
“L’Oréal tedarik zincirini de güzelleştiriyor!”
ÖZEL RÖPORTAJ - L’Oréal Türkiye Ülke Operasyon Direktörü Arzu Ünay, “Tedarik zincirimizdeki her adımı; ekiplerimiz, tedarikçilerimiz, iş ortaklarımız ve tüm ekosistemle birlikte planlıyoruz ve birlikte hayata geçiriyoruz. Amacımız, sadece verimli bir operasyon yürütmek değil; tüm paydaşlarımız için değer yaratan, çevresel etkisini azaltan ve geleceği bugünden inşa eden güçlü bir iş ortağı olmak” dedi.
“Dünyayı harekete geçiren güzelliği yaratmak” misyonuyla hareket eden L’Oréal, faaliyetlerinde dijitalleşme ve sürdürülebilirliği stratejik öncelikleri arasına alıyor. Yeşil Lojistikçiler olarak dünyanın en büyük güzellik ve kozmetik şirketlerinden biri olan L’Oréal’in sürdürülebilirlik, tedarik zinciri ve benzeri çalışmalarıyla ilgili L'Oréal Türkiye Ülke Operasyon Direktörü Arzu Ünay’e sorular yönelettik. İşte L'Oréal Türkiye Ülke Operasyon Direktörü Arzu Ünay’ın sorularımıza verdiği cevaplar…
“TÜRKİYE'NİN GELECEĞİNE İNSAN ODAKLI VE TEKNOLOJİ ÖNCÜSÜ BİR YAKLAŞIMLA YATIRIM YAPIYORUZ”
L’Oréal Global ve L’Oréal Türkiye hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
L’Oréal, 115 yılı aşkın küresel tecrübesiyle güzellik alanında dünya genelinde milyonlarca tüketiciyle her gün temas kuruyor. “Dünyayı harekete geçiren güzelliği yaratmak” misyonuyla hareket ediyoruz. Global ölçekte kapsayıcı güzellik anlayışımızla yalnızca bir kozmetik markası değil, aynı zamanda etik değerlerden güç alan ve topluma pozitif katkı sunmayı hedefleyen bir yapı kurduk. L’Oréal Türkiye olarak da bu global vizyonun yerel bir yansımasıyız. Türkiye'nin geleceğine insan odaklı ve teknoloji öncüsü bir yaklaşımla yatırım yapıyoruz. Satıştan pazarlamaya, dijital ekiplerden müşteri hizmetlerine, lojistikten kalite ve finans birimlerine kadar çok yönlü bir organizasyon yapısıyla çalışıyor; tüm bu fonksiyonları çevik, cesur, iş birlikçi ve güvenli bir kurum kültürüyle besliyoruz. Dijitalleşme süreci bizim için yalnızca bir araç değil, aynı zamanda iş yapış şeklimizi dönüştüren temel bir unsur. Kampanya süreçlerinin doğru yönetilmesi, veriyle beslenen karar mekanizmaları ve yüksek müşteri memnuniyeti hedefiyle dijital dönüşüm yolculuğumuzu kararlılıkla sürdürüyoruz. Bunun yanında, sürdürülebilirlik alanında da çevresel etkimizi azaltmaya yönelik somut stratejiler geliştiriyor, geleceğin daha yaşanabilir bir dünya olması için sorumluluk üstleniyoruz.
“TÜRKİYE’DE İSE 22 GLOBAL MARKAMIZI TÜKETİCİLERLE BULUŞTURUYORUZ, 8500 FARKLI ÜRÜNLE HİZMET VERİYORUZ”
L’Oréal’in güzellik ve kozmetik sektöründe satışını yaptığı ürün çeşidi ne kadar? Türkiye’de bu ürünlerin ne kadarının satışını yapıyorsunuz?
L’Oréal olarak globalde 35’ten fazla markamızla güzellik ve kozmetik sektörünün liderlerinden biriyiz. Markalarımızı tüketici ürünleri, profesyonel saç bakımı, lüks kozmetik ve dermotolojik güzellik olarak dört ana iş biriminde konumlandırıyoruz. Dünya çapında binlerce ürün çeşidimizle her cilt tipi, saç tipi ve güzellik ihtiyacına hitap ediyoruz. Türkiye’de ise 22 global markamızı tüketicilerle buluşturuyoruz. Türkiye pazarında saç bakımından cilt bakımına, makyajdan parfüme kadar uzanan geniş ürün yelpazemizle her ihtiyaca yönelik yenilikçi ürünlerimizle tüketicilerin ihtiyacına yanıt veriyoruz. Tüketicilerimize sunduğumuz ürün yelpazesini sürekli genişleterek, şu anda 8500 farklı ürünle hizmet veriyoruz. Her bir ürünümüz, en yüksek kalite standartlarına uygun olarak üretilmekte ve tüketicilerimizin memnuniyetini en üst düzeyde tutmayı hedeflemektedir.
“KARBON AYAK İZİMİZİ AZALTMA KAPSAMINDA KARAYOLU YERİNE DENİZYOLU VE DEMİRYOLU GİBİ MULTİMODEL TAŞIMA YÖNTEMLERİNİ TERCİH EDİYORUZ”
Türkiye’de satışını yaptığınız ürünleri hangi taşımacılık modunu kullanarak getiriyorsunuz?
Türkiye’de satışını yaptığımız ürünleri getirirken tüm modlardan faydalanıyoruz. Karbon ayak izimizi azaltma kapsamında karayolu yerine denizyolu ve demiryolu gibi multimodel taşıma yöntemlerini tercih ediyoruz. Geçtiğimiz yıllarda karayolu kullanımımızı ciddi oranda azalttık. Bu değişiklikleri yaparken operasyonel mükemmeliyet ve müşteri memnuniyetinden de ödün vermemek bizim için çok önemli. Tedarik zinciri yönetimini, hammaddenin tedarikinden başlayarak ürünün müşteriye ulaştığı raf noktasına kadar uçtan uca bir süreç olarak değerlendiriyoruz. Bu süreçte tedarikçilerden lojistik hizmet sağlayıcılara, fabrikalardan dağıtımcılara ve perakendecilere kadar birçok paydaşla yakın iş birliği içinde çalışıyoruz. Doğru iş ortaklarını seçmek bu açıdan kritik bir rol oynuyor. Çünkü her bir paydaş, zincirin sorunsuz işlemesini sağlarken, güçlü iş birlikleri sayesinde müşteri memnuniyeti ve verimlilik artıyor. Ürünlerin fabrikalardan başlayıp müşterilerimize ulaşmasına kadar olan tüm nakliye süreçlerinde karbon emisyonlarını azaltmak için hem global hem de lokal iş birlikleri geliştiriyoruz.
“DEPO OPERASYONLARIMIZDA DİJİTALLEŞME SAYESİNDEN ÜRÜN GİRİŞİNDEN ÇIKIŞINA KADAR OLAN SÜRECİ DİJİTAL SİSTEMLER ÜZERİNDEN TAKİP EDEBİLİYOR, L’ORÉAL SİSTEMLERİ İLE KONUŞTURABİLİYORUZ”
Ürünleri pazara sunmadan önce stokladığınız depo ya da depolarınız hakkında bilgi verir misiniz?
Depo operasyonlarımızı uzun yıllardır iş birliği içinde çalıştığımız bir üçüncü parti lojistik firması ile birlikte sürdürüyoruz. Tüm divizyonlarımız için operasyonlarımızı aynı çatı altında yönetiyoruz. Aynı depo içerisinde, ürün kabulü, gerekiyorsa etiketleme, hem müşteri sevkiyatlarımızı hem de e-ticaret operasyonumuzla direk tüketici sevkiyatlarını da gerçekleştiriyoruz. Depo operasyonlarımızda dijitalleşme sayesinden ürün girişinden çıkışına kadar olan süreci dijital sistemler üzerinden takip edebiliyor, L’Oréal sistemleri ile konuşturabiliyoruz. Bu sayede sipariş hazırlama, elleçleme, yükleme gibi operasyonlarımızı daha verimli ve müşteri memnuniyetini maksimize etmek için hatasız hale getirirken veriyi de daha etkin bir biçimde kullanabiliyoruz.
25 BİNİ PALETLİK DEPOLAMA ALANIMIZ VAR
Depolarınızı kendiniz mi yönetiyorsunuz yoksa profesyonel bir lojistik firması mı depolarınızı yönetiyor? Türkiye’deki depolama alanınız ne kadar ve nerelerde bulunuyor?
Tepeören’de üçüncü parti lojistik olarak yönetilen yaklaşık 25 bin paletlik bir depolama alanımız bulunuyor. Şu an için tüm operasyonumuzu tek bir tesisten yönetiyoruz.
Depolarımız profesyonel bir lojistik firması tarafından yönetilmekte olup, tüm operasyonel ve sistemsel süreçlerimizde yakın iş birliği içinde içerisinde çalışıyoruz. Depo yönetim sistemlerimizde, tedarikçilerimle birlikte yürüttüğümüz iyileştirme çalışmaları ve projeler sayesinde süreçlerimizi daha verimli hale getirmeyi ve müşteri memnuniyetini artırmayı hedefliyoruz.
“KENDİ YÖNETTİĞİMİZ E-TİCARET OPERASYONLARIMIZDA, LOJİSTİK SÜREÇLERİMİZİ DAHA ETKİN KILMAK AMACIYLA SÜREKLİ GELİŞİM VE OPTİMİZASYON ÇALIŞMALARI YÜRÜTÜYORUZ”
E-Ticaretin gelişmesi ile depolarınızdan satışlar da gerçekleştiriyor musunuz? Yapıyorsanız bu satışları pazaryerleri vasıtasıyla mı yoksa kendiniz mi yapıyorsunuz? İnternet üzerinden gerçekleştirdiğiniz satışınız ile mağazalardan gerçekleştirdiğiniz batışların kıyaslamasını yapar mısınız?
E-ticaret tarafında birçok bir pazara erişim modelimiz bulunuyor; 3PL (üçüncü parti lojistik) depomuzdan hem kendi web sitelerimiz hem de pazaryerlerindeki mağazalarımız aracılığıyla doğrudan tüketicilere gönderim yapıyor, ayrıca pazaryerleri ve distribütörler üzerinden de tüketicilere ulaşıyoruz. Yıllar içinde internet satışlarımızın toplam içindeki payı artarken, özellikle Kasım gibi kampanya dönemlerinde bu artış daha da belirgin hale geliyor; ayrıca internet satışlarının değişkenliğinin, diğer kanallara kıyasla daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz. Kendi yönettiğimiz e-ticaret operasyonlarımızda, lojistik süreçlerimizi daha etkin kılmak amacıyla sürekli gelişim ve optimizasyon çalışmaları yürütüyoruz. Sistem altyapımız yerel ihtiyaçlara göre yapılandırılmış olup, geliştirmelerimiz aşamalı olarak devam ediyor. Özellikle yoğun talep beklenen Sevgililer Günü ve Kasım kampanyaları gibi dönemlerde, yüksek ilgi gören ürünlerin stoklarını önceden hazırlıyoruz ve operasyonel kapasitemizi olası sapmaları da göz önünde bulundurarak proaktif şekilde planlıyoruz. Aynı şekilde, web sitelerimizde oluşabilecek trafik yoğunluklarını IT ekiplerimizle birlikte öngörerek çevik bir yaklaşımla hazırlıklarımızı tamamlıyoruz. Örneğin, iki yıl önce Kasım kampanyasında son tüketiciye 300 bin ürün ulaştırırken ortalama teslim süremiz 52 saatti; bugün ise aynı dönemde 600 bin ürün gönderimini 24-32 saat aralığında başarıyla gerçekleştirebiliyoruz. Bu alandaki operasyonlarımızı her kampanya döneminde geliştirerek yeni çözümler üretmeye devam ediyoruz.
“TAŞIMACILARIN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ODAKLI TAŞIMA YÖNTEMLERİNİ TERCİH ETMELERİ VE KARBON AYAK İZİMİZİ AZALTMA HEDEFLERİMİZE KATKI SUNMALARI DA BİZİM İÇİN OLDUKÇA ÖNEMLİ”
Sizin için ürünlerinizi taşıyacak firmanın hangi özelliklere sahip olması gerekiyor? Lojistik firmalarından beklentileriniz nelerdir?
Lojistik firmalarımızdan beklentimiz, kalite, operasyonel verimlilik ve müşteri memnuniyetini ön planda tutmalarıdır. Tedarik zincirindeki süreçlerde şeffaflık ve güvene dayalı bir iş birliği sağlanması bizim için önceliklidir. Lojistik iş ortaklarımızın çevik ve esnek olmalarını, özellikle yoğun dönemlerde hızlı aksiyon alabilmelerini önemsiyoruz. Aynı zamanda sürdürülebilirlik odaklı taşıma yöntemlerini tercih etmeleri ve karbon ayak izimizi azaltma hedeflerimize katkı sunmaları da bizim için oldukça önemli. Gelişmiş planlama sistemlerine sahip olmaları ve olası aksamalar karşısında hızlı çözüm üretebilecek altyapıya sahip olmaları gerekiyor. Müşteri geri bildirimlerini dikkate alarak sürekli iyileştirme sağlayan ve optimize edilmiş hizmet sunan firmalarla çalışmayı tercih ediyoruz. Lojistik süreçlerinde veriye dayalı karar alabilen, yüksek teknolojili ve dijital çözümler sunabilen iş ortaklarıyla ilerlemeyi hedefliyoruz.
Size göre global lojistik firmaları ile yerel lojistik firmaları arasındaki farklar ve benzerlikler neler?
Hem global hem yerel firmalarla çalışıyoruz ve zaten beklentilerimizle ve stratejilerimizle uyumlu partnerler seçtiğimiz için birlikte çalıştığımız firmalarda global ya da lokal olmalarından kaynaklı majör bir fark görmüyoruz. Lojistik firmalarımızdan süreç boyunca sürekli iş birliği ve açık iletişim bekliyoruz. Tedarikçilerimizle güvene dayalı, şeffaf ilişkiler kurmak bizim için önemli ve bu yaklaşımı tüm paydaşlarımızla yaygınlaştırıyoruz. Müşteri memnuniyetini merkeze alan bir yaklaşım benimsediğimiz için hem global hem yerel firmalardan bu vizyonla uyumlu hareket etmelerini önemsiyoruz. Sürekli gelişen ve optimize edilen operasyonel yapılarla çalışmayı tercih ediyoruz. Dijital dönüşüm ve veri odaklı süreç yönetimi her iki tür firmadan beklediğimiz temel unsurlar arasında yer alıyor. Tedarik zincirinde her gün değer yaratan, uzun vadeli iş ortaklığına dayalı ilişkileri ön planda tutan firmalarla birlikte ilerlemek istiyoruz.
GELECEK İÇİN L’ORÉAL PROGRAMI
Çevresel sürdürülebilirlik, yeşil lojistik gibi kavramlar sizin için ne kadar önemli?
Çevresel sürdürülebilirlik ve yeşil lojistik, operasyonlarımızda en başta gelen önceliklerden. “Gelecek İçin L’Oréal” programımız doğrultusunda tedarik zinciri süreçlerimizde iklim değişikliğiyle mücadele, su kaynaklarının korunması, biyoçeşitlilik ve toplumsal fayda gibi başlıkları önceliklendiriyoruz. Karbon emisyonlarını azaltmak adına hem global hem de lokal iş birlikleri geliştiriyoruz. Bu kapsamda, “Gelecek İçin L’Oréal” sürdürülebilirlik programı sayesinde karbon emisyonlarımızı yaklaşık yüzde 20 oranında azaltmayı başardık. Türkiye’de henüz yaygınlaşmamış olsa da, elektrikli araç kullanımı ve sevkiyat araçlarının optimizasyonu gibi uygulamaların farkındalığını artırarak sektöre örnek olma sorumluluğunu üstleniyor ve bu uygulamaları lojistik tedarikçilerimizle birlikte hayata geçiriyoruz. Elektrikli araç kullanımını değerlendirerek daha çevreci alternatifler sunmayı hedefliyoruz. Bu süreçte yalnızca iş birliği yapmıyoruz, aynı zamanda tedarikçilerden gelen geri bildirimlerle sektöre yön veriyoruz. Daha etkin planlama ve güçlü stok yönetimi sayesinde ürün imha oranlarımızda da önemli bir azalma sağladık. 2023 yılında bu alanda yüzde 50’lik bir iyileşme yakalarken, 2024’te bu başarıya yaklaşık yüzde 40 oranında ek bir gelişme daha ekledik. Sektör dernekleri ve firmalarla birlikte daha sürdürülebilir çözümler geliştirmeye odaklanmaya devam ediyoruz.
Kozmetik ürünlerinin depolanmasında nelere dikkat edilmeli? Sizin için bu konuda neler önemli?
Kozmetik ürünlerinin depolanmasında sıcaklık, nem ve ışık kontrolünün önemi oldukça büyük. Ürünlerin raf ömrü boyunca kalitelerinin korunabilmesi için doğru çevresel koşullarda muhafaza edilmesi gerekiyor. Depolama alanlarının hijyenik olması ve ürünlerin dış etkenlerden korunması da kaliteyi doğrudan etkileyen önemli faktörlerdir. Depolama süreçlerinde ürünlerin kolay ulaşılabilir ve düzenli bir şekilde yerleştirilmesi yine diğer tüm sektörlerde olduğu gibi çok önemlidir. Ürün etiketlerinin doğru ve okunabilir şekilde yerleştirilmesi, envanter yönetimi için gereklidir. Özellikle yüksek hacimli ve kısa süreli kampanya dönemlerinde, depolama kapasitesinin doğru planlanması gerekiyor. Tüm bu süreçlerin, iş sağlığı ve güvenliği standartları ile yasal mevzuatlara tam uyum içinde yürütülmesi de önemli bir gerekliliktir.
Eklemek istediğiniz başka konular varsa lütfen yazar mısınız?
“Birlikte hareket etmek gücümüz” diyerek yola çıktık. L’Oréal’in global misyonundan ve tedarik zinciri olarak varlık amacımızdan ilham alarak, stratejimizi tüm paydaşlarımızla birlikte şekillendiriyor ve sürdürülebilir bir yaklaşımı hep birlikte inşa ediyoruz. Tedarik zincirimizdeki her adımı; ekiplerimiz, tedarikçilerimiz, iş ortaklarımız ve tüm ekosistemle birlikte planlıyoruz ve birlikte hayata geçiriyoruz. Amacımız, sadece verimli bir operasyon yürütmek değil; tüm paydaşlarımız için değer yaratan, çevresel etkisini azaltan ve geleceği bugünden inşa eden güçlü bir iş ortağı olmak. Hep birlikte çalışarak, güzelliği dünyayı harekete geçiren bir güce dönüştürüyoruz.