Koronavirüs, dünya ve Türkiye ticaretini nasıl etkiliyor ve etkileyecek?

Koronavirüs, dünya ve Türkiye ticaretini nasıl etkiliyor ve etkileyecek?

ÖZEL RÖPORTAJ - Mentor Grup Ortağı Dr. Hakan Çınar, dış ticaretle ilgili gündemdeki konuları yesillojistikciler.com'a değerlendirdi. Dr. Hakan Çınar, 2020 yılının Türkiye ekonomisi açısından stabil geçeceğini ancak 2021 ve 2022 yıllarının parlak geçeceğine inandığını söyledi. Çin’in dünyanın üretim merkezi olduğunu hatırlatan Çınar, koronavirüsünden dolayı başta tekstil olmak Türkiye’nin üretim yaptığı birçok sektörde hareketlenme yaşanacağını öngördüklerini kaydetti. İşte Dr. Hakan Çınar’ın sorularımıza ve

Öncelikle Mentor’a geçişinizin hayırlı olmasını dilerim. Mentor ile birlikte hedefleriniz nelerdir?

Öncelikle teşekkür ediyorum. Sizin de belirttiğiniz gibi yaklaşık 6 ay önce Mentor Grrup’a katıldım. Beni tanıyanlar iyi bilirler; içinde bulunduğum yapıya vizyon anlamında hep bir çok şey katmak benim olmazsa olmazım ve bunu yapabilmek için, elbette kurum ile de özdeş olmanız gerekiyor. Bu kez ortaklık yaparak dahil olduğum Mentor ile en önemli noktamız kesinlikle vizyonlarımızın fazlası ile örtüşmesi oldu. Sektöre ve firmalara dış ticaret anlamında ciddi derecede değer katma gibi bir misyonumuz var ve var olan Mentor kültüründe zaten bu fazlası ile var. İsmimizin anlamı dahi, yol gösterici. Dolayısı ile biz de şu anda firmaların dış ticaret danışmanlığı ve Gümrük Müşavirliği hizmetlerinde alışkanlıkları bozarak, çok daha fazla değer katacak faydaları üretiyoruz.  Her geçen gün müşteri sayımızdaki artışı da, bunu firmalara iyi yansıtabiliyor olmamıza bağladığımı belirtmem lazım. 

Bildiğiniz gibi son dönemde Koronavirüsü konusu dünya gündeminin ilk sırasında yer alıyor. Çin’de dünyanın üretim merkezi. Koronavirüsünün etkisi ile Çin’deki bazı fabrikalar üretim yapamıyor ve bu durum Çin’in dış ticaretini olumsuz manada etkiliyor. Bilindiği gibi Türkiye’de üretim yapan bir ülkü. Çin’in etkilendiği bu olumsuz durumdan dolayı dünya ülkelerinin ve özellikle Avrupa’nın ihtiyaçlarını karşılamada rol oynayabilir mi? 

Dünya çok değişken ve ticaret savaşları derken birden karşımıza koronavirüs çıktı. Doğal seleksiyonların, doğal afetlerin ve benzeri durumların hayatta ne denli önemli olduğunu anladık. Depremler, seller her zaman yaşamı etkiliyor ama koronavirüsünün bir anda yaşamımıza girip, Çin gibi dev bir yapıya kısa süre içerisinde büyük bir zarar verdiğini görüyoruz. Bu durum Türkiye’ye bir fırsat olarak döner mi? Bunun üzerinden fırsatçılık yapılıyormuş gibi algılanmamalı. Bu hoş değil ama öbür taraftan bir realite de var. 

Çin, dünyanın ticaret ve üretim merkezi. Dolayısıyla insanların bir kısmının ölmesi, üretim merkezlerinin aksaması gibi durumlar mümkün. Ama bunlar, dünyadaki yaşamı ve insanların tüketim alışkanlığını azaltmıyor. İnsanlar tüketmeye ve yaşamlarını aynı ölçüde sürdürmeye devam ediyorlar. Böyle olunca da yaşam kaldığı yerden devam ediyor ama ürünün bir yerde üretilmesi lazım. Ürün üretilemediği zaman da siparişler üretme potansiyeli olan ülkelere doğru kayıyor. 

Bu durumun Türkiye’ye tekstil alanında katkı sağladığını görüyorum. Özellikle Avrupalı ve hacimli mal ürettikleri için Çin’e giden firmaların birçoğu tekrar Türkiye’ye döndüler. Bu dönüş, Türkiye’nin ihracatına pozitif yönde bir katkı sağlıyor. Koronavirüs, dünya ticaretini etkiliyor ve etkileyecek. Tabii bu virüsün nerede ve ne zaman duracağını bilmiyoruz. Fakat şu anda bitmiyor gibi gözüktüğü için yarayı derinleştiriyor. 

Mutfak eşyaları üreten bir firma sahibiyle görüştük. Çin’den ciddi miktarda tedarik yaptığını ama şu anda bu tedarik konusunda zorlandıklarını ve farklı ülkelere yöneldiklerini söyledi. Bu, Çin’deki üretimlerin bazılarının sekteye uğradığının bir göstergesi. Bu da dünya ticaretini tabii ki etkiler. 

E-İHRACAT YUKARIYA DOĞRU GİDİYOR

Gümrük müşavirliği ve dış ticarette 2020 ile birlikte bir hareketlenme var mı?

Stabil bir düzen var. Pozitif bir gelişme veya gerileme var diyemem. Bir stabilite var ve devam ediyor. Ne ithalatta ne ihracatta anormal bir değişim yok. E-ihracatta biraz artış var. E-ihracat, 2018’in sonu, 2019’un başından itibaren yukarıya doğru gidiyor ve her geçen gün de artışını sürdürüyor. Bu da elbette sevindirici bir durum. Katma değerli ürün üretme oranımız artıyor mu, kilogram bazında mal kıymetinde bir artış var mı diye baktığımızda böyle bir durumun olmadığını görüyoruz. Üretim potansiyelinde ve kapasitesinde büyük bir artış yok. Üretim artmadan bunun olması mümkün değil. Öbür taraftan ben geçen hafta Gaziantep’teydim. Gaziantep, doğal kaynak üreten bir şehir ve nihayetinde bakliyat, unlu mamuller gibi sektörlerin önü açık. Çünkü yüzde 150 ihracat fazlası veren bir sektör ve burada pozitif gelişmelerin olduğunu söyleyebiliriz. 

Düzenlenen beyannamelerde bir artış var mı?

Mentor olarak bizim büyümemize bağlı olarak bizde evet var, ancak ülke geneline baktığımızda büyük oranda bir artışın olduğunu düşünmüyorum. Bunun sebepleri arasında yerli üretimin artmasını da göz ardı etmemek gerekiyor.  

2021 VE 2022’NİN PARLAK GEÇECEĞİNE İNANIYORUM

2020 yılı ekonomi açısından nasıl geçer?

Stabil geçer. Çok büyük bir değişim olacağını düşünmüyorum. 2021’e doğru pozitif yönde bir gelişme olacağını umuyorum. 2020’nin son çeyreği ile birlikte pozitif gelişmelerin olacağını ve 2021 ve 2022’nin parlak geçeceğini düşünüyorum. Bu çok büyük bir sıçramayla alakalı değil ama daha istikrarlı, daha stabil geçecek bir süreçten bahsediyorum. Göstergelere de bakılırsa 2021’i beklemek gerekiyor. Tabi koronavirüs, Ortadoğu’daki karışıklığın nereye yarayacağı gibi olağanüstü durumlar sonuçları etkiliyor. Bunları hesaba katmadan konuşuyoruz. Çok büyük bir aksilik olmazsa 2020’nin sonu, 2021’in başı çok daha iyi olacaktır. 

EN İYİ MÜŞTERİMİZ AVRUPA

En büyük ticari partnerimiz Avrupa olmaya devam edecek. 

Elbette. Bizim her zaman en iyi müşterimiz Avrupa’dır. Öyle de olmaya devam edecek. Avrupa ile olan ilişkileri ve iletişimi her zaman sıkı tutmak mecburiyetindeyiz. Ortadoğu şu anda bizim için büyük bir potansiyel oluşturmuyor. Bağımsız Devletler Topluluğu ülkeleriyle de tarım ürünlerinde ve tekstilde olan potansiyeli kullanıyoruz. Bu nedenle Avrupa bizim için çok iyi bir potansiyel. Farklı pazarlar da var. Kuzey Afrika gelişiyor. Oraya da kanalize olmamız lazım ama hiçbir zaman bir Avrupa’nın yerini tutmayacaktır. Amerika, lojistik olarak bize uzak ve bunun getirdiği maliyet dezavantajı var. Tabii ki Amerika hedef ülkelerimizden biri ve ihracat yapıyoruz ama Avrupa’nın yerine koymak mümkün değil. Dolayısıyla Avrupa’nın yerine hiçbir şey koyamazsınız ve bu nedenle Avrupa’nın iyi olmasını da istemek durumundayız. 

BREXIT RİSK DEĞİL, FIRSAT

Bir de Brexit süreci var. Bu durum gümrük işlerini nasıl etkiler?

Bu konuya tüm Türkiye’yi nasıl etkileyeceğini düşünerek bakmak lazım. Bizim büyük hacimli bir İngiliz ithalat firması müşterimiz var. Bazen onlarla da bu konuyu görüşüyoruz. İngiltere ile Türkiye arasındaki ticaretin hep sıkı olduğunu ve bu sıkılığın kolay kolay bitmeyeceğini, bir şekilde yine serbest ticaret anlaşması türünde karşılıklı vergi muafiyetiyle devam edeceğini öngörüyoruz. Fakat bunlar kesin değil. İngiltere’nin ajandası dolu. Diğer ülkelerle ne yapacaklar ya da gümrük birliği içinde mi kalacaklar gibi soruların cevaplarını önümüzdeki günlerde görmeye başlayacağız. Çünkü 2020’nin sonuna kadar geçiş dönemi olarak kabul edildi. Halen sistemin içindeler ve eski sistem devam ediyor. Farklı bir karar alınmazsa 1 Ocak 2021’den itibaren yeni sistemle devam edilecek. Ben bir risk görmüyorum. Hatta bir fırsat görüyorum. 

FİRMALARIN OMUZ OMUZA ÇALIŞACAKLARI PARTNERLERE İHTİYAÇ VAR

Son olarak neler eklemek istersiniz?

Dünya çok hızlı değişiyor ve gelişiyor. Dünya üzerindeki uluslararası ticaret yapma yüzdesi, oranı her zaman daha yukarıya doğru gidiyor. Bu hızı artıran birçok unsur var. Her ne kadar ticaret savaşları, doğal afetler olsa da e-ticaretin gelişiyle beraber ülkelerin ve insanların birbirleriyle olan ticareti hiçbir zaman azalmayacağı gibi tam tersine hep artacak. Bu artış olurken de firmaların mutlaka yanlarında omuz omuza çalışacakları iyi partnerlere ihtiyaçları var. Lojistik şirketleri ve gümrük müşavirliği şirketleri de bunlar arasında yer alıyor. Gümrük müşavirliğini sadece bir operasyonel hizmet olarak görmüyoruz ve firmaların da bu şekilde algılamasına gayret ediyoruz. Konunun tümü ile dünyanın evrilmesiyle beraber dış ticaret danışmanlığı anlamına geldiğini ve bu yönde bizlerden istifade etmeleri gerektiğini anlatmaya gayret ediyoruz. Dolayısıyla bizim gibi firmalara her zaman ihtiyaçları var. Mentor’un farkı da bu. Biz dış ticaret konusunda da ciddi bilgi ve birikime sahip bir ekibiz. Firmaların işin bu tarafında da destekçisiyiz. Teknoloji anlamında kendimizi geride bırakmıyoruz. Türkiye Blockchain Platformu üyesiyiz ve Blockchain tarafında da çalışmaların içerisinde yer alıyoruz. Ticaret Bakanlığının Türkiye Blockchain Platformuyla bir protokolü var. Bu çalışmalarda biz de üzerimize düştüğü kadarıyla, olabildiğince gelecekte çizilecek senaryoların içerisinde nasıl yer alınması gerektiği konusunda öngörülerimizi gerçekleştiriyoruz. Ve en son olarak bu röportajınız sayesinde bir de çağrı yapmak isterim.  Dış Ticaret’in herhangi bir tarafına dokunan profesyonellerden oluşan, Kamu görevlileri ve öğrencilerin de belirli oranda dahil olabildiği bir sivil toplum örgütünü hayata geçirdik. İsmi Dış Ticaret Yön Verenler, kısaca Dışyönder. Dış Ticaret alanında, ülkemizin gelişmesine katkı sağlama ve değer katma, dış ticarete ilişkin tüm işleyiş ve mevzuatların "sahanın sesi olan bizlerin katkıları ile" daha sağlıklı hale gelmesine yardımcı olmak temel amacımız. Her geçen gün üye sayımız artıyor, daha bu kadar kısa sürede 50’lere ulaştık. 10 Mart’ta da TİM’de önemli bir organizasyon yapıyor olacağız. Tüm okurlarınızı sizin vesilenizle bu etkinliğe de davet etmek isterim.  

Etiketler :