TAŞIMACILIK SEKTÖRÜNÜN SON DURUMU

Koronavirüs 2020 yılına damga vuran en büyük unsur oldu. İnsanların günlük rutinlerini değiştirmelerinin yanı sıra birçok küçük ve orta ölçekli işletme kepenklerini kapatmak zorunda kaldı. Dünya Bankası verilerine göre, 2020 yılında milli gelir seviyeleri Gelişmekte olan Asya ülkelerinde yüzde 5,6, Afrika’da yüzde 5,2, Ortadoğu’da 5,7, Latin Amerika’da yüzde 7, Avrupa’da yüzde 7,7 ve gelişmiş ekonomilerde (ABD, Çin, Japonya) yüzde 7,8 oranında daralma bekleniyor. Daralmada dünya ortalaması 6,4 oranında olacak gibi görünüyor. 

İkinci Dünya Savaşından bu yana, bu kadar daralma olan başka bir dönem yaşanmamıştı.

COVID-19 salgını dünya ticaretini de vurdu. 2020 yılında dünya ticaretinde yüzde 13 ila yüzde 32 arasında bir düşüş bekleniyor. Bu durumda, küresel düzeyde toplam ihracatın 18,9 trilyon dolar, toplam ithalatın da 19,2 trilyon dolar olacağı yönünde senaryolar üretiliyor. Kıtalar bazında iyimser ve kötümser senaryolar üretildiğinde, Kuzey Amerika’nın iyimser senaryosu 17,3 trilyon dolar ihracatta yüzde 17,3, ithalatta yüzde 14,5 oranında daralma öngörürken kötümser senaryosu ihracatta yüzde 40,9, ithalatta yüzde 33,8 oranında daralmayı işaret ediyor. Aynı konudaki diğer kıtaların iyimser ve kötümser daralma tahminleri de şöyle öngörülüyor: Avrupa’da ihracat yüzde 12,2 - yüzde 28,8, ithalat yüzde 10,3 - yüzde 28,9, Asya’da ihracat yüzde 13,5 - yüzde 36,2, ithalat yüzde 11,8 - yüzde 31,5, Orta ve Güney Amerika’da ihracat yüzde 12,9 – 31,3, ithalat yüzde 22,2 - yüzde 43,8, Afrika-Ortadoğu ve Bağımsız devletler Topluluğu’nda ihracat yüzde 8 - yüzde 8, ithalat yüzde 10 – 22,6 oranında azalacak.

Şüphesiz ki, bu ekonomik daralma en yoğun şekilde uluslararası taşımacılık sektörünü vurmuş olacak. Türkiye’deki taşımacılık sektörünün ciro bakımından, 2020’yi yüzde 30 küçülme ile geçireceği net bir şekilde görülüyor. Döviz kurundaki durdurulamayan yükseliş nedeniyle döviz bazında hizmet veren uluslararası taşımacılık sektöründe 2020 yılında daha düşük oranda hasar yaşanacağı ileri sürülse de,  mevcut araç filolarının hareketsizlik ve model yılı kaybı nedeniyle uğradığı eskime, sektörde reel sermaye kaybı da yaratmakta ve bu durum hasarın boyutuna doğrudan tesir etmektedir.

Küresel düzeyde Koronavirüs’ün hasarı büyüdükte ekonomiler içine kapanmakta; artan korumacılık ve ticaret politikası önlemleri ile yaratılan yeni tarife dışı engeller uluslararası ticareti büsbütün içinden çıkılmaz bir hale getiriyor.

Salgın nedeniyle Çin’den gelen konteyner sayılarında ciddi düşüşler yaşanıyor. Gelen gemilerin 14 gün karantina da tutulduktan sonra limana alınması süreçleri iyice ağırlaştırdı ve taşıma maliyetlerini yükseltti.

Ülkelerin karşılıklı olarak kapadıkları hava sahaları nedeniyle, ilk altı ayda hava taşımacılığı ile Türkiye’ye gönderilen veya Türkiye’den ihraç edilen yüklerde ciddi düşüşler yaşandı. Şoförlerin yine ülkeye giriş ve çıkışlarında ondört gün karantinada tutulması karayolu taşımacılığına da ciddi darbe vurdu. Diğer ulaşım modlarına göre fiziksel temasın daha az yaşandığı demiryolu taşımacılığı da bu dönemde tercih edilen bir taşımacılık modu olmadı.

Özetle, hangi iyimser tabloyu ele alırsanız alın, 2020 yılının dünya ekonomisi yönünden bir “kayıp yıl” olarak tarihteki yerini alacağı kesinleşmiş durumdadır. Koronavirüs aşısı olarak ortaya çıkan hiçbir aşı henüz küresel düzeyde toplu uygulamaya açılmamıştır. Dünya Sağlık Örgütü onay süreçleri de göz önüne alındığında, bu aşıların Eylül ayından önce insanlara kütlesel olarak yapılamayacağı görülmektedir. Bu nedenle, 2020 yılından ekonomik olarak bir şey beklenemeyecek günlere gelinmiştir.

Umarım, 2021 yılı hem ülkemiz hem de tüm dünya ülkeleri için daha aydınlık, daha sağlıklı ve daha yüksek refah sağlayan, öngörülebilir bir yıl olur.

Cahit Soysal (cahit.soysal@gmail.com)

Önceki ve Sonraki Yazılar