Unilever Türkiye Başkan Yardımcısı Cem Tarık Yüksel:  “BİZ SADECE LOJİSTİKÇİ DEĞİL PARTNER ARIYORUZ”

Unilever Türkiye Başkan Yardımcısı Cem Tarık Yüksel: “BİZ SADECE LOJİSTİKÇİ DEĞİL PARTNER ARIYORUZ”

“Sürdürülebilir Yaşam Planımız içinde bizimle birlikte olabilecek partner arıyoruz

“Sürdürülebilir Yaşam Planımız içinde bizimle birlikte olabilecek partner arıyoruz. Konu, sadece taşımacı, lojistikçi ve saire değil. Bu çalışmayı birlikte yapabileceğimiz bir partner arıyoruz. Tüm bu çalışmalara baktığınız zaman bunlar birbiriyle paralel gidebilecek çalışmalar.” [caption id="attachment_2170" align="alignleft" width="256"] Unilever Türkiye Satış ve Müşteri Geliştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Cem Tarık Yüksel[/caption]ÖZEL HABER - Dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan Unilever, gıda, ev ve kişisel bakım ürünleri alanında onlarca markası ile faaliyet gösteriyor. Unilever, Türkiye’de ise OMO, Rinso, Yumoş, Domestos, Cif, Sunlight, Elidor, Dove, Dove Men, Toni&Guy, Signal, Clear, Rexona, Lux, Fruttare, Axe, Sana, Lipton, Knorr, Calve, Becel, Algida, Carte d’Or, Cornetto, Magnum, Max, UFS ve Vaseline markaları yer alıyor.ÜRÜNLERİYLE HER 10 EVDEN 7’SİNE GİRİYORTürkiye’nin de içinde bulunduğu 190’dan fazla ülkede her 10 evden 7’sine giren Unilever’in ürünleri, günde 2 milyardan fazla kişi tarafından kullanılıyor. Dünya genelindeki 173 bin çalışanıyla geçtiğimiz yıl 49.8 milyar euroluk ciro gerçekleştiren Unilever, “Sürdürülebilir Yaşam Planı” doğrultusunda, tedarikçi, tüketici kullanımı ve imha dâhil çevre üzerindeki toplam etkisini azaltarak pozitif sosyal etkisini artırırken, şirketi iki kat büyütmeyi hedefliyor.“1 milyardan fazla insanın sağlık ve esenliklerini artırmak için harekete geçmesine yardımcı olmak, 2020‘de tarımsal hammaddelerin tamamını sürdürülebilir kaynaklardan sağlamak ve şirketin büyümesini çevresel etkilerden ayırmak” amacını güden Unilever’in bu amaçları destekleyen 50’den fazla zaman bazlı hedefi bulunuyor.SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ENDEKSİ’NDE 14 YIL BİRİNCİ OLDUUnilever, Dow Jones Dünya Sürdürülebilirlik Endeksleri’nde üst üste 14 yıl birinci seçilen Unilever, tüm iş süreçlerine sürdürülebilirlik konusuna çok önem veriyor. Unilever bir yandan büyümesini iki katına çıkartmayı amaçlarken diğer taraftan da çevre üzerindeki etkisini yarıya indirmeyi hedefliyor. Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı (USLP), global lojistik ağdan kaynaklanan karbon emisyonlarının, şirket büyümesiyle oluşacak daha yüksek üretim hacimlerine rağmen, 2020′de 2010 yılı seviyesinin yüzde 40 altında olmasını hedefliyor.USLP ile firma 2020′ye kadar şu önemli hedeflere ulaşmayı amaçlıyor: “Sağlık ve refah seviyesini yükseltmek, çevresel etkiyi azaltmak, tarımsal ham maddelerin yüzde 100′ünü sürdürülebilir kaynaklardan sağlamak ve değer zincirindeki insanların geçim kaynaklarını artırmak.”SERA GAZI ETKİSİNİ AZALTMAKTüketici kullanımı başına sera gazı etkisini 2010′dan bu yana yaklaşık yüzde 6 oranında azaltmayı başaran Unilever, 2020 yılına kadar ürünlerin yaşam döngülerinin tamamında sera gazı etkisini yarı yarıya indirmeyi amaçlıyor.Unilever’in çevre konusundaki bu hassasiyeti tüm iş süreçlerinde olduğu gibi tedarik zincirinde de önemli yer kaplıyor. Unilever, 2020 yılına kadar lojistik operasyonlarından kaynaklanan sera gazı miktarını 2010 yılı seviyesinin yüzde 40 altına indirilmesini amaçlıyor.“SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE LOJİSTİK”Unilever Türkiye Satış ve Müşteri Geliştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Cem Tarık Yüksel, www.yesillojistikciler.com’un “Sürdürülebilirlik ve Lojistik” başlığı altında topladığı sorularını cevaplandırdı. İşte Cem Tarık Yüksel’in cevapları…CEM TARIK YÜKSEL: “EN ÖNEMLİ FAKTÖRLERDEN BİRİ MÜŞTERİ SERVİSİ”Çevre hassasiyeti sizin için olmazsa olmaz. Tüm iş süreçlerinizde olduğu gibi lojistikle ilgili operasyonlarınızda da bu konuya çok önem veriyorsunuz. Peki bir lojistik firması sizle işbirliği yapmak istediğinde siz onlardan hangi kriterleri istiyorsunuz?Dünyadaki en önemli faktörlerden birisi müşteri servisi. Ürününüz,  inovasyonunuz, reklamımınız ne kadar iyi olursa olsun, müşteri servisine çok büyük önem vermek zorundasınız. Çünkü müşterinin o ürüne rafta bir şekilde ulaşabiliyor olması lazım. Ben, ürünle ilgili reklamdan, inovasyondan ve diğer ben etkenlerden etkilendiğim zaman o ürünü rafta buluyor olmam lazım. Tüm bunları da lojistik firmaları sağlıyor.Lojistik operasyonunda olay sadece sizin fabrikanızdan deponuza, deponuzdan distribütörünüze veya satış noktanıza ürünü ulaştıran değil aslında burada komple çözümler üreten bir sektörden bahsediyoruz. Tabi bu komple çözümleri her zaman ortaya çıkaran yapılar yok. Dolayısıyla farklı alanlarda farklı lojistik firmaları ile çalışılıyoruz. Yani sizin deponuzla fabrikanız arasında farklı bir grup uzmanlaşıyor. Yine sizin deponuzla müşterinizin deposu arasında farklı bir lojistik grubu uzmanlaşıyor. Dolayısıyla bu gözle baktığınız zaman uzmanlığı olan lojistik firmalarından bahsetmek mümkün. Örneğin, soğuk zincir dediğiniz zaman o işte uzmanlaşmış lojistik firması ile çalışmayı tercih ediyoruz.ARAÇ TEKNOLOJİSİ, OPTİMİZASYON VE KARBON EMİSYONUİşinde uzman olan birçok lojistik firması var ama Unilever için sürdürülebilirlik de çok önemli değil mi?Burada çevresel etkiyi azaltan ve filosunu bu anlamda yenileyebilen firmalardan bahsediyoruz. Karbon salınımı diye baktığımız faktör de bizim için en önemli nedenlerden birisi. Lojistik firmalarının kullandığı araçların teknolojisi bu etkenlerden en önemlilerin arasında yer alıyor. Lojistik firmasının kullandığı araçların teknolojiyi iyi kullanıyor olması lazım. Servisi bu anlamda iyi sağlayabilen, bizim çerçevemize uygun araç ve yatırımı yapabilen, bun yaparken de optimimazyon çalışmalarını yapabilen nitelikte olması şart. Yani malın taşıma güzergahını optmize eden sistemlerle çalışması gerekir. Böylece hem bana fayda sağlayacaktır hem de karbon emisyonunu azaltacaktır.“ÇEVREYE FAYDA SAĞLAYAN FİRMA OLMASI BİZİM İÇİN ÖNEMLİ”Birçok lojistik firmasının sürdürülebilirlik ile ilgili çalışmaları bulunuyor…Olay artık geçmişteki lojistik anlayıştan çıktı tabi. Parsiyeli al götür değil, ben burada bunların hepsini bir arada yapabilen firmalardan bahsediyorum. Bir sürü organizasyon programı var. Tüm bunları iyi kullanan firmalar bizim için ilk tercih oluyor. Özetlersek, kullandığı teknoloji önemli, servis önemli, bizim çalışma çerçevemize uygun yatırımlar yapması önemli, tüm bunların yanı sıra çalışmalarında uyguladığı optimizasyonla hem bize hem de çevreye fayda sağlayan firma olması bizim için önemli.“GEÇTİĞİMİZ YIL LOJİSTİK OPERASYONLARDAN KAYNAKLI KARBON SALINIMINI 500 TON AZALTTIK” Kriterleriniz bunlar mı?Bizim bütün tedarikçi firmalarımız için getirdiğimiz kriterlerimiz var. 2020 yılına kadar 2010’daki lojistikten kaynaklı karbondioksit salınımını yüzde 40 oranında azaltmak. 2020 yılına kadar hem büyüyeceğiz hem üretim kapasitemizi artıracağız hem de karbondioksit salınmını 2010 yılındakine oranla yüzde 40 oranında azaltacağız. Hedefimiz bu. Bu nedenle bizim için bu amaca birlikte ulaşabileceğimiz lojistik firmaları bizim için önemli. Örneğin, biz geçtiğimiz yıl lojistik operasyonlardan kaynaklı karbon salınımını 500 ton azalttık.PARTNER ARIYORUZAslında bir lojistik firmasından ziyade bir partner arıyorsunuz desek daha doğru olur değil mi?Evet. Sürdürülebilir Yaşam Planımız içinde bizimle birlikte olabilecek bir partner arıyoruz. Konu, sadece taşımacı, lojistikçi ve saire değil. Bu çalışmayı birlikte yapabileceğimiz bir partner arıyoruz. Tüm bu çalışmalara baktığınız zaman bunlar birbiriyle paralel gidebilecek çalışmalar.Burada tabi birlikte çalışmanın kurallarını siz koyuyorsunuz…Hangi hizmeti istediğinizle ilgili bir iş yapıyorsunuz. Kurallarını ister istemiz siz koyuyorsunuz. Artı kuralları koyarken şu da söz konusu: Karşı tarafın da birçok çalışma ilkesi olabilir. Netice itibarıyla beraber bir şeyleri yukarı çıkarmak durumundayız. Bu nedenle de az önce bahsettiğim kriterlerin tutması gerekir. Bunlar bizim için önemli. Öteki türlü kendimle tenakuza düşeriz.“YENİ DEPOLARDA KULLANILAN MALZEMENİN DE GERİ DÖNÜŞÜME UYGUN OLMASINI İSTİYORUZ”Aklamanız sadece nakliye ağırlıklı oldu sanırım. Bu kriterler lojistiğin diğer kolu depolamalar için de geçerli değil mi?Müşteri servisi açısından doğru noktada olmaları bizim için önemli. Bunun dışında deponun kendi operasyonunun düzgün olabilecek standartlarda ve iş akışının düzgün bir şekilde sürdürülmesi gerekiyor. Deponun enerji kullanımının, depodaki kullanılan malzemenin optimize edilmiş olması önemli. Olay sadece elektrik, su değil. Yeni depolarda kullanılan malzemenin de geri dönüşüme uygun olmasını istiyoruz.Sizin için hangisi ilk sırada yer alıyor, servis hızı mı, çevresel faktör mü?İkisinin de dengeli gidebileceğine inanıyoruz. Optimizasyon ikisini de getiriyor. Rutun optimizasyonu demek, benim hızlanmam demek, rutun optimizasyonu demek benim daha az karbon salınımı yapmam demek.Pek çok ürün çeşidiniz var? Hepsinde farklı taşımacılarla mı çalışıyorsunuz?Genelde benzer yani aynı tedarikçilerden oluşuyor. En büyük ayrım dondurma ile diğer kategoriler arasında bulunuyor. Ama en azından aynı lojistik firması ile birçok ürünün taşımasını gerçekleştirebiliyoruz. Ancak dondurmada soğuk zincir taşıma filosuna sahip lojistik firmaları ile çalışıyoruz. Soğuk zincirle diğer ürün çeşitlerimiz arasında taşıma firması farklı. Diğer taşımalarda ise gıda ile deterjan farklı yapılıyor. Firmalarda ister istemez bu çalışmaları birlikte yapabileceğimiz firmalardan oluşması gerekiyor.“ÜRÜNLERİMİZİN BULUNDUĞU KATEGORİLERİN YÜZDE 80’İNDEN FAZLASINDA LİDERİZ”Küçük firmaların sizinle çalışma şansı yok mu?Çalışabiliriz ama bir farklılığı olmalı. Piyasada büyüğünden küçüğüne bir sürü firma var. Unilever gibi bir grubun birçok taşıma firması ile operasyon yapabilmesi kolay değil.Doğayı korumak kalkınmanın önünde bir engel mi? Siz dünyanın en büyük firmalarından birisisiniz ve çevre konusuna çok önem veriyorsunuz. Sizi engellediği anlar oluyor mu?Ben bu konuda işlerin bir denge ile yürüdüğüne ve yürüyebileceğine inanıyorum. Biz aslında bu işin önemli örneklerinden birisiyiz. Ürünlerimizin bulunduğu kategorilerin yüzde 80’inden fazlasında lideriz. Bu başarının kalbine çevre hassasiyetini de koyuyoruz ve bunu çalışma çerçevesi yapıyoruz. Böyle bir grup bunu yapıyor ve bu başarıyı sağlayabiliyorsa ikisi birlikte yürütülebilir ve başarılı olunabilir.Sürdürülebilirlik için ne kadar kaynak ayırıyorsunuz?Aslında şirketin bu dev operasyonlarında yaptığı bütçenin hepsinin bu çalışmaların bütçesi olarak saymak mümkün. Çünkü bunu ayrı bir proje olarak saymıyoruz. Bu bizim çalışma sistemimiz. Yeni bir distribütör açıyorsam, distribütörle yaptığım anlaşmada depo böyle olacak diyorum. Fabrika için de aynı şey söz konusu. Deterjan fabrikası açacağız, 150 milyon euro civarında para harcayacağız. 150 milyon euronun ne kadarı bunun için diye bir şey yok. Çünkü binan temelinde de, toprağında da, makinesi seçilirken de, elektrik kablosu kurulurken de sürdürülebilirlik olacak. Hani her durumda sürdürülebilirlik sizin için vazgeçilmez…Lojistikten bahsediyoruz ama markalar yeni bir proje, yeni bir ürün getirdikleri zaman bunun fikir aşamasında bile sürdürülebilirlik hedefleri ile bir bağlantısı yoksa şirket bunu kabul etmiyor. Böylece proje de hayata geçmiyor. Dünyada gelecek diye bir şey olmaz ise bundan ilk etkilenecek olana iş olacaktır. Araştırmalara göre dünyadaki ısınma 2 derece artarsa ürün hasılatı yüzde 20 civarında düşecek. Sürdürülebilirlik bizim için vazgeçilmez.