Türkiye, 2018 Lojistik Performans Endeksi Sıralamasında Neden Düştü? Ne Yapmalıyız?

Türkiye, 2018 Lojistik Performans Endeksi Sıralamasında Neden Düştü? Ne Yapmalıyız?

Türk-Alman Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölüm Başkanı ve TU Dortmund Ulaştırma Lojistiği Misafir Öğretim Üyesi Dr. Yaşanur Kayıkcı, Dünya Bankası Lojistik Performans Endeksi-2018’de Türkiye’nin yerini ve neler yapması gerektiğini www.yesillojistikciler.com için kaleme aldı. İşte Dr. Yaşanur Kayıkcı’nın konuyla ilgili görüşleri…

Dünya genelinde artan küreselleşme ve buna bağlı olarak gelişen rekabet ortamı özellikle lojistik ve taşımacılık sektörünü derinden etkilemektedir. Lojistik süreçlerinde gösterilen performanslar rekabetçi ortamda ülkeleri ileri taşımaktadır. Bu anlamda, Dünya Bankası tarafından 2007’den beri her iki yılda bir periyodik olarak 160’dan fazla ülkeyi, lojistiğin firmaları ulusal ve uluslararası firsatlara ne kadar verimli bir şekilde bağladığını, yani lojistik uyumluluğunu puanlayarak ölçen ve buna bağlı olarak lojistik performanslarını sıralayan bir rapor yayınlanmaktadır.

6 TEMEL GÖSTERGE

Raporda yer alan ülkelerin endeks içerisindeki sıralamaları belirlenirken altı temel gösterge dikkate alınmaktadır. Bu göstergeler sırasıyla (1) gümrük dahil sınır denetim kuruluşlarının gerçekleştirdiği gümrükleme işlemlerinin verimliliği, (2) ticaret ve taşımacılık ile bağlantılı altyapının kalitesi, (3) rekabetçi fiyatlarla sevkiyat düzenlenmesindeki kolaylık, (4) lojistik hizmetlerde yetkinlik ve kalite, (5) sevkiyatların izlenebilirliği ve takip edebilme yeterliliği ile (6) sevkiyatlarının planlanan zamanda veya beklenen teslim süresi içerisinde varış yerine ulaşma sıklığı.

Bu endeks bir kıyaslama ya da bir karşılaştırma aracı olarak hükümetlere yukarıda belirtilen göstergeler ışığında ticaret lojistiği konusunda performanslarını değerlendirmede yardımcı olmakta ve hedeflerine ne ölçüde yakın olduğunu göstermektedir. Bu göstergeler ülkeler arasındaki farklılıkları ortaya koyarken, sahada faaliyet gösteren lojistik operatörlerin algılanmasını da ifade ettiğinden dolayı operatör seçimlerinde benzersiz bir karar verme aracı olarak kullanılmaktadır. Bu endeks özellikle Afrika, Güney Amerika ve Doğu Avrupa’daki ülkeler açısından önemli bir kriter olarak ortaya çıkmaktadır.

108 ÜLKEDEN 869 KÜRESEL LOJİSTİK UZMANI ANKETİ CEVAPLANDIRIYOR

Geçen hafta Dünya Bankası tarafından, “Connecting to Compete 2018: Trade Logistics in the Global Economy (Rekabet Etmek için Bağlantı Kurmak: Küresel Ekonomide Dış Ticaret Lojistiği)” isimli uluslararası tedarik zinciri verimliliğinin ölçüldüğü küresel lojistik performans endeksi ve göstergelerini içeren bir rapor yayınlandı. Endeks, Eylül 2017-Şubat 2018 ayları arasında yapılandırılmış web tabanlı online bir ankete cevap veren 108 ülkeden katılan 869 küresel lojistik uzmanının çok boyutlu değerlendirmesine dayanmaktadır. Katılımcılar ağırlıklı olarak (yüzde 59 kadarı) üst gelirli orta ekonomiler sınıfından gelmektedir.

8 MEGA TREND

Endeks değerlendirilirken lojistik politikalarının gündemini belirleyen Dünya Bankası uzmanları tarafından tespit edilmiş olan lojistik geleceğini yönlendirecek sekiz mega trend de yapılandırılmış ankete ilave edilmiştir. Bu trendler sırasıyla: 1) Lojistik hizmet sektöründeki yetersizlikler, 2) Küresel değer zincirlerinin yeniden yapılandırılması, 3) Tedarik riski ve geri kazanımı (esneklik), 4) Tedarik zincirlerinin dijital dönüşümü, 5) Tedarik zincirlerinin sürdürülebilirliği, 6) E-ticaret talep zincirleri, 7) Lojistik mülkiyet ve altyapı, 8) İşbirlikçi iş modelleri. Buna göre nakliye hizmetleri için değişimi tetikleyecek trend olarak ülke bazında gelir gruplarına göre verilen cevaplara bakıldığında çoğunda e-ticaretin genişlemesiyle hizmet talebinde büyük artış gözlenmektedir.

2018 lojistik performans endeksi daha ziyade tedarik zincirlerinin dayanıklılığı, çevresel ayak izi ve nitelikli çalışanlara duyulan ihtiyaç ile ilgili endişeleri vurgulamaktadır: Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde lojistik sektöründe yükselen bir işgücü sıkıntısı görülmektedir. Gelişmekte olan ülkeler daha çok yönetim kademesinde, orta ve üst düzey yönetici bulma da problem yaşarken, gelişmiş ülke ekonomilerinde ise kamyon şoförlüğü gibi pozisyonlarda tecrübeli mavi yakalı çalışan bulma sıkıntısı görülmektedir. Siber tehditlere karşı üst gelir grubu ülkelerin, düşük gelirli ülkelere göre daha hazırlıklı oldukları görülmektedir. Bunun yanında, ulaşımdan kaynaklanan karbon emisyonlarının özellikle gelişmiş ülkelerde çevre kirliliğinin en önemli nedeni olduğu bilincinden hareketle, üst gelirli ülkeler, düşük gelir grubu ülkelerine göre daha fazla çevre dostu lojistik hizmetlerini alma ve kullanma eğilimindediler.

ALMANYA

En yüksek performans gösteren 15 ülkenin bileşimi, 2010'dan bu yana marjinal anlamda çok değişmedi. Hala ilk 15’te, Almanya, Hollanda ve Singapur gibi lojistik sektörünün baskın oyuncuları görülmektedir, Almanya, 2010’dan beridir lojistik performans endeksinde en yüksek toplam puana sahip ülke konumundadır. Bunun yanında, Japonya, Danimarka, Birleşik Arap Emirlikleri ve Yeni Zelanda’nın lojistik performans endeksi puanlarında yakaladığı ivme dikkat çekmektedir. Yüksek gelirli ülkeler, lojistik performansı söz konusu olduğunda, ortalama olarak, düşük gelirli ülkelerden yüzde 48 oranında daha yüksek performansa sahiptirler.

AFGANİSTAN

En kötü performans gösterenler çoğunlukla kırılgan ekonomilere sahip Afrika ya da dünyadan izole olan düşük gelirli ve düşük-orta gelirli ülkelerden oluşmaktadır. Bu ülkeler genel olarak coğrafi dezavantajlardan kaynaklı yüksek taşımacılık maliyetlerine sahip olmalarının yanında, malın teslim süresinin uzunluğu, lojistik hizmet sektöründeki yetersizlikleri ve transit ülkelere bağımlı olmaları gibi sorunları yaşamaktadırlar. 2018 raporuna göre, en kötü performans gösteren ülke Afganistan olmuştur.

EN YÜKSEK PERFORMANS GÖSTERENLER

En yüksek performans gösteren üst-orta gelirli ekonomiler arasındaki genel grup kompozisyonu marjinal olarak değiştiği görülmektedir, özellikle Çin, Tayland ve Güney Afrika gruba liderlik ederken, Hırvatistan ve Bulgaristan da önceki yıllara göre lojistik performans endeksi sıralamasında iyileşme göstermiştir.

Düşük orta gelirli ülkeler arasında Hindistan ve Endonezya gibi büyük ekonomiler ve Vietnam gibi gelişmekte olan ekonomiler, en iyi performans gösterenler olarak öne çıkmaktadır. Çoğu ya denize ulaşabilir ya da büyük lojistik merkezlerine yakın konumda oldukları için avantajlı durumdadırlar.

Dünyanın en az gelişmiş ekonomileri için lojistik performansındaki ilerleme 2016'dan bu yana yavaşlama eğilimindedir. Bunun aksine, kapsamlı inisiyatifleri uygulayan gelişmekte olan ekonomiler performanslarını artırmaya devam ettikleri gözlenmektedir.

TÜRKİYE NEREDE DURUYOR?

Türkiye üst gelirli orta ekonomiler arasında yer alırken, lojistik performans endeks puanı açısından son üç dönem raporlarına göre 2012’de yakaladığı yüksek performansın ardından başarı grafiğinde aşağıya doğru giden bir eğilim göstermektedir.

Sırasıyla 2012’de 27. sıradayken, 2014’de 30, 2016’da 34 ve son olarak 2018’de 47.ci sıraya kadar gerilemiştir. Kümülatif lojistik performans endeksine göre ise 37.ci sırada bulunmaktadır. Genel olarak endeks sırasını belirlemede kullanılan altı göstergenin hepsinde geçmiş rapor dönemine göre değer kayıpları yaşanmıştır. Özellikle gümrükleme, altyapı ve rekabet göstergelerinde önemli güç kaybı yaşandığı gözlemlenmiştir.

TÜRKİYE’NİN LOJİSTİK PERFORMANS ENDEKSİ NEDEN DÜŞTÜ? NE YAPMALIYIZ?

Türkiyenin lojistik endeksi neden geriliyor dersek, burada en göze çarpan neden lojistik sektörünün gelişmesi ve genişlemesi için gerekli olan yasal düzenlemelerde ve uygulamalardaki yetersizlikler olmaktadır. Ayrıca lojistik sektörü hala teknoloji kullanımı ve yatırımı açısından istenilen seviyede değildir. Bu anlamda sektörün şu ana kadar yaptığı iş yapma şeklini bir kenara bırakarak, daha yenilikçi olması, yeni iş modellerini benimsemesi, geleceği şekillendirecek yeni trendlere kendini adapte ediyor olabilmesi ve yeni teknolojileri kullanıyor olabilmesi gerekmektedir.

Daha önceki yıllarda gümrükleme işlemleri verimliliğinde artış gösterilmiş ise de, bu rapor döneminde bir düşüş grafiği gözlemlenmiştir. Her ne kadar gümrük işlemlerinde sadeleştirme ve otomasyona geçişte, gelişmiş enformasyon teknolojilerinin kullanımı ve gelişmiş yönetim ve insan kaynaklarının eğitimine yatırımda ilerlemeler kaydedilmiş olsa da, sonuç itibariyle gümrük geçiş sürelerinde hala yeterli gelişme kaydedilmemiştir. Sınırdan mal geçişleri sırasında yaşanan aksaklıklar, beklemeler ve uzun araç kuyrukları bu göstergeden alınan puanı oldukça düşürmektedir. Yeni enformasyon sistemleri tabanlı gümrük kapılarının açılması ve mevcut gümrük kapılarının modernizasyon yatırımlarına devam edilmesi, bunun yanında insan kaynaklarının eğitilmesi bu sorunu önemli ölçüde giderecektir.

Türkiye hala karayolu ağırlıklı taşımacılığın yapıldığı bir ülke konumundadır. Karayoluna alternatif olarak kullanılan diğer taşımacılık türleriyle yapılan taşımalarda (denizyolu ve demiryolu) hala istenilen seviyede değildir. Karayoluna yapılan altyapı yatırımları artış göstermiş olsada, taşınan malın teslimat süresinde istenilen iyileşme gözlemlenmemiştir. Karayoluna bağımlılık, şehir içi trafiği, şehre giriş çıkış saatlerindeki kısıtlamalar gibi nedenler altyapı performansını olumsuz yönde etkilemektedir. Karayolu yatırımın yanında diğer taşımacılık türlerini içeren altyapı yatırımlarının yapılması bu göstergeden alınacak puanı iyileştirecektir.

Türkiyenin karayolu ağırlıklı ulaşım sistemi yüksek nakliye maliyetlerine yol açmaktadır. Bunun yanında, yüksek enerji maliyetleri de, karayolu taşımacılığı ve ticareti için rekabeti olumsuz etkileyen en büyük engellerden birini oluşturmaktadır. Nispeten düşük işçilik maliyetleri nedeniyle, yakıt, özellikle uzun mesafe taşımacılığı için toplam yükün yarısından fazlasını oluşturabilmektedir. Diğer taşımacılık türlerine yapılacak altyapı yatırımları ve vergilendirmede yapılacak iyileşmeler, taşımacılık maliyetini önemli ölçüde rekabet edilebilecek seviyeye çekecektir.

Faaliyette olan ve halihazırda yatırımları devam eden lojistik merkezlerinin altyapı yetersizlikleri Türkiye’nin lojistik performasını kısıtlamaktadır. Bu merkezlerin tüm taşımacılık içerisinde gösterdikleri performanslar ve sürdürülebilirlik hedefleri dikkate alınmalıdır. Üretim tesisleri ve uluslararası limanlar arasındaki bağlantıların yetersizliği ve gelişmemiş iç liman (hinterland) taşımacılık tesisleri Türk limanlarındaki yükleme boşaltma kapasitesini hala engellemektedir. Lojistik merkezlerinin doğru altyapı ve doğru yönetim şekliyle yönetilmesi bu anlamda önem arz etmektedir.

Türkiye lojistik performansı, önemli ölçüde özel sektörün gelişmesi ile desteklenmektedir. Bu anlamda hükümet kanadında performansı destekleyecek önemli çabalar sarf edilirken, ticaret odaları ve sanayi dernekleri de sektörün gelişmesinde ve hizmet kalitesinin iyileştirilmesinde aktif rol oynamaktadırlar. Rekabet gücü daha yüksek bir özel sektöre ihtiyaç duyulmaktadır. Bu anlamda işbirlikci iş modellerinin uygulanması ile daha verimli, daha etkili ve daha güçlü bir sektörün oluşması gerekmektedir. Herkesin aynı gemide olduğu düşünülerek, gemiyi batırmadan yüzdürmenin çareleri aranmalıdır.

Dış etkenler ve politik riskler, sevkiyat maliyetlerini arttırırken, zamanında teslimat performansını azaltmaktadır. Komşu ülkelerdeki siyasi istikrarsızlıklar ve savaşlar nedeniyle güzergahın değiştirilmesi, teslim sürelerindeki gecikmelerin en önemli nedenlerinden biri olmaktadır. Özellikle sınır geçişlerinde herhangi bir belirsizlik yaşanması, öngörülemeyen durumlara ve gecikmelere neden olmaktadır, bunun yanında işlem maliyetlerini artırmakta ve iş fırsatlarında kayba yol açmaktadır. Bu anlamda Türkiye’nin jeopolitik durumu da ister istemez bir sürü belirsizliği de ihtiva etmektedir. Burada doğru risk analizleri yapılarak, doğru yönlendirmeler ile istenmeyen durumlardan en az zararla çıkılacak stratejiler belirlenmelidir.

Etiketler :