Geçtiğimiz yılın Kasım ayında Ekol International Transport’u bünyesine katarak Türkiye pazarındaki gücünü artıran DFDS,  17 bini aşkın çalışanı ile 20’den fazla ülkede lojistik operasyon yapıyor. Firmanın Türkiye pazarı ile ilgili en önemli hedeflerinden biri Avrupa-Türkiye arasındaki tedarik zincirini güçlendirmek ve genişletmek. DFDS Başkan Yardımcı ve Türkiye Lojistik Başkanı Jeppe Skivild, Türkiye pazarı, Ekol International Transport’un satın alma süreci ve önemi, DFDS’in lojistik operasyonlarındaki konumu, sürdürebilirlik ve yeşil mutabakat gibi birçok konuda önemli açıklamalar yaptı.          

“AVRUPA İLE TÜRKİYE ARASINDAKİ TEDARİK ZİNCİRİNİ GÜÇLENDİRMEYİ VE GENİŞLETMEYİ HEDEFLİYORUZ”       

DFDS Başkan Yardımcı ve Türkiye Lojistik Başkanı Jeppe Skivild, yaptığı açıklamada DFDS tarafından Ekol International Transport’ın satın alınması ve önemi ile ilgili şunları anlattı: “Kasım 2024’te Ekol International Transport’ın satın alınması, Türkiye’nin sürdürülebilir büyümesini destekleyen güvenilir ve verimli bir taşımacılık altyapısı sunma kabiliyetimizi güçlendiren stratejik bir adım oldu. Bu entegrasyon, DFDS’nin uzun yıllardır Avrupa’da uyguladığı başarılı yaklaşımı Türkiye’ye taşımamıza ve geniş Avrupa ağımızı ve kaynaklarımızı birleştirerek müşterilerimize daha kapsamlı, kesintisiz ve verimli lojistik çözümleri sunmamıza olanak tanıdı. Entegrasyon sürecinde öncelikli hedefimiz, operasyonel sürekliliği sağlarken çalışanlarımız ve müşterilerimiz için sorunsuz bir geçiş süreci yönetmek oldu. Türkiye’deki ekip arkadaşlarımızın güçlü uzmanlık ve deneyimini, DFDS’nin geniş feribot ve lojistik ağıyla ve operasyonel gücüyle bir araya getirerek sinerji yaratıyoruz. Bu entegrasyondan en yüksek faydayı sağlamak adına operasyonel süreçlerimizi DFDS’nin standartlarıyla uyumlu hale getirdik; böylece yerel uzmanlığın küresel yetkinliklerle sorunsuz bir biçimde bütünleşmesini sağladık.

Bu satın alma, Türkiye’ye ve onun güçlü üretim ve ihracat potansiyeline duyduğumuz güvenin açık bir göstergesi. Uçtan uca taşımacılık hizmetlerimizi daha da geliştirerek, Avrupa ile Türkiye arasındaki tedarik zincirini güçlendirmeyi ve genişletmeyi hedefliyoruz.”

“EKOL INTERNATİONAL TRANSPORT OPERASYONLARININ DFDS ÇATISI ALTINA GİRMESİYLE BİRLİKTE, TÜRKİYE’DEKİ YEREL UZMANLIKLA AVRUPA’DAKİ GELİŞMİŞ LOJİSTİK ALTYAPIMIZI BİRLEŞTİRMİŞ OLDUK”

1866 yılında kurulan DFDS’in Avrupa ülkelerini hem birbirine hem de Türkiye’ye bağlayan kara ve denizyolu güzergâhlarından oluşan bir altyapıya sahip olduğunu söyleyen Jeppe Skivild, Kuzey Avrupa’da feribot, karayolu ve demiryolunu entegre eden iş modellerini başarıyla uyguladıktan sonra şimdi aynı yaklaşımı Akdeniz ve çevresinde yaygınlaştırarak Türkiye ile Avrupa arasındaki ticareti daha da geliştirmeyi hedeflediklerini belirtti. Skivild, “Bugün Türkiye ve Akdeniz bölgesi, DFDS’nin küresel iş hacminin yaklaşık yüzde 30’unu oluşturuyor; bu da bu pazara olan stratejik bağlılığımızın açık bir göstergesidir” dedi ve ekledi: “Türkiye, Avrupa ile olan ticaretinde büyük bir potansiyele sahip ve pazarın 2028’e kadar yıllık ortalama yüzde 14 oranında büyümesi bekleniyor. Bu büyümeye paralel olarak, DFDS’nin kapsamlı lojistik ağı ve ileri teknolojilerini Türkiye pazarına entegre ediyor; müşterilerimize daha rekabetçi, verimli çözümler sunuyoruz. Ekol International Transport operasyonlarının DFDS çatısı altına girmesiyle birlikte, Türkiye’deki yerel uzmanlıkla Avrupa’daki gelişmiş lojistik altyapımızı birleştirmiş olduk. Bu entegrasyon, Türkiye ile Avrupa arasındaki taşımacılığı hızlandırmakla kalmıyor; aynı zamanda operasyonel verimliliği ve güvenilirliği de önemli ölçüde artırıyor. DFDS olarak, Türkiye’nin büyüyen taşımacılık ve lojistik sektörünün ayrılmaz bir parçası olmayı ve Avrupa ile Türkiye arasında daha entegre bir ticaret ağı kurmayı taahhüt ediyoruz.”

“GENİŞ COĞRAFYADA VERİMLİ TAŞIMACILIK ÇÖZÜMLERİ SUNUYORUZ”

Kıta Avrupası, İskandinavya, Birleşik Krallık ve İrlanda’nın yanı sıra Kuzey Afrika’ya uzanan geniş bir coğrafyada, doğrudan ve transit olmak üzere esnek ve verimli taşımacılık çözümleri sunduklarını söyleyen Skivild, Speedy servisi sayesinde de Türkiye’den Almanya’ya sevkiyatları herhangi bir yol kısıtlamasından etkilenmeden 36 ila 48 saat içerisinde teslim edebildiklerini vurguladı. Skivild, ayrıca müşteri gereksinimleri ve yük özelliklerine bağlı olarak, Avrupa genelindeki DFDS’nin kapsamlı ağından yararlanarak çok çeşitli ticari malları taşıdıklarını ve bu hizmetlerini İrlanda’ya ve hatta İskandinav ülkelerine kadar genişlettiklerini kaydetti.

VERİMLİ LOJİSTİK ÇÖZÜMLERİ

“Entegre intermodal çözümlerimiz, karayolu taşımacılığı, feribotlar ve demiryolu ağlarını birleştirerek Türkiye’den Avrupa’nın çeşitli destinasyonlarına yapılan yüklerin sınır gecikmelerinden etkilenmeden ulaşmasını sağlıyor” diyen Skivild, “Farklı taşıma modları arasında sorunsuz geçiş yapmamızı ve geniş çekici filomuzdan yararlanmamızı mümkün kılarak sınır bekleme sürelerini en aza indiriyor, daha hızlı, daha güvenilir ve maliyet açısından daha verimli lojistik çözümler sunuyoruz” diye bilgi verdi.

KARBONSUZLAŞTIRILMIŞ LOJİSTİK ÇÖZÜMLERİ

Skivild, ayrıca intermodal taşımacılığı yaygınlaştırarak, hem karayolu trafiğini hem de karbon salımını önemli ölçüde azalttıklarını ve yakın dönemde gerçekleştirdikleri elektrikli TIR yatırımlarıyla fosil yakıt kullanımını daha da düşürürken, düşük emisyonlu ve karbonsuzlaştırılmış lojistik çözümleri sunma konusundaki kararlılıklarını da pekiştirdiklerini sözlerine ekledi.

100 BİN TREYLER TAŞIMASI GERÇEKLEŞTİRİYOR

DFDS Türkiye & Avrupa Güney İş Birimi olarak, Türkiye ile Avrupa arasında yıllık yaklaşık 100 bin treyler taşıması gerçekleştirdiklerini ifade eden Skivild, “DFDS, Avrupa’daki köklü lojistik ağı ile Türkiye’nin stratejik konumunu entegre ederek kapsamlı taşımacılık çözümleri sunuyor. 17.000’i aşkın çalışanımız, 20’den fazla ülkedeki operasyonlarımız, 3.200 çekici, 15.000 treyler, haftalık 50 karşılıklı demiryolu seferimiz, limanlarımız, feribot hizmetlerimiz ve depolarımızla sektörün en güçlü lojistik altyapılarından birine sahibiz” dedi.

“DİJİTALLEŞME YATIRIMLARI DEVAM EDECEK”

2025 yılı hedefleri arasnda organik büyümelerini hızlandırmak, daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşmak ve mevcut operasyonlarını daha yüksek verimlilikle optimize etmenin yer aldığını vurgulayan Skivild, aynı zamanda düşük emisyonlu lojistik çözümlerimizi geliştirmeyi ve dijitalleşme yatırımlarına devam etmeyi planladıklarını kaydetti.

“YEŞİL MUTABAKAT’I BİR YASAL ZORUNLULUK OLARAK DEĞİL, GELECEĞE YAPILAN STRATEJİK BİR YATIRIM OLARAK GÖRÜYORUZ”

DFDS olarak bu yeşil dönüşüme kararlılıkla hazırlandıklarını anlatan Skivild şöyle devam etti: “Filomuza elektrikli TIR’ları dahil ediyor, intermodal taşımacılığı yaygınlaştırıyor, enerji verimliliğimizi artırıyor ve geçiş yakıtı olarak HVO gibi daha düşük emisyonlu çözümler kullanarak lojistik operasyonlarımızın karbon ayak izini düşürüyoruz. Bu nedenle, düşük emisyonlu taşımacılığı destekleyen düzenlemeleri memnuniyetle karşılıyoruz. Yeşil Mutabakat’ı bir yasal zorunluluk olarak değil, geleceğe yapılan stratejik bir yatırım olarak görüyoruz.”