Lojistik sektörünü gelecekte neler bekliyor? İşte 4 önemli senaryo

Lojistik sektörünü gelecekte neler bekliyor? İşte 4 önemli senaryo

Taşımacılık ve lojistik sektörü CEO’larının küresel ekonominin geleceği hakkında diğer sektör liderlerine göre daha iyimserler olduğunu söyleyen PwC Tedarik Zinciri Lideri ve Kıdemli Müdürü Dr. İsmail Karakış, “Taşımacılık ve lojistik sektörü CEO’ları kısa vadede büyüme beklentilerini koruyorlar. Buna rağmen büyüme hedefine yönelik fırsatların azaldığını, risklerin ise artığını düşünüyorlar. Stratejilerini müşterilerinin ihtiyaçlarını geniş perspektifle ele alarak kuruyorlar” dedi. Röportaj: Şenel Ö

ÖZEL RÖPORTAJ - Denetim, danışmanlık ve vergi hizmetleri alanında çözümler üreten PwC, taşımacılık ve lojistik sektörü ile ilgili raporları ile de kendisinden söz ettiriyor. Gerek uluslararası gerekse ulusal düzeyde önemli raporlar hazırlayan PwC, taşımacılık ve lojistiğin geleceği ve de sektörün rekabet gücünü artırmak  konularında yaptığı çalışmalarla da öne çıkıyor. Yesillojistikciler.com olarak PwC’nin taşımacılık ve lojistik sektörü ile ilgili çalışmaları ve sektörün geleceği ile ilgili görüşlerini almak için PwC Tedarik Zinciri Lideri ve Kıdemli Müdürü Dr. İsmail Karakış ile bir araya geldik.

LOJİSTİK SEKTÖRÜNDEKİ TRENDLER

PwC Tedarik Zinciri Lideri ve Kıdemli Müdürü Dr. İsmail Karakış, Türkiye lojistik ve taşımacılık sektörünün gelişimine katkıda bulunmak amacıyla son yıllarda önemli çalışmalar yaptıklarını söyledi. PwC olarak bu çalışmaları yapmaktaki amaçlarının Türk lojistik ve taşımacılık firmalarının Avrupa ve ABD’deki gibi kurumsal bir altyapıya kavuşmalarını sağlamak olduğunu ifade eden İsmail Karakış, Bu amaçla 2016 yılının Aralık ayında sektörün önde gelen 10 yöneticisi ile bir yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirdik. Biz bu toplantıda sektörle ilgili trendleri konuştuk. Sektördeki bu trendler değişkenlik göstermekle birlikte taşımacılık ve lojistik sektörü CEO’larının gündemi özetle şunlardan oluşuyor: Mevzuatlardaki değişiklikler ve jeopolitik belirsizlikler, dijitalleşme ve teknoloji yetkinlikleri, özellikle Türk lojistik şirketlerinin globalleşmesi için iki kritik konu olan stratejik planlama ve operasyonel mükemmellik, çok uluslu bir lojistik hizmet sağlayıcıları için teşviklerin ve regülasyonların yönetimi de dahil olmak üzere yerel pazar koşulları, maliyetler ve fiyatlar arasındaki dengenin rekabet ortamını oldukça zorlayan bir faktör olması ve son olarak lojistik sektöründe yetenek yönetimi ve kalifiye insan kaynağı yetiştirme konusu” dedi.

Türkiye lojistik sektöründe öne çıkan konuların yani trendlerin neler olduğuna yönelik sorumuzu ise Karakış şöyle cevapladı: “Lojistik mevzuatındaki değişiklikler, lojistik merkezler, yeni liman yatırımları, önemli altyapı projeleri, öngörümlü lojistik, libarelleşme, paylaşım ekonomisine dayalı lojistik, yeşil lojistik, intermodal/multimodal, dijitalleşme, e-ticaret, yeni oyuncular yani start-up müşteriler.”

TÜRKİYE’DEKİ LOJİSTİK FİRMALARININ GELECEKLE İLGİLİ STRATEJİK PLANLARINI SİSTEMATİK OLARAK YAPMALARI GEREKLİ

Türkiye’deki lojistik firmalarının gelecekle ilgili stratejik planları yok. Varsa da çok kısıtlı ve kısa vadeli. Şirketler genellikle önümüzdeki 1 ya da 2 yıla odaklı bir şekilde çalışmalarını sürdürüyor. Bütçeler kısıtlı, rekabet çok baskın” diyen İsmail Karakış, lojistiğin sürekli değişime uğrayan sektörlerin başında yer aldığını kaydetti. Lojistik sektöründe sürekli değişimin yaşandığını ve teknolojik gelişimin sektörü yakından etkilediğini belirten Karakış, “Tüm bunlar çerçevesinde lojistik sektörünün nerelere ne kadar yatırım yapacağı ile ilgili bir strateji belirlemesi gerekiyor” diye konuştu.

OPERASYONEL MÜKEMMELLİK GEREKSİNİMİNE İHTİYAÇ VAR

Sektörde bir operasyonel mükemmellik gereksinimine ihtiyaç olduğunu olduğunu ifade eden Karakış, hem kurumsal fonksiyonlarda hem de esas işin yapıldığı operasyonlarda verimli ve etkin çalışmanın yollarını aramak gerektiğini söyledi. Şu an lojistik ve taşımacılık firmalarının bunu yaptığını ancak gelecekte bu konunun daha baskın olacağını anlatan Karakış, “Çünkü müşterilerden gelen talepler ve bu taleplerdeki beklenti düzeyi giderek artıyor. Sektörü çok ciddi bir görünürlük ve çok ciddi bir hız bekliyor. Dolayısıyla operasyonel mükemmellik tarafını da geliştirmek gerekiyor. Bu tabii teknoloji ile de birebir bağlantılı bir konu” dedi.

KALİFİYE ELEMAN SIKINSI YAŞANIYOR

Sektördeki diğer önemli konunun ise eğitim olduğunun altını çizen Karakış, lojistik sektörünün birçok yetkinliği bir arada barındıran bir özelliğe sahip olduğunu ve bundan dolayı çok ciddi bir kalifiye eleman sıkıntısının yaşandığını belirtti. Karakış, eğitimin, önümüzdeki dönemde lojistik sektöründeki en kritik konuların başında yer alacağını vurguladı.

Lojistik sektörü için uluslararasılaşmanın ve lokalizasyonun önemli faktörler olduğunu söyleyen Karakış şunları anlattı: “Biz dünyanın herhangi bir bölgesinde bir operasyon kurmadan önce ya da kurulum esnasında gerekli lokal bilgiyi kendimiz bir şekilde edinip öyle gidiyoruz. Oradaki lokal dinamikleri nasıl algılıyoruz ya da nasıl öğreniyoruz. Bu konu önemli. Burada birinci olarak yerel pazar koşulları ile mevzuatı öğrenmek ve anlamak gerekiyor. Bu bilgilere tamamen hakim olamayabiliyoruz ya da geç öğreniyoruz. Lokalleşme konusunda bilgi eksiğimiz olabiliyor. Özellikle vergi avantajlarında. Sektör toplantısında bunları öğrenmeden uluslararası pazarlara hızlı giriş yapmanın sorunların yaşanmasına neden olduğundan da bahsettik.

TÜRKİYE’DEKİ LOJİSTİK FİRMALARI “BEN HER HİZMETİ VEREBİLİRİM” DİYOR

Öte yandan Türkiye’deki lojistik firmaları “ben her hizmeti verebilirim” diyor. Her hizmeti, her sektöre her koşulda verebilirim diyen bir söylem var. Ancak bu pratikte böyle değil. Lojistik firmaları hiçbir müşterinin talebine hayır demiyor, . Vermediği hizmet ve hizmet etmediği sektör yok. Böyle olmamalı. Çünkü bazı şirketler, bazı sektör ve konularda diğer firmalardan daha iyi. Bunu kendileri de biliyor. Bu tür bir yaklaşım, sektörde belli alanda başarıyı yakalamış şirketlerimizin gelişmesini, ilerlemesini, özellikle yurtdışındaki rakiplerine göre farklılaşmasını ve müşterilerine değer katan çözümleri üretmesini baskılıyor. Bu bağlamda, sistematik bir stratejik planlamanın önemi de ortaya çıkıyor.

HİZMETLERİMİZİ SÜREKLİ GÜNCELLEMEMİZ GEREKİYOR

Sonuç olarak biz diyoruz ki, lojistik sektöründe çok farklı hizmetler, çok farklı oyuncular ve coğrafyalar var. Bir ürün üretmeye benzemiyor. Hizmetlerimizi sürekli güncellememiz gerekiyor. Bizim lojistik şirketleri bu kadar yoğun bir rekabette kendilerinin iyi yaptıkları yetkinliklerini göz önüne alarak bir oyun alanı seçmeleri lazım. Bu coğrafya, hizmet, sektör üçlemesi şeklinde olabilir. Sonrasında da bu oyunu nasıl oynayacaklarını belirlemeleri gerekiyor. Bunu yapan bazı lojistik şirketleri de var. Bu bir niş alan olmak zorunda değil. Elbette Türkiye’de sınırlarını çok iyi çizmiş lojistik firmaları da var ama genel tabloda rekabet gücüne yönelik farklılaşma ve değer yaratma bağlamında eksiklikler var.”

SEKTÖRÜN TEMEL SORUNLARI NELER?

Karkış, taşımacılık ve lojistik sektörü temel sorunlarını ise şöyle sıraladı: “Pazardaki oyun alanı ve katılım tercihlerinin yetkinlik bazlı olarak belirlenmiş olmaması. Operasyonel riskler ve şeffaf olmayan maliyet yapısı nedeniyle karmaşık fiyatlandırma. Sürekli artan müşteri beklentileri ve hizmet seviyeleri için operasyonel mükemmellik örneğin intermodal, optimizasyon, dijitalleşme. Depolama ve katma değerli hizmetler için artan talep ve karmaşık rekabet ve inorganik büyüme.”

TAŞIMACILIK VE LOJİSTİK SEKTÖRÜ CEO’LARI KÜRESEL EKONOMİNİN GELECEĞİ HAKKINDA DAHA İYİMSERLER

PwC’nin küresel CEO araştırmasında taşımacılık ve lojistik sektörüne yönelik önemli bulguların elde edildiğini anlatan Karakış, “Taşımacılık ve lojistik sektörü CEO’ları; küresel ekonominin geleceği hakkında diğer sektör liderlerine göre daha iyimserler. Kısa vadede büyüme beklentilerini koruyorlar. Buna rağmen büyüme hedefine yönelik fırsatların azaldığını, risklerin ise artığını düşünüyorlar. Stratejilerini müşterilerinin ihtiyaçlarını geniş perspektifle ele alarak kuruyorlar” dedi.

İŞTE TAŞIMACILIK VE LOJİSTİK SEKTÖRÜNÜN GELECEĞİNE YÖNELİK 4 SENARYO

PwC, “Görünen Gelecek” serisi çalışması ile lojistik sektörünün geleceğine yönelik 4 tane senaryo ortaya koyuyor. Bu dört senaryoda artan müşteri talepleri ile yükselen maliyetler, artan rekabetle düşen fiyatlar ve kar marjları, giderek farklılaşan üretim ihtiyaçları sonucu çeşitlenerek zorlaşan lojistik gereksinimler ile daha düşük maliyetle daha iyi hizmet talebinin karşılanmasını bekleyen nakliye ve lojistik sektörünün geleceği inceleniyor. Bu dört senaryoya göre lojistik ve taşımacılık sektörünün geleceği şu şekilde öngörülüyor:

Fiziksel İnternet (PI) senaryosunda mevcut oyuncular değer zincirinde entegrasyon sağlarken değer önerilerini farklılaştırmaya çalışıyorlar.  

Lojistik hizmet sağlayıcılar için; rekabet farkı yaratacak odak geliştirmek gerekecek, markalaşma ile düşük kazançlı rotalarda işbirlikleri kurulacak, PI standartları ile kapasiteler etkin kullanılacak ve konsolidasyon baskısı azalacak, PI standartları ile depolama maliyetleri iyileşecek ve siber güvenlik önemini artıracak.

İkinci senaryoda yeni girişimler sektörde fark yaratıyor ve büyük oyuncularla işbirlikleri kuruyorlar.  

Lojistik hizmet sağlayıcılar için; yeni girişimlerle ortaklıklar kurulacak, yeni girişimlerin geliştirdiği uygulamalar tüketicilerin davranışlarını şekillendirecek, tüketiciler paylaşım platformlarını tercih edecek, şeffaflık artacak.

Üçüncü senaryoda büyük perakendeciler lojistiğe bağlı değer önerileri geliştirerek lojistik operasyonlarına yatırım yapıyor ve rekabete ortak oluyor.

Lojistik hizmet sağlayıcılar için; büyük perakendecilerin kendi lojistiklerini yapması ile rakip duruma gelinecek, depolama teknolojileri ilerleyecek, otonom araçlar ve insansız hava aracı kullanımı artacak, perakendecilerin ve teknoloji tedarikçilerinin lojistik yatırımları yapması ile rakip duruma gelinecek.

Dördüncü senaryoda büyük oyuncuların rekabeti öne çıkıyor. Şirket satın alma ve birleşmeleri için finansman ihtiyaçları artıyor.

Lojistik hizmet sağlayıcılar için; satınalma ve birleşmelerle yayılım artacak, artan ölçek ile maliyetler iyileşecek, konsolidasyon fırsatları oluşacak, inorganik büyümek için doğru hedeflere doğru zamanlama ile yaklaşmak kritik olacak.

Etiketler :