Siemens, lojistik tedarikçisi seçimini nasıl yapıyor?

Siemens, lojistik tedarikçisi seçimini nasıl yapıyor?

Siemens Türkiye Lojistik Müdürü Alper Altepe, “Aralarında yerel tedarikçilerin, uluslararası faaliyet gösteren ve yurtiçi temsilcilikleri olan firmaların da olduğu yaklaşık 50 tedarikçi ile çalışıyoruz. 2016 yılında 30 milyon euroya yakın bir lojistik satın alması gerçekleştirdik. Bu yılki satın alma hacmimizin de yaklaşık 20 milyon euro olması bekleniyor” diyor. Röportaj: ŞENEL ÖZDEMİR / senel.ozdemir@yesillojistikciler.com

ÖZEL RÖPORTAJ - Siemens, dünyanın en önemli markalarından biri. Birçok iş kolunda faaliyet gösteriyor. 160 yıldır Türkiye’de de çalışmalarını sürdüren Siemens’in ülkemizde çok önemli yatırımları da bulunuyor. Peki bu dev marka lojistik süreçlerini nasıl yönetiyor? İşte bu sorunun cevabını aradık.

Siemens Türkiye Lojistik Bölümü olarak temel felsefemiz; sürdürülebilir bir kalitede, rekabetçi fiyatlarla, etik kurallara bağlı, işçi sağlığı ve güvenliğine uygun, çevre politikalarına duyarlı hizmetler tedarik ederek; Siemens çatısı altında ortak değerler üretip fark yaratan çözümler sunmaktır” diyene Siemens Türkiye Lojistik Müdürü Alper Altepe, Siemens Türkiye’nin lojistik biriminin çalışmaları hakkında www.yesillojistikciler.com’a özel açıklamalarda bulundu. İşte Siemens Türkiye Lojistik Müdürü Alper Altepe’nin anlattıkları…

“LOJİSTİK BİRİMİ OLARAK 7 İŞ BİRİMİNE HİZMET VERİYORUZ”

‘İç müşterilerimiz’ olarak adlandırdığımız 7 iş birimine hizmet veriyoruz: Enerji Üretim, Enerji Yönetimi, Enerji Servis, Bina Teknolojileri, Ulaştırma, Dijital Fabrikalar ve Proses ve Sürücüler. Bu hizmetlerimiz yurt içi ve yurt dışı olmak üzere karayolu, hava, demir ve deniz yolu nakliyenin yanı sıra ihtiyaç duyulan noktalarda nehir taşıması, depolama, elleçleme, vinç, forklift, hammaliye ve kurye taşımacılığını kapsıyor. Ayrıca Siemens AG’nin ayrı şirket yapılanmaları ve operasyonlar olarak yönetilen sağlık iş birimi Siemens Healthineers ve Siemens Wind Power Rüzgar Enerjisi A.Ş ile de yakın işbirliği içinde çalışıyoruz.

“2016 YILINDA 30 MİLYON EUROYA YAKIN BİR LOJİSTİK SATIN ALMASI GERÇEKLEŞTİRDİK”

Siemens Türkiye olarak en önem verdiğimiz konulardan biri tedarikçi seçimi olduğundan lojistik bölümümüz bu süreci stratejik ve operasyonel lojistik olarak iki ayrı süreçte gerçekleştiriyor.  Stratejik lojistik, tedarikçiler ile ilk teması kuran ve lojistik satın almaları gerçekleştiren birim. Operasyonel lojistik birimimiz ise tedarikçilerimizle günlük iş takibini yönetiyor.

Aralarında yerel tedarikçilerin, uluslararası faaliyet gösteren ve yurtiçi temsilcilikleri olan firmaların da olduğu yaklaşık 50 tedarikçi ile çalışıyoruz. 2016 yılında 30 milyon euroya yakın bir lojistik satın alması gerçekleştirdik. Bu yılki satın alma hacmimizin de yaklaşık 20 milyon euro olması bekleniyor.

SIEMENS’TE TEDARİKÇİ SEÇİMİ NASIL YAPILIYOR?

Tedarikçi seçim süreci, Siemens Tedarik Zinciri Yönetimi Bölümü’nün temel yapı taşlarından birisini oluşturuyor. Lojistik tedarikçilerimizden ilk etapta kendi pazarlarında lider konumda olmalarını ve kurumsal bir yapıya sahip olmalarını bekliyoruz. Daha sonra tedarikçiler ile yüz yüze görüşmeler gerçekleştirilerek; firma profili, organizasyon yapısı, deneyimleri, pazar hâkimiyetleri, uluslararası platformdaki yetkinlikleri, referansları, işçi sağlığı ve güvenliğine bağlılığı ve çevre politikalarına karşı duyarlılığı gibi Siemens Türkiye için önemli birçok kriteri detaylı olarak konuşuyor ve ayrıca bu alanlardaki yetkinliklerini inceliyoruz. Bu görüşmeler sonrasında birlikte çalışabileceğimizi düşündüğümüz tedarikçilerden, bağımsız denetim kuruluşlarından alacakları ve firmanın hukuksal, finansal durumu ve yapısını gösterir detaylı analiz raporları talep ediyoruz. Bizim için “firma karnesi” olarak görülen bu raporların yorumlanması, düşük-orta-yüksek riskli olarak değerlendirilmesi, araştırılması ve referans kontrolü gibi konular, her biri kendi alanında uzman, pazara hâkim satın alma yöneticilerimiz tarafından ayrı ayrı yapılıyor.

Tüm bu süreçlerin olumlu bulunması durumunda Siemens Türkiye’nin etik kuralları, genel satın alma şartları firma ile paylaşılıyor ve belirlenen kurallar doğrultusunda yazılı taahhüt vermesi bekleniyor. Tüm bu aşamaların olumlu sonuçlanmasının akabinde de, tedarikçi firma sisteme tanıtılıyor. Firmanın, tarafımıza rekabetçi teklif sunması kaydıyla deneme yüklemeleri gerçekleştiriliyor. Firmanın performansı gözlemleniyor ve satın alma yöneticilerimiz tarafından belirlenen performans kriterleri ile yakından takip ediliyor. Lojistik özelinde tedarikçi firmanın seçimi yapılırken uluslararası arenadaki partnerleri, lojistik ağı, piyasadaki gücü, çalışan profili ve operasyonel yetkinlikleri öncelikli olarak göz önünde bulunduruluyor. Operasyonel süreç boyunca iş akışımıza uygun, doğru ve zamanında bilgi aktarılabilmesi, tedarikçi seçimimizde ana kriterlerimizden bir tanesini oluşturuyor.

“TÜM LOJİSTİK İHTİYAÇLARI KONSOLİDE EDİLEREK ELEKTRONİK İHALELER DE GERÇEKLEŞTİRİLİYOR”

Lojistik firmaları, her yıl Tedarikçi Değerlendirme Süreci’ne tabi tutuluyorlar. Değerlendirme sonuçlarına göre düzeltilmesi gereken noktalar hakkında aksiyon planı düzenleniyor ve bu planın uygulanması yakından takip ediliyor. Tedarikçilerimiz ile olan çalışmalarımız zaman süreli sözleşmeler veya spot piyasadan alım şeklinde gerçekleşiyor. Zaman zaman Siemens Almanya tarafından yürütülen global ihaleler de söz konusu olabiliyor. Bunun yanı sıra Siemens’in farklı iş birimlerine ait tüm lojistik ihtiyaçları konsolide edilerek elektronik ihaleler de gerçekleştiriliyor.

“SIEMENS TÜRKİYE OLARAK KARBON AYAK İZİNİ 2020’YE KADAR YÜZDE 50 ORANINDA KÜÇÜLTMEYİ, 2023’TE İSE KARBON-NÖTR SEVİYEYE ULAŞMAYI HEDEFLİYORUZ”

Siemens olarak, hem globalde hem de Türkiye’de karbon ayak izimizi küçültmeye çalışan bir şirketiz. Sürdürülebilirlik kapsamında çevre ile ilgili önemli uygulamalar ve projeler gerçekleştiriyoruz. Yaptığımız düzenlemelerle küresel iklim değişikliğinin en önemli sebebi olan CO2 emisyonunun azaltılması için çalışıyoruz. Siemens Türkiye olarak karbon ayak izini 2020’ye kadar yüzde 50 oranında küçültmeyi, 2023’te ise karbon-nötr seviyeye ulaşmayı hedefliyoruz. Bu nedenle sevkiyatın zaman planlamasına ve kullanılacak destinasyonlara bağlı olmak şartı ile hizmet kalitemizden ödün vermeden maliyetimizi düşürebilmek adına daha çok demiryolu, intermodal ve multimodal taşıma şekillerini tercih ederek doğaya olabildiğince saygılı davranmaya çalışıyoruz. Tedarikçi pazarlarımızın elverdiği ölçüde deniz yolu ve kara yolunu kullanmak zorunda kaldığımızda ise Ro-Ro ve demiryolunu tercih ediyoruz.

“LOJİSTİK ŞİRKETLERİNDEN NELER BEKLİYORUZ?”

İhtiyacımız olan lojistik hizmetini doğru planlamak, hizmet alınacak pazarı, coğrafyayı yakından tanımak ve hizmeti verecek doğru tedarikçiyi saptayabilmek de lojistik giderlerini düşürme yolunda attığımız önemli stratejik adımlar. Lojistik şirketlerinden beklentilerimiz ise; belirlediğimiz stratejilerin desteklenmesi, rekabeti artıracak şekilde hizmet kalitelerini yükseltmeleri, maliyetleri düşürebilecek alternatif çözüm yollarını bizlere sunabilmeleri, işçi sağlığı ve güvenliğine bağlı, çevre politikalarına duyarlı, sürdürülebilir lojistik hizmeti sağlamaları.

“YURT İÇİ TAŞIMA MODLARININ BİRBİRİYLE BAĞLANTILI HALE GELMESİ ÖNEMLİ”

Demiryolu istasyonlarının birçoğu gümrüklü alanlar değil. Bu nedenle deniz yolu, demiryolu ve karayolu bağlantılı gümrüklü taşımalar yapılabilmesi için (OSB) Organize Sanayi Bölgeleri ve serbest bölgelere de demiryolu bağlantısının sağlanması büyük önem taşıyor. Ulaştırmadan lojistiğe bu alanda yapılacak dönüşüm, ülkemizin lojistik alanında bir ‘bölgesel merkez’ olarak konumlandırılması açısından da önem arz ediyor. Diğer taraftan yurt içi taşıma modlarının birbiriyle bağlantılı hale gelmesi de Türk ihracatının gerek maliyet gerekse hız açısından önünü açacak bir proje.

“TÜRKİYE’YE İNANCIMIZ TAM”

Bu yıl itibarıyla 160 yıldır Türkiye’de hizmet veren ve artık ‘Alman kökenli bir Türk şirketi’ olarak nitelenen bir şirketiz. Türkiye, benzer şartları daha önce de yaşadı ve bugüne kadar birçok krizi başarıyla atlattı. Siemens olarak Türkiye’nin potansiyeline güveniyoruz. Kısa vadede sorunlar görünse de orta ve uzun vadede Türkiye’ye inancımız tam.

LOJİSTİK 4.0: LOJİSTİK SEKTÖRÜNÜN GELECEĞİ

Lojistik sektörünün geleceği için sahip olduğumuz kapasiteyi kullanarak, geleceğe dair planlar ve yatırımlar yapmak büyük önem taşıyor. Siemens’in öncülüğünü yaptığı Endüstri 4.0 kavramı tüm dünyada önemli bir gündem maddesi. Buradan hareketle birçok alanda büyük ölçüde dijitalizasyona dayanan yenilikler öngörülüyor. Bu alanlardan biri ve en önemlisi de Lojistik 4.0. Otomasyon ve dijitalleşme ile ilgili atılacak adımlar, yaşanacak bu süreci çok daha kolaylaştıracak ve hızlandıracak. Yeni gelişecek olan iş çevresine ilk entegre edilmesi gereken iş birimlerinden birinin Lojistik olması gerektiği kanısındayım. Ayrıca kentsel lojistik ve çevre dostu lojistik çalışmalarının da gelecekte atılacak adımlara baz teşkil edeceğini düşünüyorum.

Etiketler :