KAMU DENETLENMEK İSTER Mİ?

Eski ceberut devlet yönetimlerinde kamu kuruluşları yetki paylaşımı ve halk denetimi istemeyen bir anlayışa sahipti. Bu “yaptım oldu” anlayışı nedeniyle yüzlerce kanun, tüzük, yönetmelik ya da tebliğ yürürlüğe girdikten sonra muhatapları olan kişiler tarafından incelenebiliyor ve yanlış veya eksik yönleri sonradan tespit edilebiliyor ve bunların düzeltilmesi için ilgili kamu kuruluşlarına başvurulabiliyordu.

Bu anlayış son 25 yılda değişmeye başladı. Artık kamu kuruluşları yürürlüğe sokmak istedikleri yasal metin taslaklarını ilgili sivil toplum kuruluşları ile önceden paylaşıyor ve bu kuruluşların görüşlerini de göz önünde bulundurarak yürürlüğe sokuyor.

29 Şubat 2016 tarihinden beri yürürlükte olan “Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması” paylaşım konusunu bir aşama daha ileriye taşıyor. Anlaşmanın “Yorum Yapma Fırsatı ve Yürürlüğe Giriş Öncesi Bilgi” başlıklı 2/1 maddesinde “Her Üye, uygulanabilir ölçüde ve iç hukuku ve yasal sistemi ile uyumlu bir biçimde transit halindeki eşya da dahil olmak üzere, eşyanın dolaşımı, teslim edilmesi ve gümrük işlemlerinin tamamlanmasıyla ilgili genel uygulamaya dair kanun ve yönetmelik çıkartılması veya bunlarda değişiklik yapılması teklifleri hakkında ticaret erbabının ve diğer ilgili tarafların yorum yapmalarına fırsat ve makul bir süre tanır” hükmüne yer veriliyor.

Bu kapsamda, 2016/27 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile oluşturulan Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu ilk toplantılarını gerçekleştirdi. Bu Kurulun talimatları doğrultusunda, 2 – 5 Ekim 2017 tarihlerinde Ankara’da dört gün süren “Ticaretin Kolaylaştırılması Kurulu Ticaretin Kolaylaştırılması Ulusal Strateji Çalıştayı” gerçekleştirildi.

Çalıştayda dış ticaret ve gümrük konuları ile ilgili olarak, “yayımlama”, “internet yoluyla bilgiye erişim danışma noktaları”, yürürlük öncesi yorum yapma fırsatı”, “istişareler”, “itiraz ve inceleme usulleri”, “bağlayıcı bilgi”, “tahlil usulleri”, “reddedilmiş eşya”, “hızlandırılmış sevkiyatlar”, “ücret ve harçlar genel ve özel disiplinler”, “dahilde işleme”, “transit serbestisi”, “gümrük gözetimi altında iç transit” “risk yönetimi”, “varış öncesi işleme”, “elektronik ödemeler”, vergi usullerinin serbest bırakmadan ayrıştırılması”, “serbest bırakma sürelerinin yayımlanması, “sonradan kontrol”, “sınır idarelerinin işbirliği”, “bozulabilir eşya”, “güçlendirilmiş kontroller ve gecikmeler”, “ticaretin kolaylaştırılması altyapı yatırımları”, “belge gereklilikleri”, “kopyaların kabulü”, “tek pencere”, “yetkilendirilmiş yükümlü”, “ortak ve yeknesak sınır usulleri”, geçici ithalat”, “hariçte işleme” ve “cezalar” başlıklı konularla ilgili saatlerce süren toplantılar gerçekleştirildi ve bu konularla ilgili değerlendirmeler, amaç ve hedefler, eylemler, eylem uyum göstergeleri, sorumlu ve ilgili kuruluşlar, gerçekleştirme süreleri, gerçekleştirmede karşılaşılabilecek riskler ve varsayımlar belirlendi.

Çalıştaya, en büyük grubu oluşturan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı temsilcilerinin yanı sıra, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma Denizcilik Haberleşme Bakanlığı, Türk Standartları Enstitüsü Başkanlığı, KOSGEB, TİM, TOBB, UND, UTİKAD, TÜSİAD, Türkiye Bankalar Birliği, İstanbul Gümrük Müşavirleri Derneği ve Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği temsilcileri katıldı.

Çalıştay devam ederken bir kahve molasında sektör kuruluşlarından bir temsilci “Burada laf dışında bir şey üretmiyoruz” deyince kendisine şu karşılığı verdim: “Yanılıyorsunuz. Burada kamu yönetiminde ‘devrim’ sayılabilecek bir eylemin içindeyiz. Belki de Cumhuriyet kurulduğundan beri ilk kez devlet ‘Ey sektör kuruluşları, uluslararası ticaretin kolaylaştırılmasını amaçlıyorum. Bunun için yapmam gereken yasal düzenlemeler konusunda hem görüşlerinizi belirtin ve hazırlanacak yasal metinlere bu görüşlerinizi yansıtın, hem de beni bağlayacak bir eylem planı yaparak, bu eylem planını hangi sürede tamamlamam gerektiği konusunda elimi bağlayın’ diyor. Bu anlayışın diğer kamu kuruluşlarınca da benimsenmesi için dua etmeliyiz” dedim.

Gerçekten de, sonuç alınır ya da alınmaz ama “Ticaretin Kolaylaştırılması Ulusal Strateji Çalıştayı” kamu yönetiminde eski anlayışı yıkan yapısal bir değişikliğin ipuçlarını göstermesi bakımından umut verici idi.

Cahit Soysal/csoysal@uysen.com

Önceki ve Sonraki Yazılar