Cahit Soysal
YİNE “LOJİSTİK ÜS” KONUSU
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tasfiye Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nce düzenlenen “Gümrük ve Ticaret Merkezi Ortak Akıl Konferansı” 10 Mayıs günü İstanbul’da gerçekleştirildi. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi’nin yanı sıra Bakanlığın tüm üst düzey yöneticilerinin katıldığı toplantıda İstanbul’da kurulması planlanan “Gümrük ve Ticaret Merkezleri” konusunda ortak akıl bulunmaya çalışıldı.
İstanbul'un nüfusu, ithalatı, ihracatı ve ticaretine değinen Tüfenkci, İstanbul dahilinde bakanlığın izin ve denetiminde faaliyet gösteren yaklaşık 1 milyon metrekare kapasiteye sahip 284 antrepo, toplam 1,4 milyon metrekare kapasiteli 46 geçici depolama alanı bulunduğunu bildirerek, Gümrük ve Ticaret Merkezlerine ilişkin fizibilite çalışmasının Tasfiye Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Yıldız Teknik Üniversitesi'nden bir akademisyen ekiple birlikte yürütüldüğünü bildirdi.
Konferans kapsamında yapılan çalıştay sonrasında edindiğimiz izlenimler ve tespitlerimizi şöyle sıralayabiliriz:
-Lojistik Üs kurulması konusunda dört kamu kuruluşunun görev ve yetki kanununda hüküm var. Bir başka deyişle, Kalkınma Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı kanunla lojistik üs kurma konusunda yetkilendirilmiş. Bu nedenle, hiçbir bakanlık tek başına inisiyatif alamıyor, gerekli koordinasyon ise güçlükle sağlanıyor.
-Anılan bakanlıklardan birisi ön almaya yeltendiğinde, diğer bakanlıklar tarafından engellenmeye çalışılıyor.
-Henüz kamuda lojistik üslerin nereye kurulacağına ilişkin temel kriterler belirlenmiş ve üzerinde uzlaşılmış değil.
-“Lojistik Üs” kavramının sadece fiziki mekan olarak algılanmaması gerektiği; bu yerlerin, teknolojik altyapı ve bilişim sistemlerinden de en ileri düzeyde yararlanılacağı Türkiye düzeyinde bağlantıları ve paydaşları olan yerler olarak kurulması gerektiği konusunda bir konsensüs sağlanmış görünüyor.
-İstanbul’un lojistik üs kurulacak kent olarak seçilmesi, en azından daha önce dile getirdiğimiz, “lojistik üsler dört taşıma modunu da içeren yerlerde kurulmalı” kriteri konusunda bir görüş birliğine ulaşıldığı kanaatini güçlendiriyor.
-Bir lojistik üssün kuruluşunu destekleyecek yetişmiş insan gücü, bilişim teknolojilerine yatkın işletmeler, küresel tedarik zincirinde yer alan kuruluşların İstanbul’da yeterince yer aldığı tespit ediliyor.
-Akdeniz ve Karadeniz havzasının kesişme noktasında, Ortadoğu ve Balkanlar arasında bulunan İstanbul’un üstün konumu, lojistik üs için ideal bir mekân olarak karşımızda duruyor.
-İstanbul’daki üniversitelerin neredeyse tümünde ulaştırma ve lojistik bölümlerinin bulunması, üs için insan kaynağı bulmada güçlük yaşanmayacağını gösteriyor.
-“Yeni Havaalanı” yeni “Lojistik Üs” yeni “Finans Merkezi” gibi projelerin hayata geçirilmesini halinde, bunların birbirlerinin veriminin artmasına katkı sağlayacağı tespiti yapılıyor.
Dileğimiz hangi ad verilirse verilsin “İstanbul’da Lojistik Üs” projesinin bir an önce hayata geçirilmesi ve Türkiye’nin bütünüyle bölgesel bir lojistik üs olmasına katkı sağlamasıdır.