GÜMRÜKLERDE YAPAY ZEKÂ TARAMASI

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, gümrüklerde kaçakçılığın önlenmesinde, kayıt dışılığın azaltılmasında etkinliği artırmak için yüksek teknoloji içeren “Tarama Ağı Projesi” kurulacağını belirti. Bu proje ile gümrük kapılarına ve limanlara 68 adet X-Ray Araç ve Konteyner Tarama Sistemi kuruluyor.  Sistem kurulduğunda, yapay zeka ve makine öğrenmesi teknolojileri kullanılarak araç veya yükün içerisindeki belirli özelliklere sahip yasa dışı suç ve tehdit unsurları otomatik tanımlanacak. Böylece operatörün analiz esnasında hata yapma payı ve manuel inceleme süreleri asgari düzeye inecek.

Sistemin öngördüğü diğer bir yenilik ile Türkiye’den transit geçen bir TIR kamyonu Kapıkule’de taramaya tabi tutulduğunda, bu tarama bilgilerinin bilgisayar merkezi aracılığı ile tüm gümrük idarelerine gönderilmesi ve araç Habur’a vardığında bu kapıda görevli memurların önceden tarama bilgilerinden haberdar olması sağlanacak.

Böylece, Türkiye’den transit geçen TIR kamyonlarındaki eşyanın vergileri ödenmeksizin yurt içinde kaçak olarak bırakıldığı daha kolay tespit edilebilecek. Sistem sayesinde iki sınır kapısında iki ayrı tarama yerine bir tarama ile yetinilerek mükerrer işlemler de azaltılmış olacak.

Transit taşımacılığın gümrük denetimleri oldum olası büyük zorluklar içerir. Fazla denetim yaparsanız “transit taşımacılık engelleniyor” ya da “ihracatın artışına darbe vuruluyor” gibi suçlamalarla karşı karşıya kalırsınız. Denetimleri gevşettiğinizde, “Ülkenin gümrükleri kevgire dönmüş. Yerli üretici kaçakçının insafına terk edilmiş. Böyle bir ortamda milli sanayiden bahsedilebilir mi” şeklinde eleştiri yağmuruna uğrarsınız. 

Bu güçlüklerle baş etmek için bilişim teknolojilerinden yararlanmak ve risk analiz yöntemleri geliştirmek kaçınılmaz olmaktadır. Tüm ülkelerin gümrük idareleri ithal ya da ihraç edilen eşyanın tümünü fiziki muayeneye ya da kimyevi analize tabi tutmaya kalksa, dünyadaki mevcut toplam dış ticaret hacmi yüzde 90 oranında azalır. Bu nedenle muayene ve analizlerde seçici davranmak zorunludur.

Ülkelerin ithalat eşyasının muayene oranını veya muayene kapsamını belirlemede yetkileri daha fazladır. Ancak, uluslararası anlaşmalarla belli esaslar üzerine oturtulmuş bulunan TIR kamyonu veya konteyner transitinde yapılacak fiziki muayenelerde, eliniz o kadar serbest bırakılmamıştır. Diğer bir güçlük herhangi bir ihbar veya şüphe bulunmayan aracın durup dururken muayeneye tabi tutulmasıdır. Bu sırada “örnekleme yöntemi ile araç muayene ediyoruz; bugün kısmet senin aracındaymış” demek de adalet duygularını zedeleyebiliyor. Keza, araç açıldığında römorkun içinde yük için ayrılmış alanlar bile araca yüklü eşyanın tümünün tespiti için yeterli olamayabiliyor. “Zula Yeri”ni çıplak gözle kontrol edemezsiniz. 

İşte bu anda “X-RAY Tarama Sistemleri” Hızır gibi yardımınıza yetişiyor. Bu sistemler sayesinde hem aracı açmadan içindeki kap adetlerini belirleyebiliyorsunuz, hem de varsa aracın zula yerlerini tespit edip kaçak eşyaya el koyabiliyorsunuz. Ama yine de nakliyeci “örnekleme yöntemi”ne takılmaktan şikayetçi olabiliyor; gümrük merkezi idaresi de taramayı yapan operatörün etkin bir denetim yapıp yapmadığından şüpheye düşebiliyor.

İşte bu aşamada “Yapay Zeka” devreye giriyor. Riskli ülke, riskli eşya, riskli ithalatçı, riskli ihracatçı gibi risk unsurlarının tanıtıldığı sistem, aracın eski operasyon bilgilerini de hafızasında tuttuğundan, tüm bu unsurları arka planda analize tabi tutarak, hangi aracın X-RAY kontrolüne sevk edeceğini gümrük idaresine bildiriyor. Operatör bir taraftan X-RAY taraması yaparken, sistem de insan göz muayenesi ile birkaç dakikada tespit edilemeyecek verileri inceleyerek, idareyi farklı işlemlerin yapılacağı bir yöne sevk edebiliyor. Yani insan hatalarından kaynaklanacak eksik muayeneler ya da yanlış değerlendirmeler minimize ediliyor.

Daha da ötesi, bu veriler dağıtık sistem sayesinde ülkenin diğer gümrük idareleri ile de paylaşılıyor. Böylece, transit yükü taşıyan kamyon çıkış sınır kapısına geldiğinde, hem bu gümrük idaresi hem de bu idarenin operatörü neyi nerede arayabileceğini önceden bildiğinden, etkin ve hızlı bir gümrük denetimi gerçekleştirebiliyor.

Unutmamalıyız ki, amacı transit taşımacılık yapmak olan ve kazancını bu faaliyetten elde eden uluslararası nakliyeciler gümrük denetimlerinden değil zaman kayıplarından ve ilave maliyetlerden şikayetçidir. Bu nedenle, sektördeki “X-RAY’e takıldım” deyimi “yakalandım” anlamında değil “zaman kaybettim” anlamında kullanılır. Umarım kurulacak sistem bir taraftan gümrük denetimlerinin etkinliğini artırırken, diğer taraftan düzgün nakliyeciler için eziyet olmayan bir yapının kurulmasının öncüsü olur.

Önceki ve Sonraki Yazılar