Avukat Egemen Gürsel Ankaralı “YENİ TTK’DA KONTEYNER ve DEĞİŞİK TÜR ARAÇLARLA TAŞIMACILIK” üzerine yazdı…

Avukat Egemen Gürsel Ankaralı “YENİ TTK’DA KONTEYNER ve DEĞİŞİK TÜR ARAÇLARLA TAŞIMACILIK” üzerine yazdı…

[caption id="attachment_2384" align="alignright" width="242"]

[caption id="attachment_2384" align="alignright" width="242"] Avukat Egemen Gürsel Ankaralı
egemeng@supreonline.com
egemen@ankarali.av.tr[/caption]Milletlerarası taşıma hukukunun tartışmalı ve zor konularının başında, eşyanın değişik tür araçlarla taşınması halinde hangi sorumluluk rejiminin uygulanacağı meselesi gelmektedir. Çağdaş taşıma uygulamasında, özellikle konteynerli taşımaların büyük gelişme göstermesi sebebiyle, her bir taşıma kısmı için ayrı sözleşmelerin yapılmasının yerine, tek bir taşıyıcı ile taşıma parkurunun tümü için bir sözleşme yapılması en uygun yolken, bu yola bir takım nedenlerden dolayı çoğu kez gidilememektedir. Bu durumda da, konteyner yol boyunca hiç açılmadığından, bir zararın meydana gelip gelmediği ancak nihai teslim yeri olan son varma yerinde tespit edilmekte ancak bu zararın taşımanın hangi bölümünde olduğu tespit edilemediğinden taşıyıcılar, sigortacılar ve taşıtanlar açısından büyük sorunlar çıkmaktadır. Eşya taşımalarında kullanılan araçlardan karayolu, demiryolu, denizyolu, iç su yolu ve havayolu araçları ile yapılan taşımalar için çok sayıda milletlerarası sözleşme bulunmaktadır. Türkiye karayolu ile eşya taşımalarına ilişkin CMR, demiryoluna ilişkin COTIF, CIV ve CIM, denizyoluna ilişkin 1924 Brüksel Sözleşmesi ve havayoluna ilişkin Varşova/Montreal Sözleşmelerine taraf olmuştur. Ayrıca, bu sözleşmelerin düzenledikleri alanlara ilişkin olarak 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nda (TTK), 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu’nda ve çeşitli başka kanunlarda hükümler bulunmaktadır. Yukarda da belirttiğim gibi, çağdaş taşıma uygulamasında, kombine (birden çok araçla yapılan taşıma) tercih edilmiş ve özellikle konteynerli taşımaların büyük gelişme göstermesi sebebiyle, her bir taşıma kısmı için ayrı sözleşmelerin yapılmasının yerine, tek bir taşıyıcı ile taşıma parkurunun tümü için bir sözleşme yapılması tercih edilir hale gelmiştir. Birden çok araçla yapılan, konteyner taşımacılığına ilişkin olarak, TTK’nın gerekçesinde şöyle bir örnek vardır.  Almanya’nın Düsseldorf şehrinde üretilen bir eşyanın Manisa’ya taşınmasında şöyle bir süreç izlenmektedir: Eşya Düsseldorf’taki fabrikada bir konteynere yerleştirilip demiryoluyla Hollanda’nın Rotterdam Limanı’na ulaştırılmakta, oradan gemiyle İzmir’e taşınmakta, İzmir Limanı’ndan da karayoluyla Manisa’daki nihai teslim yerine götürülmektedir. Konteyner yol boyunca hiç açılmadığından, bir zararın meydana gelip gelmediği ancak nihai teslim yeri olan Manisa’da konteyner açıldığında anlaşılabilmektedir. Zararın hangi taşıma kısmında meydana geldiği belli değilse, taşıyıcının sorumluluğunun hangi kurallara göre tayin edileceği önemli bir sorundur. Tek tek ele alındığında, Düsseldorf-Rotterdam demiryolu taşımasına Türkiye’nin de tarafı olduğu CIM Sözleşmesi, Rotterdam-İzmir denizyolu taşımasına yerine göre 1924/1968 Brüksel/Visby Sözleşmesi veya ulusal hukuk, İzmir-Manisa karayolu taşımasına da yine ulusal hukuk tatbik edilecektir. Uygulanması gündeme gelen bu kuralların tümünde, sorumluluk sınırları, ispat külfetleri, yardımcı kişiler için sorumluluk, sorumsuzluk halleri, ihbar ve zamanaşımı süreleri farklı düzenlenmiştir. Dolayısıyla taşıyıcının hangi kurallara göre sorumlu tutulacağı büyük önem taşımaktadır. Bu sorunları aşmak üzere Birleşmiş Milletler tarafından hazırlattırılmış olan 24.05.1980 tarihli Milletlerarası Sözleşme bugüne kadar yürürlüğe girmemiştir. Çeşitli ülkelerin hukukunda farklı çözümlerin kabul edildiği görülmüştür. Sonuç olarak, yukarda bir örneği belirtilen, sorunlar karşısında yeni TTK  902 ilâ 905 inci maddeleri bu konulara çözüm bulabilecek yeni hükümler getirmişlerdir. Bu hükümlerinin uygulanabilmesi için taşıyıcının, eşyayı tek bir taşıma sözleşmesine bağlı olarak en az iki değişik taşıma aracıyla taşımayı yükümlenmiş olması gerekmektedir. Böyle bir sözleşme olduğu takdirde 6102 sayılı yeni TTK’nın eşya taşıma ya ilişkin, dördüncü kitabın birinci ve ikinci kısmında düzenlenen hükümler bu taşımaya da uygulanabilecektir.  MADDE 902- (1) Bu Kitabın Birinci ve İkinci Kısım hükümleri, aşağıdaki şartların tamamının bir arada varlığı hâlinde, değişik tür araçlar ile taşıma sözleşmelerine de uygulanır:  a) Eşyanın taşınması bütünlük gösteren bir taşıma sözleşmesine dayanıyorsa. b) Bu sözleşme bağlamında taşıma değişik türde araçlarla yapılacaksa. c) Taraflar, her bir türdeki araç için ayrı sözleşme yapmış olsalardı, söz konusu sözleşmelerin en az ikisi farklı hükümlere bağlı tutulacak idiyse. d) Aşağıdaki hükümlerle, uygulanması gerekli milletlerarası sözleşmelerde aksi yolda bir düzenleme yoksa...  Bu kural, yeni TTK’nın  “Kombine Taşımacılık” yolu ile yapılacak konteyner taşımacılığına uygulanacak kurallar açısından önemli bir çözüm ve yenilik olarak lojistik hayatımıza girmektedir.

Etiketler :