YEŞİLLOJİSTİK KAÇINILMAZ

Koronavirüs pandemisi hepimizi panikletti ve köşesine çekilmeye zorladı. Artık hiçbir kurum salonlarda toplantı düzenlemiyor. Toplantılar elektronik ortamda yapılıyor ve “webinar” olarak adlandırılıyor. Hepimiz karı-koca iki gurbetçimizin Almanya’da geliştirdiği aşıyı heyecanla bekliyoruz. Ancak, tüm insanımızın bu aşıya ulaşması bir yılı bulacak gibi. 

Belki böyle dönemlerde bir gün sonranın endişeleri ile cebelleşmek yerine 30 yıllık, 50 yıllık perspektiflerle “yarının lojistiği”ni düşünmek daha iyi. Bunu yapanlar da var zaten.

Avrupa Birliği “Avrupa Yeşil Mutabakatı” (European Green Deal) adlı bir proje başlattı. 2021 Ocak ayı sonuna kadar proje önerilerine ilişkin niyet beyanlarının Avrupa Birliği Komisyonuna sunulması gerekiyor. Proje onaylanırsa, Komisyon tarafından ciddi parasal destekler verilecek. Proje için ayrılan kaynak 1 trilyon Avro. Evet yanlış duymadınız, Avrupa Birliği bu proje için kesenin ağzını açmış durumda. 

Avrupa Birliği 2050 yılına kadar karbonsuz ekonomiye geçişin tamamlanmasını hedefliyor. Bu hedefin gerçekleştirilmesi amacıyla Avrupa Komisyonu “Sürdürülebilir Avrupa Yatırım Planı”nı yayımladı. Avrupa Yeşil Mutabakatı (European Green Deal)’nın hedeflerinin şunlar olduğu bildirildi:

-AB’nin 2030 ve 2050 iklim hedeflerini geliştirmesi

-Toksinden arındırılmış bir çevre için sıfır kirliliğin sağlanması

-“Çiftlikten Sofraya” stratejisi ile adil, sağlıklı ve çevre dostu gıda sistemi oluşturulması

-İnşa ve yenileme çalışmalarının enerji ve kaynak verimli yollarla yapılması

-Ekosistem ve biyoçeşitliliğin korunması

-Temiz ve döngüsel ekonomi için sanayinin harekete geçirilmesi

-Sürdürülebilir ve akıllı mobiliteye geçişin hızlandırılması

Avrupa Komisyonu, temiz, uygun fiyatlı ve güvenli enerjinin nasıl sağlanabileceği, kendi enerjisini üretebilen verimli binaların nasıl inşa edilebileceği, iklimimizi bozan sektörel hırslarla nasıl mücadele edilebileceği, Avrupa Yeşil Anlaşması’nı destekleyecek bilgilerimizin nasıl yaygınlaştırılabileceği ve içselleştirileceği, Avrupa Birliği vatandaşlarının iklim açısından sürdürülebilir bir Avrupa’ya erişim için karar vericileri nasıl etkileyebileceği, sıfır kirlilik için nasıl bir uluslararası işbirliği ortamı yaratılacağı konularında projeler sunulmasını bekliyor.

Lojistik sektöründen de “ulaşımda endüstriyel rekabet, akıllı mobilite” beklentisi var. Bu hedef, “taşıt araçlarının elektrikli motorlara geçişini hızlandırmak üreticiler arasındaki rekabeti daha ileri seviyelere çıkarmak ve sürücüsüz-bilgisayarlı araçlarla taşımacılık yapmak” olarak tercüme edilebilir.

Şimdiden bazı nakliyecilerimizin “bizim Avrupa’ya sefer yapan araçlarımızın tümü zaten Euro-5 - Euro-6 motorlara sahip, bize bir zarar gelmez” dediğini duyar gibiyim.

Oysa, “Avrupa Yeşil Mutabakatı” bunun çok ötesinde bir anlayışın başat kılınması için hazırlanmış bir program. “Sıfır Kirlilik” demek, sadece emisyon kirliliğinin azaltılmasını değil, motor gürültüsünün de olmamasını öngörüyor.

50 yıl sonrasının Avrupasında motorinli kamyonlar otobanlarda vızır vızır dolaşamayacak. Kombine taşımacılık, sürücüsüz kamyon, elektrik motorlu kamyon ön plana çıkacak. Bunların prototipleri üretildi bile.

Öyleyse işletme sahiplerinin odaklanması gereken husus şudur: Hedef birbirine çalım atarak yük ya da yol geçiş belgesi kapmak mı olmalı, yarının “Yeşil Lojistiğine” uygun bir yapılanmayı planlamaya mı başlamalı?

Cahit Soysal (cahit.soysal@gmail.com) 

Önceki ve Sonraki Yazılar