Şenel Özdemir
Avrupa’ya giden Türk TIR‘larının izinden yaklaşık 3 bin kilometre yol kat ettik
Oregon Teknoloji Hizmetleri Genel Müdür Yardımcıları Hüseyin Kıyak ve Salih Koca, karayolu sınır kapılarını ziyaret edecekleri ve gazetecilerin de katılacağı organizasyona beni de davet ettiler. Geçtiğimiz hafta Oregon’dan iki yönetici (Hüseyin Kıyak ve Salih Koca) ve sektörün önde gelen dört gazetecisi (İlker Altun, Vahit Mahmatlı, Ercan Tosunoğlu, Hasan Karakurt) ve ben bir hafif ticari araç ile yollara düştük. Program kısaca şöyle idi: Türkiye-Bulgaristan-Sırbistan-Macaristan ve aynı yoldan da dönüş. Amacımız, yaklaşık 3 bin kilometre yol alacağımız bu seyahatte önceliğimiz Türk TIR sürücülerinin sınır kapılarında neler yaşadığını görmekti.
BALKANLARDA 4 GÜN
Program özetle; Türkiye-Bulgaristan, Bulgaristan-Sırbistan, Sırbistan-Hırvatistan ve Sırbistan-Macaristan sınır kapılarındaki durum gözlemlenecek ve bazı noktalarda mümkün olursa şoförlerle konuşulacak ve TIR garajları ziyaret edilecek. Dört gün süren bu programın en baştan sıkı ve yoğun geçeceği belli idi.
BUDAPEŞTE YOLCULARI
Bir gün önceden “Budapeşte Yolcuları” isimli bir WhatsApp Grubu oluşturuldu. 27 Kasım sabahı İstanbul’dan hareket ettik. İlk hedef Kapıkule Sınır Kapısı idi. Öğle saatlerine doğru Kapıkule’ye vardık. İşler gayet iyi gidiyordu. Kapıdan içeri girdik. Türkiye’den çıkış için pasaport kuyruğuna girdik. Ancak ne var ki, araçlar ilerlemiyordu. Ufak çaplı bir araştırmadan sonra Bulgaristan tarafından sistem güncellemesi olduğu belirtildi. Peki ne yapalım diye kendi aramızda küçük bir konuşma yaptıktan sonra Yunanistan tarafından girelim kararını verdik. Kapıkule’den 20-25 km kadar uzakta olan Pazarkule’den giriş yaptık. Sınır kapısında inşaat çalışmaları vardı. Yenileme çalışmaları devam ediyordu. Sınırı geçtikten sonra hedef değişti. Bulgaristan’a giriş kapısı olan Kapitan Andreevo Sınır Kapısı’ndaki durumu dönüşte gözlemleriz dedik.
KAPITAN ANDREEVO’DA UZUN TIR KUYRUĞU
Yunanistan’dan Bulgaristan’a giriş yaptıktan sonra Kapitan Andreevo Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye giriş yapan TIR’ların uzun kuyruk oluşturduğu (yaklaşık 3-4 km kadar) uzaktan da olsa görünüyordu. Sonra Bulgaristan’ın Türkiye’ye en yakın kasabası Svilengrad’a (Osmanlı döneminde kullanılan adıyla Cisr-i Mustafapaşa) ulaştık. Burada bir hayli Türk plakalı TIR’lar bulunuyordu. Türkçe isimlerden oluşan TIR parkları da mevcuttu. Hızlı bir turdan sonra yolumuza devam ettik.
BELGRAD VE NİŞ YOLUNDA
Bulgaristan yollarının geçmişte çok kötü olduğu ile ilgili nakliyecilerden, şoförlerden ve araç üreticilerinden sözler duymuştum ancak bu seyahatten benim gördüğüm kadarıyla Bulgaristan otobanları gayet iyi. Tabii bunda Avrupa Birliği’nin (AB) Bulgaristan yollarının iyileştirilmesine yönelik desteğinin etkisi var. Sofya yakınlarındaki otoban kenarında yediğimiz yemekten sonra hedefimiz önce Niş’e sonra da akşam Belgrad’a ulaşmak olarak belirledik.
Bulgaristan’ın Kalotina sınır kapısına akşam saatlerinde ulaştık. Sırbistan’ın Gradina sınır kapısından Sırbistan’a giriş yaptık. Çok fazla TIR kuyruğu yoktu. Gradina sınır kapısından geçtikten sonra Belgrad’a kadar devam ettik. Akşam Belgrad’da konakladık.
Ertesi gün Sırbistan-Hırvatistan arasındaki Batrovci sınır kapısına gittik. Batrovci sınır kapısının Avrupa’ya giden en kısa ve en kalabalık sınır kapısı olduğu söyleniyor. Burada çok uzun bir TIR kuyruğu vardı. Burada görüştüğümüz Türk şoförleri mültecilerden dert yandı. Hırvatistan’a geçiş yaparak Avrupa’ya adımlarını atmak isteyen ve çoğunlukla Suriyeli, Afgan ve İranlı olan mültecilerin gizlice araçlarına binme girişimleri olduğunu söylediler. Mültecilerin araçlara binmesi durumunda TIR’lara ağır para cezaları kesiliyormuş. Kapıdaki uzun TIR kuyruklarında ağırlık olarak Türk TIR’ları vardı. Yani Sırbistan-Hırvatistan sınırındaki mülteciler Türk TIR’ları için de sorun oluşturuyor.
MACARİSTAN SINIRINDA 3 SAAT BEKLEME
Batrovci sınır kapısından çıktıktan sonra direksiyonumuzu Macaristan’a kırdık. Sırbistan Horgoş sınır kapısını geçtikten sonra Macaristan’ın Röszk sınır kapısını geçmek için yaklaşık üç saat beklemek zorunda kaldık. Tabi biz tüm bunları normal araç kuyruğunda yaşadık. TIR’ların sınır kapısını daha uzun sürede geçme ihtimali daha yüksek. Sınır kapısında üç saatlik beklemenin ardından Macaristan’ın başkenti Budapeşte’nin yolunu tuttuk. Yerel saatle gece yarısı gibi Budapeşte’ye ulaştık. Bir gece konakladıktan sonra şehir turu gerçekleştirdik. Kış ayında gitmemize rağmen ben Budapeşte’yi çok beğendim. Gerçekten çok güzel bir şehir. Özellikle mimari açıdan görülmesi gereken bir kent. Budapeşte yakınlarındaki Türk firmaların yoğun olduğu Macaristan’ın en büyük kombine taşımacılık terminali BILK’i ziyaret ettikten sonra dönüş yoluna girdik. Sırbistan’ın Niş kentine kadar aracımız devam etti. Niş yakınlarındaki Bosphorus Otel’de geceyi geçirdik. Sahibinin Türk olduğu otel Türkiye-Sırbistan güzergahında bulunuyor.
KALABALIK TIR PARKLARI
30 Kasım sabahı Niş’ten çıktık akşam üzeri Kapitan Andreevo sınır kapısına ulaştık. Kapıya yakın noktalarda çok kalabalık TIR parkları mevcuttu. Bir o kadar da sınır kapısında TIR kuyrukları bulunuyordu. Ve önce Edirne’ye sonra da gece yarısına yakın saatlerde İstanbul’a ulaştık. Oldukça yoğun ve hızlı geçen bu etkinlikte söyleyeceğim söz: “TIR şoförlerimize kuyruklarda sabır ve yollarda kolaylıklar diliyorum”
Bu yolculukta TIR sürücülüğünün zor ve meşakkatli olduğunu hatta Türk TIR sürücüsünün daha zor ve daha meşakkatli yollarda ve sınır kapılarında araç sürdüğünü net olarak söyleyebilirim. Allah kolaylık versin.
Benim için önemli bir deneyim oldu. Bu organizasyonda bize destek olan Oregon’un değerli yöneticileri Hüseyin Kıyak ve Salih Koca’ya teşekkür ediyorum. Yaklaşık 20 yıllık lojistik sektörü gazeteciliğim sürecinde hep anlatılan ama hiç gitmeye fırsatım olmayan güzergahı deneyimlediğim için organizasyonu düzenleyenlere tekrar teşekkür ediyor, sürücülerimize kolaylıklar diliyorum.
Saygılarımla,
Şenel Özdemir
Yeşil Lojistikçiler Yayın Yönetmeni