YAĞMURLU BİR GÜNÜN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

18 Temmuz günü İstanbul’a son yılların yağışlı günü yaşandı. Metrekare başına ortalama 95 litre yağmurun düştüğü kentte yaşam felç oldu. Metroları su bastı, Avrasya Tüneli yağış nedeniyle ulaşıma kapatıldı. Bazı yerlerde insanlar yüzerek yüksek yerlere ulaşmaya çalıştı. Tek tesellimiz can kaybı olmaması. Ancak, sadece birkaç saatlik yağış nedeniyle milyonlarca dolarlık milli gelir kaybına uğradığımız da bir gerçek.

İstanbul, yalnız Türkiye’nin değil bölgenin en kalabalık kenti. Her gün milyonlarca insan hareket halinde. Kent uluslararası hava trafiğinde de bölgesel aktarma merkezi olarak görev yapıyor. İstanbul bir bakıma orta doğu ve Balkanların lojistik üssü konumunda bulunuyor. Bu nedenle, doğa olaylarını ileri sürerek İstanbul’un “Bölgesel Lojistik Üs” ünvanına yakışmayacak bir tutum içine girme lüksümüz bulunmuyor.

Doğa olayları ile baş etmek mümkün olmadığına göre, yerel yönetimlerin böyle durumlarda yürürlüğe sokacağı acil eylem planları olmalıdır.

Bundan yaklaşık on yıl önce İstanbul’da ciddi bir kar yağışı yaşanmış, yollar kilitlenmiş; insanlar otobanlarda yürüyerek evlerine ulaşmaya çalışmıştı. Hayatı felç eden bu olayı anlatarak Moskova’da karla nasıl başa çıkıldığını soran Türk muhabire, Moskova Belediye Başkanı “30 40 santim kar yağışı bir şey mi? Ben bu yoğunlukta bir yağış olduğunda yıllık izin kullanıyorum” diye yanıt vermiş ve kendilerinin kar yağışı ile nasıl mücadele ettiklerini ayrıntıları ile açıklamıştı. Bu bilgiler ışığında karla mücadele konusunda acil eylem planı hazırlayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı, o tarihten sonra hiçbir kar yağışında aciz duruma düşmedi. Demek ki, belediyemizin “Karla Mücadele Acil Eylem Planı” gibi “Yoğun Yağmurla Mücadele Acil Eylem Planı”na da ihtiyacı var.

            Bu bağlamda;

  • Afet Koordinasyon Merkezi (AFAD) meteoroloji uzmanlarına daha fazla kulak vermelidir.
  • Bir mega kentte hala ıslah edilmemiş dere bulunması inanılmaz bir vurdumduymazlıktır. İstanbul’da artık ıslah edilmemiş dere kalmamalıdır.
  • Dere yataklarına inşa edilmiş kaçak yapılar kimin olursa olsun yıkılmalı, su yolunu bulmalıdır.
  • Yaz günleri alt geçit, metro girişi gibi yerlerde bulunan su mazgalları sık sık çöplerinden arındırılmalı ve basınçlı suyla temizlenmelidir.
  • “Zorunlu olmadıkça özel taşıtlarınızla trafiğe çıkmayın” uyarısı afet sona ererken yapılmıştır. Kar yağışlarında olduğu gibi, bu tür uyarıların bir gece önceden yapılması gerektiği unutulmamalıdır.
  • Kar yağışlarında olduğu gibi, yoğun yağmur başlamadan önce vidanjör, kepçe, vinç gibi donanıma sahip araçlar kentin kritik yerlerine konuşlandırılmalıdır.
  • Aynı kritik yerlere konuşlandırılacak personel de uzun iş çizmeleri ve yağmurluklara sahip olmalıdır.
  • Afetle mücadele için mevcut motopomp, şişme bot, can simidi, halat, kazma, kürek gibi donanımın miktarı on kat artırılmalıdır.
  • Altyapı inşaatı için bozulan yolların tekrar eski hale getirilmesi ayları bulmamalıdır.
  • Odayeri – Kınalı Otobanı bir an önce tamamlanmalı; Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden Avrupa’ya geçiş yapan kamyonlar Mahmutbey Gişeleri’ne girmeden doğrudan doğruya Kınalı’ya yönelmeli; kent trafiğini sıkıştırmamalıdır.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                       Cahit Soysal/csoysal@uysen.com

Önceki ve Sonraki Yazılar