Lojistik ve depoculuk sektöründe 30 yıllık tecrübeye sahip olan Oruç Kaya, yaklaşık 5 ay kadar önce Tırport’un kurucusu Akın Arslan ile DepOrtak’ı kurdu. 1 Mart’ta faaliyetine başlayan DepOrtak, kısa zamanda önemli ilerlemeler kaydetti. 5 yıl içinde 10 milyon metrekare depolama alanına ulaşmayı hedefleyen DepOrtak, Türkiye’nin tamamında depo ihtiyacı olanlara çözüm üretmeyi hedefliyor. 5 ay gibi kısa bir sürede Türkiye nüfusunun yüzde 60’ına ve GSMH’nın ise yüzde 70’ine ulaşılmasını sağlayacak depolama alanı kapasitesine sahip olduklarını söyleyen DepOrtak Kurucu Ortağı Oruç Kaya, “Bizim hedefimiz bu oranları yüzde 100'e çıkartmak. Yüzde 100’e ancak gri depolarla ulaşacağız” dedi.

“DEPORTAK’TA LOJİSTİK VE TEKNOLOJİ TECRÜBESİ BİR ARADA”

DepOrtak’ın bir depo şirketi olmadığını ve olmayacağını ifade eden Oruç Kaya, “DepOrtak, aslında bir veri, bir teknoloji şirketi. Bir yıl ya da iki yıl sonra DepOrtak olarak verilerimiz arttıkça Türkiye’de 2025 yılında en çok depolama alanının nerede aradığını, hangi depolama alanlarına ihtiyaç duyulduğunu bileceğiz” dedi ve ekledi: “DepOrtak’ta lojistik, depo ve teknoloji tecrübesi bir arada.”

Türkiye lojistik ve depoculuk sektöründe 30 yıllık bir tecrübeye sahip olan Oruç Kaya, bulunduğu her platformda ve toplantıda depoculuğun önemine vurgu yapıyor. Öyle ki, Türkiye’de depoculuğun gelişmesini hatta Türkiye’nin bir tedarik zinciri ve depolama ülkesi olmasını kendisine misyon edinmiş.

“ELİMDE YETKİ OLSA TÜRKİYE’NİN HER TARAFINI DEPOLARLA DONATIRIM”

Türkiye’de lojistik denince sadece nakliyenin akıllara geldiğini ve bu anlayışla depoculuğun ülkemizde gelişmeyeceğini vurgulayan Oruç Kaya, “Lojistik sadece nakliyeden ibaret değil” diye konuştu. Türkiye’nin bir tedarik zinciri ülkesi olduğunun altını çizen Kaya, “Elimde yetki olsa Türkiye’nin her tarafını depolarla donatırım. Bu konuyla ilgili sosyal medya hesabımdan yazdım, “Elimde yetki olsa Özelleştirme İdaresinin elindeki bütün arazileri depoculara veririm” dedim. Ücretsiz veya düşük bedelle ve uzun süre kiralama ile bu arazileri depoculara tahsis ederim. Ama kontrol edilecek. Satabiliyor mu, verimli çalışabiliyor mu, kar edebiliyor mu? Bunlar önemli. Arazileri çok pahalı olduğu için depolar çok fazla yapılmıyor” diyor.

“BÜYÜK BİR DEPO KRİZİ YAŞANACAK!”

Türkiye’de depo yapım maliyetinin büyüklüğüne de dikkat çeken Oruç Kaya, şu anda İstanbul’da depo kurmak isteyenler için arazi maliyeti hariç metrekare fiyatının 500-600 dolar arasında değiştiğinin bilgisini veriyor. Bu zamana kadar depoculukla ilgili bütün tahminlerinin tuttuğunu iddia eden Kaya, “Büyük bir depo krizi geliyor” diyor ve şöyle devam ediyor: “Neden bir depo krizi yaşanacak? Şu an Türkiye’de ölçülebilen toplam depo alanı 12 milyon metrekarenin biraz üzerinde. Bunun içinde lojistik firmalarının depoları da var. Maalesef bu depoların hepsi İstanbul’un Avrupa ve Anadolu yakasında ve Kocaeli’nde yer alıyor. Bu 12 milyon metrekarenin yüzde 60 civarı lojistik depolarından oluşuyor. Yani ticari amaçlı depolama alanları. Diyelim ki 12 milyon metrekarenin hepsi lojistik amaçlı depolardan oluşsun. Bugün Türkiye’nin en az 40 milyon metrekare depolama alanına ihtiyacı var. Çünkü uluslararası standartlara baktığımız zaman kişi başına düşen depolama alanlarının metrekaresi ölçülüyor. Bu ölçümlere göre kişi başına 0.5 ila 1.5 metrekare arasında değişiyor. Türkiye’de şu an insanlar depo bulmakta zorlanıyor. Özellikle büyük depo alanları bulmak çok zor.”

“MAVİ YAKALI DEPO ÇALIŞANI BULMAK ZORLAŞACAK”

Türkiye’nin depoculuğa çok önem vermesi gerektiğinin tekrar altını çizen Kaya, yakın gelecekte özellikle mavi yakalı depo çalışanı bulmanın zorlaşacağını vurguladı. Bunun nedenini ise, “İnsanlar depoda çalışmak istemiyor” diye açıklayan Kaya, “Ben kendime depoda çalışmayı tercih edilebilir bir meslek haline getirmeyi misyon edindim” diye konuştu.

Türkiye’de depo çalışan sayısının TUİK verilerine göre yaklaşık 22 bin olduğunu belirten Kaya şöyle devam etti: “Üniversitelerde depo eğitimi benim hayal ettiğim şekilde verilmiyor. Ben olsam dört yıllık lojistik bölümleri yerine meslek yüksek okulları bölümlerine ağırlık veririm. Bu meslek yüksek okulların altı ay ya da bir yıl içinde içinde derslerini bitiririm. Geri kalan 1-1.5 yılında depoda ya da limanda staj yaptırırım. Bu mecbur olacak ve öğrencilerin stajını devlet kendisi planlayacak. Şirkete, çalışana ya da okula staj olayını bırakmaması gerekiyor.”