"Türkiye'nin ADR’ye tam uyum sağlaması en az 4 yıl sürer"

"Türkiye'nin ADR’ye tam uyum sağlaması en az 4 yıl sürer"

“Birleşmiş Milletler Tehlikeli Malların Karayolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin (ADR) Avrupa Anlaşması adlı iki ciltlik kitap, tehlikeli maddelerin taşınmasında uygulanan tüm süreçle ilgili kuralları içeriyor

Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı ve Green Line Lojistik Genel Müdürü Savaş Doğan

ÖZEL HABER - Türkiye, bu yılın Ocak ayında Tehlikeli Maddelerin Karayolunda Taşınmasına Yönetmeliği’ni (ADR) yürürlüğe soktu. Uzun yıllardır ADR mevzusu Türkiye’de çokça konuşuldu, ADR Mevzuatı’nın yürürlüğe girmesi de birkaç defa ötelendi. Nihayet bu yılın başında ADR Yönetmeliği Türkiye’de de uygulanmaya başlandı. Bundan böyle piyasaya yeni çıkacak araçlarda ADR standardı aranacak. 2018 yılına kadar ise Türkiye’deki mevcut 20 bin aracın tamamının kademeli olarak ADR standartlarını karşılaması gerekecek. Peki Türkiye altyapı olarak buna hazır mı? ADR konusunda yeterli insan kaynağına sahip miyiz?Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı ve Green Line Lojistik Genel Müdürü Savaş Doğan ile ADR konusunu konuştuk. “Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı” sertifikasının Türkiye’de çok az kişide bulunduğunu söyleyen Savaş Doğan, Türkiye’de henüz tehlikeli madde taşımacılığı yapan firmalara “Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı” bulundurma zorunluluğunun getirilmediğini vurguluyor. Sertifikaya sahip olmanın zor olduğunu anlatan Savaş Doğan, kendisinin sertifikayı İngiltere’den aldığını ve üç ayrı zorlu sınavdan geçtiğini anlatıyor. Türkiye’de “Tehlikeli Madde Güvenlik Danışmanı” sertifikasına ilk sahip olanlar arasında yer alan Savaş Doğan, Türkiye ve ADR konusunda www.yesillojistikciler.com’a önemli açıklamalar yaptı. İşte Doğan’ın açıklamaları…

“TÜRKİYE’DE ADR İLE İLGİLİ ALTYAPI YETERSİZ”

Türkiye 4 yıl evvel ADR’ye imzayı attı. Türkiye o tarihe kadar ADR’ye taraf değildi ancak AB’nin bu konuda Türkiye’ye baskısından dolayı Türkiye’de ADR Anlaşması’na imzasını attı. Türk plakalı ADR’ye uygun araçlarla Avrupa ya gidip geliniyordu ama Türkiye’nin ADR’ye dahil olmaması Avrupa için olumlu bir durum değildi.  AB,  üyelik sürecinde bunun önemini kabul ettirdi ve Türkiye imzayı attı. Ancak Türkiye gerçekleştirme tarihi konusunda bir taahhütte bulunmadı. ADR, Türkiye’de 2010’dan beri her yıl ertelendi. Ertelenme nedeni ise, ADR’nin uygulanması halinde ciddi altyapı yatırımı olacak olmasından kaynaklanıyordu.  Türkiye’de ADR ile ilgili altyapı o zamanlar çok yetersizdi ve şu an hala yetersizdir.

“TÜRKİYE ADR KURALLARINA HAZIR DEĞİL!”

ADR’nin tüm kuralları Birleşmiş Milletler Tehlikeli Malların Karayolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin (ADR) Avrupa Anlaşması adlı iki ciltlik kitapta tüm detayları ile anlatılıyor. Bu kurallara her şekilde uyulması gerekiyor. Bu kurallara uyulmadığı taktirde ADR’ye de uyulmamış oluyor. Bu iki kitapta araçlarla, tesislerle, depolarla, çalışanlarla ilgili kurallar bulunuyor. Türkiye bu kurallara hala hazır değil.

“DEVLET ADR KONUSUNU YAVAŞ YAVAŞ DAHİL EDİYOR”

Türkiye’de ADR ile ilgili bu yılın başında bir geçiş sürecinin başlangıcı devreye alınmış oldu. Yani devlet bu konuyu yavaş yavaş dahil ediyor. Türkiye’nin tam olarak ADR’ye uyum sağlaması için minimum 4 yıl geçer.

TEHLİKELİ MADDE TAŞIMASI YAPAN FİRMALARIN “TEHLİKELİ MADDE GÜVENLİK DANIŞMANI” SERTİFİKASINA SAHİP BİRİNE İHTİYACI VAR

Birleşmiş Milletler Tehlikeli Malların Karayolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin (ADR) Avrupa Anlaşması adlı iki ciltlik kitap, tehlikeli maddelerin taşınmasında uygulanan tüm süreçle ilgili kuralları içeriyor. Bunların ilk kısmındaki eğitimle ilgili bölümde der ki, “Her bir şirket eğer üretimini yapıyorsa ya da tehlikeli madde taşımasını yapıyorsa, depolamasını yapıyorsa bunla direkt temasa giren bir firma bünyesinde ya da dışarıdan hizmet alacak bu sertifikaya sahip olan birini barındırması lazım.” Yani her bir tehlikeli madde taşıması yapan firmanın bu sertifikaya sahip birine ihtiyacı var. Ya kendi bünyesinde barındıracak ya da dışarıdan hizmet alacak. Sertifika sahibi bir kişi birden fazla firmaya hizmet verebiliyor. Yurtdışında küçük firmaların kendi bünyesinde barındıracak durumu olmayanlar dışarıdan ADR Danışmanı hizmeti alıyorlar. Örneğin, taşıma firması bir tehlikeli maddenin taşımasını yapacak öncesinde ADR Danışmanı’ndan bilgi alıyor. ADR Danışmanı da bu ürünü taşırken nelere dikkat etmesi gerektiğini söylüyor.

“TÜRKİYE’DE ADR DANIŞMANI BULUNDURMAK HENÜZ ZORUNLU DEĞİL”

Şu an ben bir şirkete danışmanlık yapmıyorum. Çünkü Türkiye’de henüz bu kural zorunlu olarak devreye geçmediği için ben kendi firmamızda çalışanlarımızı eğitiyorum. ADR Danışmanı sertifikasına sahip olanlar ADR eğitimi verip, bunun sertifikasını da verebiliyor – bu düzenlediğimiz sertifika Uluslar arası geçerliliğe sahip oluyor. Tabii bu belge bizim aldığımız belge ile eşdeğer değil. Ancak ADR Danışmanı’nın eğitiminden geçen kişilere verdiği belge şu anlama geliyor. Bu kişi ADR konusunda bilgi sahibidir. Birey olarak danışmanlık hizmeti vermeye gerek duymadım şu ana kadar. ADR Danışmanı sertifikası sahibi olmam firmamız için çok faydalı oldu. Çünkü biz ithalatta ağırlıklı yanıcı maddeler içeren kimya ve ilaç taşımacılığı yapıyoruz. Depolarımız ve araçlarımızın çoğu da ADR ye uygun ekipmana sahip olduğundan dolayı ihaleler döneminde ilaveten de bu sertifikaya sahip olmak bize avantaj kazandırıyor. Çok büyük kurumsal firmalarla çalışıyoruz onlar da buna önem veriyor. Henüz mecburiyet olmasa da bu sertifikanın bulunması bize büyük avantaj sağlıyor. Ayriyeten bu zamana kadar yapmadığımız bir işe de girmek istiyoruz. Bu ürünlerin taşımaya uygun ve doğru ambalajlanmasına da ADR Yönetmeliği’nde büyük önemli yer veriliyor. Ambalajlama konusunda burada üretim yapan firmalara danışmanlık ve üretim Desteği vermek istiyoruz. Bununla ilgili Almanya’nın en köklü ve yüksek know-how a sahip olan ambalajlama firmalarından birisi ile kapsamlı anlaşma yaptık. Taşımamızla da çok alakalı bir alan olduğu için yan ürün olarak yakın bir zamanda müşterilerimizin ve piyasanın faydalanmasına arz etmek istiyoruz.

“ADR DANIŞMANI KONUSU SONA BIRAKILMAMALI”

Türkiye ADR konusunda biraz yarım yamalak ilerliyor. Tabii anlayış da göstermek gerekiyor ama kanaatimce Türkiye’de bu konuya vakıf olan kişileri işin sonuna bırakmamaları lazım. Çünkü ADR konusunda ilerlemenin bu kişilerle birlikte olması lazım. Birçok kuralı devreye alıp ADR Danışman konusunu sona bırakırsanız bu konu sağlıklı ilerlemez. Hatta bu süreçte bu sertifika sahibi kişilere daha fazla görev verilmeli. Türkiye’de maalesef biraz gösteriş var. Ama duyarlılık gerektiren işler biraz daha içten yapılması gerekiyor. Devlet bu konuda teşvik eder ve duyarlılığını da hissettirirse firmalar da bu konuda daha çok çalışma yapacaklardır.

“TÜRKİYE’DE ÖNCE BİR FACİA OLMASI GEREKİYOR Kİ, MİLLET VE YÖNETİCİLER UYANSIN”

ADR ile ilgili Genel Müdürlük kuruldu. Ancak bu konuda yeterli gayret gösterildiğine inanmıyorum. Bu konunun gerçekten çok ciddi ve elzem bir şekilde ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Belki şu an çok ciddi çalışmaları vardır. Ben yurtdışında doğdum ve eğitim gördüm. Türkiye’ye 2007 yılında geldim ve ne yazık ki, şunu öğrendim. Türkiye’de önce bir facia olması gerekiyor, bir kaza olması gerekiyor ki millet ve yöneticiler uyansın. Bunun canlı örneğini maalesef şu günlerde hep beraber üzüntülü bir şekilde yaşıyoruz. Bazı şeylere önem verilmeye başlansın. Unutmayalım ki taşınan tehlikeli madde konusunda gerçekten bir tek vaka bile çok ciddi istenmeyen olaylara sebep olabilir. Keşke olumsuzluklar yaşanmadan, yurtdışında henüz yaşanmış olayları ve bunun akabinde alınan önlemleri örnek alarak hareket ederek bu konuda daha duyarlı olunmalı ve bu konuyu özellikle ciddi bir şekilde ele alıp ilerletmeli. Şüphesiz bu ciddi bütçeler gerektiriyor. Ancak bu konuda uzun vadeli düşünmek gerekiyor, neticede insan ve çevre sağlığı kadar önemli bir şey var mı?

Etiketler :