UND nakliyecinin hakkını 20 ülkede 20 dava açarak arayacak
“UND olarak, 2014 yılında İtalyan vatandaşlarının küresel düzeyde haklarının korunduğu “Patronati” modeli üzerinden yeni bir network oluşturuyoruz
“UND olarak, 2014 yılında İtalyan vatandaşlarının küresel düzeyde haklarının korunduğu “Patronati” modeli üzerinden yeni bir network oluşturuyoruz. Nakliyecilerin geçiş belgesi, sürücü vizeleri gibi teknik sorunlarının ötesine geçerek, ülkemiz vatandaşlarının gerek AB, gerekse uluslar arası hukuk çerçevesinde sahip olduğu önemli hakları koruyup, ihlal eden ülkelere yönelik hukuki girişimleri başlatmayı üstlenecek güçlü bir yapıyı, özel sektör ve kamu olarak iki ayak üzeridne inşa ediyoruz. “Türk Patronati Oluşumu” adı verilen bu model, kamu ve özel sektör olarak, iki farklı kanaldan yapılanacak ve yurtdışındaki tüm girişimlerin tek merkezden planlanmasını sağlayacak; oluşturacağı fon ile, çok hızlı ve somut kazanımların önünü açacak. Oluşturulmuş olana bu grup tüm bu ülkelerle birebir mücadelesini yapacak. Belki 20 ülkede 20 dava açılacak. Bu konuda lobi çalışmaları yapılacak. Var gücümüzle bu mücadeleyi vereceğiz. Bu oluşumda YASED, TOBB, MÜSİAD, TÜSİAD, Bakanlıklar, Sanayi odaları olacak” Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkanı Çetin Nuhoğlu, Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte düzenlediği basın toplantısında 2013 yılını değerlendirirken 2014 yılı ile ilgili hedeflerini anlattı. Konuşmasının başında UND’nin bu yıl kuruluşunun 40. yılını kutladığını belirten UND Başkanı Nuhoğlu, toplantıda şu konuları anlattı:40 HEDEF BELİRLEDİK“UND olarak profesyonel kadrolarımızla sektörle ilgili stratejik planlar yapıyoruz. Bu stratejik planlarda eylemlerimizi de ortaya koyuyoruz. Mayıs ayında yaptığımız ve hem kamudan hem de sektörümüzden yoğun katılımın olduğu Arama Konferansı’nda 40’ın üstünde hedef ortaya koyduk. Bu hedeflerden en önemlisi; 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefini hayata geçirebilmek için lojistik master planı ve mevzuatının hazırlanması, mevzuat konusunda bakanlıklar arası eşgüdümün arttırılması, mevzuatın güncel ihtiyaçları karşılar hale getirilmesi, intermodal taşımacılığın geliştirilmesi, sınır ve iç gümrüklerdeki bekleme sürelerinin azaltılması, ortak transit, E-TIR sistemlerine tam entegrasyon, lojistikte kümeleşme yapılması hedefler ortaya koyduk.”“LOJİSTİK PERFORMANS ENDEKSİ BİZİM EN ÖNEMLİ YOL HARİTAMIZ”Başka önemli bir çalışma daha yaptık. 2007 yılından bu yana Dünya Bankası tarafından hazırlanan Lojistik Performans Endeksi’ni detaylı bir şekilde ele aldık. Dünya artık rekabet içinde. Burada rakiplerimiz neyi daha iyi yaptı, onu görmeliyiz. Türkiye gerçekleri ile dünya gerçekleri birbirine zıt değil. Rekabette sizin başarılı olmanız yetmiyor. Rakipleriniz sizden başarılı ise, siz ister istemez rakiplerinizin gerisinde kalıyorsunuz. Lojistik Performans Endeksi’nde şu an 27. Sıradayız. Lojistik Performans Endeksi bizim en önemli yol haritamız”KALKINMA PLANI’NDA LOJİSTİK ANA TEMA OLARAK BELİRLENDİ“10. Kalkınma Planı, TBMM’den geçti. Bu kalkınma planıyla tarihte ilk defa bir kalkınma planında lojistik ana tema olarak belirlendi. Ve de lojistiğin tüm kamu strateji ve belgelerinde en önemli bir parçası olarak ortaya çıktı. Yine sevindiğimiz bir olay Kalkınma Bakanlığı’da Lojistik Performans Endeksi’ni temel performans olarak ele aldı. Ayrıca Arama Konferansımızın ana konu olan Lojistik Master Planı, 10. Kalkınma Planı içinde de yerini aldı. 2013 yılı çok yoğun geçti. Aynı zamanda dünyadaki krizin sona ermeye başladığı bir yıl olarak da bize ümit verdi.ALMANYA 3. SIRAYA GERİLEDİ“Çünkü rakamlara baktığınız zaman 2012 ve 2013 yılları arasındaki batıya yaptığımız taşımalarda hiçbir artış görmüyoruz. Umuyorum ki, batıya yapılan taşımalarda 2014’te çok ciddi artış olacak. Tüm taşımalarımıza baktığımızda ise çok ciddi artışlar görüyoruz. Türkiye’nin tüm ülkelere yaptığı taşımalar yüzde 6 arttı. Burada en önemli taşıma yaptığımız ülke 626 bin sefer ile Irak başta geliyor. Azerbaycan/Nahcivan bölgesi 63 binden 98 bine çıkarak 2. sırada yer aldı. Almanya ise Azerbaycan/Nahcivan bölgesinden 500 taşıma az yaparak 3. sırada yer buldu. Suriye taşımalarımız ise 22 binden 56 bine yükseldi. Bu ülkeler arasında en büyük artış gibi görünse de Suriye’ye yaptığımız seferlerin iç savaş öncesi 100 bini bulduğunu biliyoruz. Batı ülkeleri arasında bizi sevindiren ülkelerden biri de İtalya oldu. 40 bin seferden 44 bin sefere yükseldi. Türkiye’den yerli ve yabancı araçlarla yapılan taşımaların sayısı 1 milyon 542 binken ithalatta ise 600 bin sefer yapıldı.” GÜÇLE LOJİSTİK SEKTÖRÜNE SAHİP OLMAK ZORUNDASINIZ“Son 5 yılda Türkiye’deki ihraç yüklerinin yabancıların artışı hepimizi üzüyordu. Türkiye’nin batı ülkelerine 2012 yılında Ro-Ro dahil yaptığı taşıma oranı 330 binken, 320 bine düştü. 10 bin sefer daha kaybettik. Yabancıların oranı 2012’de 171 bin seferken 180 bin sefere çıktı. Özellikle son 4-5 aydır bu artış hızını kesti. 2014 yılında Türkiye’nin lehine değişecektir. Bunu şu anlamda çok önemsiyoruz. Birincisi Türkiye’nin ihracatını 500 milyar dolarlık hedefe koyuyorsak, bu hedefin Türk firmaların dışında yabancıların yapıp yapamayacağını, hangi fiyatla ve hangi rekabet şartları altında sürdürüleceği, Türkiye’deki lojistik firmalarının başarıları ile doğru orantılıdır. Yani güçlü lojistik sektörüne sahip olamak zorundasınız.”AYRIMCILIK DEĞİL, EŞİT ŞARTLAR İSTİYORUZ“İkinci olarak mal ihraç ederken hizmet ithal etmek de Türkiye’nin lehine bir durum. Biz 2023 yılında bugün 8 milyar dolar olana hizmet ihracatının payını 40 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Turizmin arkasından en önemli döviz getiren ikinci sektör lojistiktir. Biz burada Türkiye’nin ihracatında Türk taşımacıların payının artmasını isterken herhangi bir ayrımcılık istemiyoruz. Eşit şartlar istiyoruz”BALİ’DE ALINAN KARARLAR LOJİSTİK SEKTÖRÜ İÇİN YENİ AÇILIMLAR SAĞLAYACAK“Tüm katmanlarıyla beraber yurtiçinde ve yurtdışında temsil ettiğimiz “Ulaştırma ve Lojistik Sektörü”, günümüzde nihayet küresel gündemde en üst sıralarda yerini almaya başladı. En son olarak; 3-6 Aralık’ta Bali’de gerçekleşen Dokuzuncu Bakanlar Konferansı’nda toplanan 159 Dünya Ticaret Örgütü üyesi, ortak gümrük standartlarının belirlenmesi ve dünyanın dört bir yanında eşyaların akışının hızlandırılması amacıyla tasarlanan bir Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması’nı oybirliğiyle onayladı. Kurulduğu 1995 yılından bu yana, Dünya Ticaret Örgütü tarafından gerçekleştirilen en büyük reformlardan biri olan ve DTÖ üyesi ülkelerin üçte ikisi tarafından onaylandığında, tüm üyeler için bağlayıcı olacak bu yeni Anlaşma ile, dünya ticaretine yeni bir ivme kazandırıldı. 2014 yılının Temmuz ayı sonlarında yürürlüğe girmesi beklenen bu yeni DTÖ anlaşması, küresel ticaretteki idari engellerin azaltılacağı, sınırlardaki gecikmelerin azaltılacağı ve dünyanın en geri kalmış ülkelerinin ekonomik kalkınmasının destekleneceği bir yapı getiriyor. Bali’de mutabık kalınan bu “Paket” ile tüm dünyada gümrük işlemlerinin hızlandırılması, ticaretin daha hızlı-kolay ve ucuz hale getirilmesi; daha fazla şefafflık ve netlik sağlanması, bürokrasi ve rüşvetin önlenmesi ve teknolojideki gelişmelerin gümrüklerde daha etkin kullanılmasını amaçlayan bir dizi tedbir gelecek yıllarda uluslararası taşımacılık ve lojistik sektörü için yeni açılımlar sağlayacak.Türkiye olarak, sektörümüz adına bu yeni Anlaşmada “Transit Serbestisi” kuralının eskisinden daha net ve haksız ayrımcılıkları ve kısıtlamaları daha etkin şekilde önleyebilecek bir hale getirilmesi için çeşitli öneriler de sunduk. Sonuçta ortaya çıkan uzlaşı metninde ülkemizdeki nakliyeciler için önemli iyileşmeler var. Yeni ticaret anlaşmasının ülkemiz lehine bir değişim sağlaması için bizler de her zaman olduğu gibi küresel ve uluslararası örgütler nezdindeki girişimlerimizi sürdüreceğiz.”TRANSİT GEÇİŞİ HİÇBİR KEK VE KUK TOPLANTISINDA KONUŞMAYACAĞIZ“2014 yılı itibarıyla UND olarak çok net kararımız şudur: hiçbir KUK ve KEK toplantısında transit geçişi konuşmayacağız. Artık transit geçişler o ülkenin konusu değil. Yaklaşımımız transit konusu iki ülkenin birbiriyle oturup konuşacağı ve tartışacağı, birbirine hak verip alacağı bir taşıma modu değil. Transit geçişi insan hakkı gibidir. Transit geçiş adalet kavramı gibidir. Hiçbir ülke ile transit konusunu konuşmayı şiddetle ret ediyoruz ve bu konuyu konuşmak isteyen hiçbir ülke ile konuşmayacağız. Biz bu konuyu ülkemiz adına onur meselesi yaptığımızı belirtmek isterim.”TÜRK PATRONAT OLUŞUMU“UND, 2008 yılında başlattığı, 2009 yılında ise ilk kez yurtdışı platformlara taşıdığı “Kotasız Avrupa” girişimini 2014’te yeni bir düzleme taşıyor. Özellikle Avrupa ülkeleri ve Rusya’da uluslararası karayolu eşya taşımacılarımızın yaşamakta oldukları sorunlara kalıcı çözümler bulma amacıyla projeler geliştirilen ve resmi karar alıcı mercilerle sürekli temas halinde olup, 2013 yılı boyunca çok önemli mesafeler kat eden UND olarak bugün geldiğimiz noktada; taşıma kotaları ve profesyonel sürücü vizeleri gibi tarife dışı ve haksız kısıtlamalar başta sektörümüzle ilgili tüm bakanlıklarımız olmak üzere, kamu kesiminde üst düzey bir sahiplenmeye sahne olmakta; uluslararası alanda Türk nakliyecilerinin sorunları çeşitli vesilelerle gündeme gelerek, Dünya Bankası, AB Komisyonu gibi uluslar arası kurum ve kuruluşlar bu sorunların analiziyle ilgili kapsamlı araştırmaları başlatmış bulunuyor.Bugün içinde olduğumuz konjonktür ve küresel ekonomide ülkemizin yeri (Türkiye’nin bir yük merkezi olması) düşünüldüğünde, önümüzde ciddi fırsatlar ve aynı zamanda riskler söz konusu. Bu konuların bugünden itibaren azami ciddiyetle ele alınması ve çok acil olarak, kalıcı çözümlerin uygulamaya konması, sektörün geleceği için hayati önem taşıyor. UND olarak, bu amaçla, 2014 yılında İtalyan vatandaşlarının küresel düzeyde haklarının korunduğu “Patronati” modeli üzerinden yeni bir network oluşturuyoruz."Nakliyecilerin geçiş belgesi, sürücü vizeleri gibi teknik sorunlarının ötesine geçerek, ülkemiz vatandaşlarının gerek AB, gerekse uluslar arası hukuk çerçevesinde sahip olduğu önemli hakları koruyup, ihlal eden ülkelere yönelik hukuki girişimleri başlatmayı üstlenecek güçlü bir yapıyı, özel sektör ve kamu olarak iki ayak üzeridne inşa ediyoruz. “Türk Patronati Oluşumu” adı verilen bu model, kamu ve özel sektör olarak, iki farklı kanaldan yapılanacak ve yurtdışındaki tüm girişimlerin tek merkezden planlanmasını sağlayacak; oluşturacağı fon ile, çok hızlı ve somut kazanımların önünü açacak. Oluşturulmuş olana bu grup tüm bu ülkelerle birebir mücadelesini yapacak. Belki 20 ülkede 20 dava açılacak. Bu konuda lobi çalışmaları yapılacak. Var gücümüzle bu mücadeleyi vereceğiz. Bu oluşumda YASED, TOBB, MÜSİAD, TÜSİAD, Bakanlıklar, Sanayi odaları olacak”UBAK’IN ŞU ANKİ HALİ BİZE ZARAR VERİYOR“Yıllarca UBAK belgesinin en büyük savunucusu olduk. Olmazsa olmaz olarak değerlendirdik. Çok büyük bir yanılgı içerisindeymişiz. UBAK, tamamen Türkiye aleyhine çalışan, 8 bin taşımamızı elimizden alan bir model haline gelmiş. Böyle bir şey olabilir mi? Böyle bir yaklaşım olabilir mi? Ben bu belge ile Avrupa-Asya arasında mal taşımam gerekirken, ben bunu Bulgaristan’ı, Romanya’yı, Macarisitan’ı geçmek için kullanıyorum. Hani insan hakkıydı, transit geçiş. Biz UBAK belgelerinin bu şekilde asla kabul etmiyoruz. 1 Ocak 2015 itibarıyla hiçbir UBAK belgesi ile Türkiye’ye giremeyecektir. UBAK belgesi bu haliyle Türk taşımacılığına büyük darbe vuruyor. Şu anki UBAK belgesi sistemi yüzünden transit geçiş hakkımız gasp ediliyor ve 5 milyar euro zarardayız. 2014 yılı UBAK’ta transitin de yeniden sorgulanacağı en önemli tespit olarak görüyoruz.”