlıkların özellikle Ulaştırma Bakanlığı’nın şu anda muhatap olduğumuz maliyetleri azaltıcı çalışmalar yapmasına ihtiyaç var. Mesela ceza uygulamalarında bir miktar feragatte bulunması gerekiyor. Mevzuatımızın dinamik olması lazım fakat biraz daha zamana ihtiyaç var. Bu tansiyonun düşeceğine inanıyorum.

200’E YAKIN ARACIMIZ TÜRKMENİSTAN SINIRINDA BEKLİYOR

Bir de şu günlerde öne çıkan konularınızın başında “Türkmenistan Meselesi” var. Bu konuyla ilgili de bilgi verir misiniz?

Tacikistan’a yük götüren araçlarımız İran’dan Türkmenistan’a gidemiyor, yüklerinin hiçbirini ulaştıramıyoruz. Denizden gelenler durduruldu. İran’dan Özbekistan’a oradan Tacikistan’a geçecek yükler İran’da bekliyor, oradan geçebilen yükler de Özbekistan sınırında bekliyor. Şu anda 200’e yakın aracımız o bölgede. Neden olarak güvenlik deniyor ama tatmin edici bir açıklama da yapılamıyor. Tacik ekonomisinin yüzde 90’ı bizden giden ürünlere bağlı. Elimiz kolumuz bağlı bir şekilde on gündür araçlarımız orada bekliyor. Bir şey var ama çözemiyoruz.

Etiketler :