Ticaret Bakanlığı

24 Haziran seçimlerinden sonra 1 Temmuz’da yayımlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile devletin teşkilat yapısı yeniden düzenlendi. Bu kapsamda, daha önce adları “Ekonomi Bakanlığı” ve “Gümrük ve Ticaret Bakanlığı” olan bakanlıklar “Ticaret Bakanlığı” adı altında tek bakanlık haline getirildi. Sadece Ekonomi Bakanlı Bünyesindeki “Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü” “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı”na bağlandı.

Aslına bakılırsa, adı “Ekonomi Bakanlığı” olan bakanlığın ismi kurulduğu 2011 yılından beri eleştiriliyordu. Eski “Dış Ticaret Müsteşarlığı”nın bünyesine sadece “Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü”nün katılması ile sanki tüm ekonomik birimlerden sorumlu imiş gibi, yeni bakanlığa “Ekonomi Bakanlığı” isminin verilmesi ironik bir durum oluşturmuştu. Öyle ki, Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü, Sigortacılık Genel Müdürlüğü, Bütçe Genel Müdürlüğü, Gelir İdaresi Başkanlığı, Gümrükler Genel Müdürlüğü gibi genel müdürlükleri, Merkez Bankası, BDDK, TMSF gibi kurumları bünyesinde barındırmayan bir bakanlığa “Ekonomi Bakanlığı” adı verilince, basın mensupları da ekonomik konularda demeç almak için mikrofonları Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı yerine “Ekonomi Bakanı”na uzatır olmuş, kendisi de yetkili olmadığı konularda bile ahkâm keser konuma gelmişti.

Devlet yapısının işleyişini öğrendikten sonra, 1995 yılından beri Dış Ticaret Müsteşarlığı ile Gümrük Müsteşarlığı’nın aynı bakanlık çatısı altında hizmet vermesi gerektiğini savunmuşumdur. Bu görüşe ulaşmamdan 23 yıl sonra da olsa doğru yolun bulunmuş olmasına memnun olduğumu belirtmek isterim.

Çünkü;

-İhracattan Dış Ticaret Müsteşarlığı da (DTM de) Gümrük Müsteşarlığı da (GM de) sorumluluk taşıyordu.

-İthalattan DTM de GM de sorumluluk taşıyordu.

-Serbest Bölgelerden DTM de GM de sorumluk sahibi idi.

-Yatırım teşviklerinden DTM de GM de sorumluk sahibi idi.

-Yabancı Sermaye her iki bakanlığın da görev alanına giriyordu.

-Hem DTM bünyesinde hem GM bünyesinde Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü bulunuyordu.

-Uluslararası ticaret anlaşmaları, taşımacılık anlaşmaları ve protokollerine her iki müsteşarlığın da personeli katılıyordu.

-Önceleri büyükelçilikler ve başkonsolosluklar nezdinde sadece “Ticaret” müşavir ve ataşeleri görev yaparken son 10 yıldır “Gümrük” müşavir ve ataşeleri de görev yapmaya başlamıştı.

-Son yıllarda GM bünyesinde bölge müdürlükleri bulunmasına karşın, salt Dahilde İşleme Belgeleri’nin “kapatma” işlemlerini yapması için DGM bünyesinde de bölge müdürlükleri kurulmuştu.

Bu durum, kaynak ve personel israfı anlamına geliyordu. Ama iş bununla da bitmiyor, iki kurum arasındaki yetki ve görev çekişmeleri dış ticaretin önünde bir engel olarak dikiliyordu.

Öte yandan, tüketicinin korunması ve piyasa gözetimi konuları hem iç ticarette hem dış ticarette önem arz eden konulardı. Dolayısıyla İç Ticaret Genel Müdürlüğü, Esnaf ve Sanatkârlar Genel Müdürlüğü, Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü gibi birimlerin de bu bakanlığın altında birleştirilmesi kaçınılmazdı. Bu alanlardaki tüm yetkilerin tek bakana verilmesi isabetli olmuştur.

Umarım, tüm çalışanlar Ticaret Bakanlığı’nın yeni yapısına hızla uyum sağlar ve daha fazla eşgüdüm sorunu yaşanmadan, paralel yapılanmaya son verilerek iç ve dış ticaret ile uluslararası taşımacılığın önü açılır.

Cahit Soysal/csoysal@uysen.com   

Önceki ve Sonraki Yazılar