GURBET, B12, KRAVAT ÜZERİNE…

GURBET, B12, KRAVAT ÜZERİNE…

HED Akademi Yönetici Direktörü Özgür Şener yazdı….

Yaşanan her otobüs, kamyon, TIR trafik kazasından sonra uzmanlarımız sosyal medyadan, televizyondan, gazetelerden kaza ile ilgili birçok yorum ve birçok açıklama yapıyorlar. Yaşanan kaza ve kazanın kayıpları gündemin ilk sırasına yerleşiyor. En fazla beş gün sonunda kaza gündem olmaktan çıkıyor ve aynı sürücüler, aynı araçlarla, aynı yollarda yeni kazalar için direksiyon başında hayatlarına devam ediyorlar.

Uzmanlarımızın trafik kazalarının önlenmesi çabaları çok anlamlı, kazalardaki kayıplardan duydukları üzüntü büyük olsa da bu duyarlı yaklaşımlarındaki bazı yanlış değerlendirmelerinin sonucu, devletin ilgili birimlerinde trafik kazalarının önlenmesi için çalışan yetkililerimizin çabalarına haksızlık, insanlarımızın doğru bilgi alma haklarını ellerinden almak olmaktadır.

Gazeteci Malcolm Gladwell, bir konuda uzman olabilmek için o konu üzerinde 10 bin saat çalışmak gerektiğini söylemiş. Buradan hareketle uzmanlarımızın asgari olarak, fikir beyan ettikleri araçlar hakkında detaylı bilgi sahibi olmalarını, sürücülerin çalışma koşulları ile ilgili süreçlere hakim olmalarını, trafik kazası araştırması ve kök sebep analizi çalışmalarında yer almış olmalarını beklemek yerinde olacaktır. Ölen insanlarımızın evlerine düşen ateş, yaralanarak belki bir daha yürüyemeyecek, belki bir daha göremeyecek, duyamayacak, tekerlekli sandalyede bir hayat sürmek zorunda kalacak insanlarımızın geri döndürülemez kayıpları, bu konuya verilmesi gereken ciddiyeti anlatmak için yeterlidir. İnsan hayatı ile direkt ilgili bir alan olduğundan, trafik kazalarının önlenmesi çalışmaları rekabet edilebilecek ve popüler yaklaşımların olduğu bir alan olmamalıdır. Bu alanda ortak akıl, bilimsel yaklaşımlar, birlikte çalışma bilinci, ilgili tüm taraflara doğru bilgi aktarma gibi sorumluluklarımız vardır. Trafikte bulunan her bireyin, trafik kazasından olumsuz etkilenme potansiyeline sahip olduğu bilinci ile hareket etmek gerekmektedir.

Trafik kazaları, kazaya sebep olan faktörler sebebiyle çok boyutludur ve tüm boyutları tam olarak ortaya konmadan kazaya sebep olan gerçek sebebin ve/veya sebeplerin anlaşılması mümkün değildir. Kabul görmüş bazı konularda yorum yapmak elbette mümkündür anacak gerçekleşmiş bir kaza sonrası, kaza yerini görmeden, varsa görgü tanıkları ile konuşmadan, bir firma aracı ve sürücüsü ise firmanın yasal mevzuata uygun çalışmak için kurduğu sistemi bilmeden, sürücü ve araç ile ilgili tüm bilgileri incelemeden, yol ve hava koşulları ile ilgili tüm şartları anlamadan bir trafik kazasını fotoğraftan, videodan değerlendirip kesin hükümlere varmak imkansızdır.

Trafikteki tüm unsurların trafik kazalarının önlenmesindeki önemini bilerek, Yol Trafik Güvenliği alanında çalışma yapan ülkelerin benimsediği “Güvenli Sistem Yaklaşmı”nı ülkemiz de 2021-2030 Yılı Karayolu Güvenliği Stratejik Planı ile devreye almıştır.

2021 yılında Cumhurbaşkanlığının himayesinde hazırlanan ‘’2021-2030 Karayolu Güvenliği Stratejik Planı’’ 2030 yılına kadar trafik kazalarını ve kazalarda ölümleri %50 oranında azaltmayı hedeflemiş ‘’Sıfır Can Kaybı’’ yaklaşımını benimsemiştir.

Hazırlanan plan insanı odak noktasına koyarak, klasik yaklaşım olan ‘’Trafik Kazalarının Failidir’’ insan, “insanı eğiterek kazasızlık hedefine ulaşılabilir’’ yaklaşımın terk etmiş, ‘’Güvenli Sistem Yaklaşımını’’ benimsemiştir.

‘’Güvenli Sistem Yaklaşımı’’ insanoğlunun hata yapabilen bir yapısı olduğunu kabul eder ve insanoğlu üzerinden kazasızlık hedefine ulaşılamayacağını, bunun yerine yol ve trafiğin kritik bileşenleri olan

    • Güvenli Yollar
    • Güvenli Araçlar
    • Güvenli Trafik Denetimi
    • Güvenli Sürücülerle bu hedefe ulaşılabileceğini kabul etmiş ve benimsemiştir.

Ülkemizde Güvenli Sistem Yaklaşımının başarılı olması ve bu sayede trafik kazalarının önlenmesi için gerek özel sektörde gerekse devletin ilgili birimlerinde görev yapan uzmanlara ihtiyacımız var. Bu uzmanların liderliğinde, devlet, sivil toplum örgütleri, üniversiteler ve özel sektörün işbirliği ile yapılacak çalışmalardan sonuç almak mümkündür. Gelişmiş ülkelerin, “Kendini ifade eden yol”, hata yapan sürücünün hatasından kaynaklı kayıpları minimize edecek “Hata affeden yol” gibi kavramlar, araçlar, lastikler, treylerler, trafik yönetimi, sürücü davranışı, yol tasarımları, trafik kazası araştırması ve kök sebep analizi gibi birçok alanda uzmanlaşmanın ve bu uzmanlıklarla birlikte çalışma kültürünün oluşturulmasının önemini anlamamız ve bugünden çalışmalara başlamamız kritiktir.

Bütün bu anlattıklarım bu konunun altyapı ihtiyaçları tarafı, gelelim şu anda siz bu satırları okurken yollarda neler olduğuna ve yazımın başlığına. Gerçekçi bir değerlendirme yapabilmek için, son iki yılda Türkiye yollarında, farklı sektörlerde taşımacılık yapan ağır vasıta sürücülerinin yan koltuğunda yaklaşık 10 bin kilometre yolculuk yaptım. Her sürücü koltuğunda farklı bir hayat hikayesi, farklı bir insan insan dolayısı ile farklı bir beden, farklı bir biyolojik ve psikolojik yapı var.

Sürekli yolda olmak her gün evden uzakta olmak, çocuğunun büyürken, ailesinden bir hastayken yanlarında olamamak demekken kendisi hasta olduğunda da bir sıcak çorbayı ancak mola yerinde içmek demek. Evden uzak olmak zaten gurbetken, Ankara’da ikamet edip memleketi Erzurum olan sürücü için iki kere gurbet olmaktadır. Tehlikeli madde taşımacılığı başta olmak üzere, sürücülerin iş bulabildikleri lojistik firmalarının faaliyet alanları ticaretin yoğun olduğu büyük şehirlerde olduğundan birçok sürücü ailesini memleketinden İstanbul, İzmit, Ankara, İzmir gibi lokasyonlara getirmektedir.  Beden koltukta zihin evdedir çoğu zaman, gurbetten gurbete giderken yollar. “Anam yol babam trafik tabelası oldu” dedi bir sürücü arkadaş. Bayram yok seyran yok, eve döndüm mü kahvede arkadaşlarla konuşacak ortak konumuz bile olamıyor dedi bir diğeri.

Bir de geçim derdi ekleyin gurbete. Asgari ücret alırsın üzerine sefer başı veya kilometre başı ücret. Yani çok gidersen çok kazanırsın az gidersen az. Peki ya güvenli gidersen? O da senin bileceğin iş, sürücü sensin kazayı yapan da sensin kazada ölen de öldüren de. Çok gitmekse daha çok kazanmak hepsi daha çok yol gitmek istiyor, sürücü koltuğuna zevk için geçmemiş ki. Evine, ailesine para gönderecek Onlar hiç olmazsa iyi bir hayat yaşasınlar istiyor, oğlu, kızı kendisi gibi bir aracın koltuğunda ömür geçirmesin istiyor. Bunun için aşıyor yolları, daha çok para göndermek istiyor “Hiç olmazsa değsin bu çileyi çektiğime” diyor. Günlük yemek parasından bile kısıyor. Üç kuruş fazlası lazım eve, kiraya zam gelmiş, çocukların kırtasiye masrafları artmış, zaten kilo da almış son dönemde yemek yemezse belki zayıflar da, faydası olur kendisine. Yorgun hissediyor son günlerde halsizlik de cabası, B12’ yi bilmiyor. On gündür aracında uyuyor “Çekicinin uykusu iyi ama pek dönemiyorsun yatağında” diyor biri, “Gece tuvalet gerekirse yandın, gözün yarı açık iniyorsun kabinden, yerde miyim gökte miyim, neredeyim anlayamıyorum” diyor biri.  Otelde uyusan diyorum, “Güç mü yeter otel parasına” diyor. Yarı uykulu yarı aç oturuyor sürücü koltuğunda, ekmek parasını yol etmiş kendisine. Yorgunluk, uykusuzluk ağır vasıta sürücülerinin karıştığı kazaların sebeplerinde ilk sırada. Sürüş esnasında uyumuş bir sürücünün kazasının haberi geliyor, adı görünmez kaza, her şey ayan beyanken. Başka bir yolculuğumuzda, aracın nasıl diyorum biraz eski gibi, “Eski ama seviyorum diyor”, hor kullanımla 15 yıldır yollarda olan araçla yolda kaldığı hikayeleri anlatırken, “Aküde bir problem var çözemediler iki yıldır, o yüzden hiç kapatmam kontağı mola yerinde” diyor.  İşveren değiştirmiyormuş, nasıl olsa işlerini görüyormuş.

Kravatla, gömlekle aranız nasıl diyorum şehirlerarası otobüs kaptanına, sıkmıyor mu siz? “Adımız kaptan ya pilotlarla bir tutup icat etmişler bu kravatı” diyor.  “Gömlek, kravat yapılacak iş değil bu, bizim rahat olmamız gerekir, vücudumuzun hava alacağı giyişiler giymemiz gerekir” diyor. Karşıdan vuran öğle güneşi, otobüste uyunmuş bir gece uykusu, hem ütüsü kolay olsun hem de kırışmasın diye yarı sentetik kumaştan yapılmış fazla ısıtan bir beyaz gömleğin yakasına bağlanmış bir kravat ile havası kesilmiş bir beden nasıl dayansın hipnoz etkisi yapan şeritlere, nasıl dursun içi geçmeden, gözleri kapanmadan, meçhule giderken 40 yolcusu ile?

Yollarda yaşanmışlık çok kulak verip, emek verip benim gibi yollara düşenlerde.  13 metre 40 ton yere basarı olan çekici treyler ile geri geri gitmeyi bilmeden işe girmiş ve yollarda olan da var, İstanbul-Ankara arasını yarışıp boşaltma deposunda ilk sıraya girmeye çalışan da. İlk sıraya girerse bir gece evinde uyuyabilecek çünkü.

Peki ne yapacağız? İleri gitmek için mevcut durumumuzu ortaya koymamız gerekiyor. Özellikle ticaretin bir gereği olarak araç kullanımından kaynaklı trafik kazalarının önlenmesine odaklanmak iyi bir başlangıç olur. Bir firmaya bağlı olarak karayolunda hareket eden tim araç ve sürücülerin, ülkemizde yeterli seviyede olan trafik ile ilgili mevzuata uygun faaliyet göstermesini sağlamak bu faaliyeti gerçekleştiren firmanın sorumluluğundadır. Avrupa’ da Yol Trafik Güvenliği alanında faaliyet gösteren Europan Transport Safety Council, yaptığı bir çalışma ile Avrupa Birliği’nde meydan gelen trafik kazalarının %40’nın ticari faaliyetten kaynaklı kazalar olduğunu ortaya koymuştur. Bizim ülkemizde bu yönde yapılmış bir çalışma olmamakla birlikte Avrupa birliği ile benzer bir oran olduğunu düşünerek çalışmalarımızı bu yönde yürütebilirsek başarılı olacağımız kesindir.

Eleştirmekle birlikte çözümünü de ortaya koymak en önemli değişim gereklerimizden biridir. Yol Trafik Güvenliği danışmanlığı alan, son teknoloji araç üstü ekipmanlar ile desteklenen, yeterli insan kaynağı ile oluşturulmuş organizasyon yapısı ile uygulanan bir Transport Yönetim Sistemi ile, tüm Türkiye karayollarında faaliyet gösteren firmaların milyonlarca kilometre yapmalarına rağmen trafik kazasız ticari faaliyetlerini gerçekleştirebildiğini tecrübe ettik. Hepimiz için umut verici bu yaklaşımın diğer firmalara yayılması, bir standart haline gelmesi, ISO 39001 Yol trafik Güvenliği Yönetim Sistemlerinin belirli şartları sağlayan kurumlar için şart koşulması hatta araçlı ticari faaliyetin bir yasal zorunluluğu olması gibi önemli konuların tüm taraflarca değerlendirilmesi gerekmektedir.

Yol Trafik Güvenliği ile ilgili faydalı çalışmalar yapmak isteyen tüm iyi niyetli insanlarımıza çağrımı kaynağı çok da net olmayan ama Konfüçyus’a mal edilmiş bir sözü yorumlayarak yapmak istiyorum. “Her trafik kazası sonrasında bir şeylerden şikayet etmek yerine kazaları önlemek için tüm çabanızı ortaya koyun lütfen”.

Özgür ŞENER

HED Akademi

Yönetici Direktör

Etiketler :