Girişimcilik İçin Zihinsel Özgürleşme Şart!
[caption id="attachment_1739" align="alignleft" width="300"] Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Lojistik Yönetimi Bölüm Başkanı Prof
[caption id="attachment_1739" align="alignleft" width="300"] Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Lojistik Yönetimi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Okan Tuna /otuna@deu.edu.tr[/caption]Daha önceki yazılarımda, vurgulamaya çalıştığım girişimcilik ve buna bağlı düzen bozucu inovasyon kavramlarını bu yazımda eğitim özelinde değerlendireceğim. Her ne kadar yeşillojistikciler.com sayfalarında benden lojistik üzerine yazı yazmam beklenilse de bu yazımda “Genel Yayın Yönetmenimin” de affına sığınarak çok az da olsa eğitim felsefesine bulaşmaya çalışacağım. Aslında bu konunun bizim sektörü de doğrudan etkilediğini söyleyebilirim.ZİHNİYETİN TEMEL KURGUSU DEĞİŞTİRMEKTİR!Hatırlarsanız, geçen yazımı bitirirken zihniyetin önemli olduğundan bahsetmiş ve zihniyetin temel kurgusunu da “muhafaza etmek” değil “değiştirmek” üzerine kurgulanması gerektiğinden bahsetmiştim. Girişimcilik ve düzen bozucu inovasyon hiç tartışmasız yaratıcılık gerektiriyor. Kutunun dışını düşünen ve hedefleyen girişimci insanı ortaya çıkarmak için de bağımsız ve özgür ortamlara ihtiyacımız bulunuyor. Ödül ve cezanın olduğu hiçbir ortamdan maalesef bizim beklediğimiz anlamda yaratıcı kişiler ortaya çıkmıyor. Ne kadar zorlarsanız zorlayın bu tür sistemler başarılı olamıyor.NE GÖRÜYORSUN? NE DÜŞÜNÜYORSUN? NE YAPIYORSUN?Jacques Ranciere Cahil Hoca (Metis Yayınları) kitabında “zihinsel özgürleşme kavramı” ile aslında yaratıcı bireyin nasıl eğitilmesi gerektiği konusunda bize felsefik düzeyde önemli dersler veriyor. Bu kitabın çıkış noktası 1818 yılında bir Fransız Edebiyat okutmanın tek kelime Fransızca bilmeyen Flamanlara, kendisi de tek kelime Flamanca bilmeden hocalık etmesi üzerine dayanıyor. Tamamıyla cahil hoca rolünü üstlenen Fransız okutmanı çok başarılı bir şekilde öğrencilerine Fransızca öğretebilmiş. Bu modelin başarısının altında ise şu temel gerçek yatıyor: Öğrenciye sürekli “ne görüyorsun”, “ne düşünüyorsun”, “ne yapıyorsun” sorularının sorulması. İsterseniz, bir anlık kendimizin veya çocuklarımızın aldığı eğitimi düşünelim. Bunun tam tersi bir ortamın içinde olduğumuzu fark edeceğinizi düşünüyorum. Nitekim ülkelerin eğitim sistemlerinin niteliğinin karşılaştırılmasında en çok başvurulan araçlardan biri olan PISA testi sonuçlarına göre temel beceriler konusunda Türkiye önemli derecede gerileme gösteriyor.Rancire kitabında, uyumlandırmanın, zorlamanın olduğu, zihnin bir başka zihne bağlandığı yerde zekâ olamayacağını da savunuyor. Bu tezini güçlendirmek için de şu örneği veriyor: “İnsanın, diğer yolculara benzer bir zihin yolcusu olarak, zihinsel varlık kudretinden payını alan zihinsel bir özne olarak, kendi kendini tanıması gerekiyor.” Kendine tanımak boyutunda ise Cahil Hocaya ihtiyaç olduğunu ortaya koyup Çok Bilen! Hocanın zihni özgürleştirme yolunda en önemli engellerden biri olduğunu belirtiyor. Yani hocanın (ki okulda öğretmen, ailede anne-baba, iş yerinde yönetici) sürekli ve sıkılmadan “ne görüyorsun”, “ne düşünüyorsun”, “ne yapıyorsun” sorularını sorarak bir anlamda da öğrenme yoldaşı olabilmesi gerekiyor.BU SORUN ÜLKENİN SORUNUHep tekrarladığım gibi, OECD ülkeleri arasında Türkiye, özellikle genç nüfusuna sağladığı olanaklar açısından en kötü durumda. 16-29 yaşları arasında gençlerimizin yüzde 30’dan fazlası ne bir işte çalışıyor ne de eğitime devam ediyor. Bu sorun ülkenin sorunu. Bu sorun hepimizin sorunu. Bu gençlerimizin yaratıcı olarak yetiştirilmesi ve girişimci olarak da bu ülkeye hizmet etmesi en önemli önceliğimiz. Ancak, her ne yaparsak yapalım. Eğer, sizlere yukarıda çok kısa bir şekilde aktarmaya çalıştığım felsefik düşünceyi özümsemeden yaparsak başarıya ulaşabileceğimiz konusunda kafamda şüpheler bulunuyor. Sadece, okullarda değil iş yerlerinde ve ailede de cahil hocalığa ihtiyacımız olduğunu düşünmekteyim. Zihinsel özgürleşme ve özgürleştirmeye yönelik kurgulanmayan tüm sistemlerin başarılı olamayacağı çok açık. Tek yol özgürleşmek ve özgürleştirmek.