Prof. Dr. Okan Tuna

Prof. Dr. Okan Tuna

Maersk, denizcilik sektörünün Tesla’sı olabilir mi?

Teknolojideki gelişmelerin lojistik sektörünü önemli derecede etkilediğini ve bu bağlamda da çok önemli işbirliklerinin oluşmaya başladığını gözlemlemekteyiz. 2015 yılında, denizcilik sektörünün devi Maersk ve teknoloji sektörünün devi Ericsson arasında gerçekleştirilen işbirliği bunun en somut örneklerinden biri. Gerçek zamanlı bağlanabilirlik (real time connectivity) paradigması kapsamında geliştirilen bu işbirliği Maersk’in denizcilik sektörünü inovasyon temelli değiştirme amaçlarıyla da bire bir örtüşüyor. Daha önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi, Maersk, dijitalleşme kavramına, düzen bozuculuğun ve üstel büyümenin ön şartı olarak bakıyor. Ayrıca, dijitalleşme konusunda yapacağı yatırımların şirketin daha önce konteyner gemilerine ve petrol işine yapmış olduğu yatırımların sonuçlarına benzer kuantum sıçraması yaratacağına da inanılmaktadır.

ERICSSON VE DENİZCİLİK

Ericsson, her ne kadar cep telefonları ile tanıdığımız bir marka olsa da aslında dünya üzerindeki iletişimin önemli derecede mimarisini ve altyapısını sağlayan aynı zamanda sürdürülebilirliğini gerçekleştiren dev bir organizasyon. Ericsson bu konudaki tecrübesini son zamanlarda denizcilik sektörü üzerine yoğunlaştırmaya başladı.

BULUT TEKNOLOJİSİ

Denizcilik Bulut Teknolojisi adı altında geliştirdiği sistem ile tüm birimlerin birbirine bağlantısını ve etkinleştirmesini gerçekleştirerek önemli derecede iyileştirmeler sağlanabiliyor. Dünya Denizcilik Örgütü tarafından geliştirilen Inmarsat teknolojisi ile yapmış olduğu anlaşma ile XpressLink adlı hizmeti denizcilik sektöründeki tüm müşterilerine verilebiliyor.

SANAL MAKİNA

Bulut teknolojisi ise, hiçbir kurulum gerektirmeyen web tabanlı uygulamalar ile işlemsel olarak kolaylık sunan online depolama hizmeti olarak tanımlanıyor. İnternet üzerinde barındırdığımız tüm uygulama, program ve verilerimizin sanal bir makine üzerinde yani en çok kullanılan adıyla bulutta depolanması ile birlikte internete bağlı olduğumuz cihazımızda her lokasyon da bu bilgilere, programlara ve verilere kolaylıkla ulaşım sağlayabildiğimiz hizmetin tümüne de bulut teknolojisi (cloud) adı veriliyor.

ERICSSON, MAERSK’E HEM TAKİP HEM DE GEMİ ÜSTÜ BAKIM GİBİ KONULARDA ÖNEMLİ HİZMETLER SUNACAK

Peki Maersk ve Ericsson işbirliği neler getiriyor? Biraz bunun detaylarına bakalım.  Maersk’in halihazırda filosunda yer alan 500 gemiden 400’ünün önümüzdeki bir yıl içerisinde bu sisteme geçmesi öngörülüyor. 7 yıllık bir anlaşma gereğince, Ericsson, Maersk’e hem takip hem de gemi üstü bakım gibi konularda önemli hizmetler sunacak. Sistemin en önemli özelliği, geminin operasyonları hakkında anlık bilginin elde edilebilmesi. Bu sayede hem yakıt hem de gemi makinelerinin anlık takibi gerçekleştirilebilecek ve olası hatalar önceden belirlenerek önlemler alınabilecek. Bu sistemin, büyük veri ve nesnelerin interneti gibi olguları da kullandığını belirtmekte fayda var. Özellikle, gemi operasyonlarının tüm hareketlerinin takip edilerek büyük bir veri tabanında toplanması büyük verinin oluşmasına yardımcı olmakta ve doğal olarak da ileride alınacak tüm karar verme süreçlerine de önemli destek oluyor.

Maersk, denizcilik sektörünün Tesla’sı olabilir mi? Bu dönüşümü sağlayabilir mi? Şimdiden kestirmek çok zor ama, teknolojik gelişme ve dijitalleşme konusunda önemli işler yaptığını çok açık bir şekilde söyleyebiliriz. Ancak, Maersk’i iyi takip etmek ve neler yaptığını çok iyi anlamak gerek. Bu takipten, güzel dersler çıkarabileceğimizi düşünmekteyim. 

*Prof. Dr. Okan TUNA / Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Lojistik Yönetimi Bölüm Başkanı

Önceki ve Sonraki Yazılar