Prof. Dr. Okan Tuna

Prof. Dr. Okan Tuna

Sürücüsüz Araçtan Kasiyersiz Süpermarkete…

Geçtiğimiz hafta içerisinde Kore’de Pyeongtaek Limanının 30. kuruluş yıl dönümü nedeniyle düzenlenen bir konferansa davetli konuşmacı olarak katıldım. Sevgili Genel Yayın Yönetmenim Şenel Özdemir’e de Kore ile ilgili lojistik yönlü izlenimlerimi yazacağım sözünü verdim. Ancak, iki yeni gelişme, bu planımı biraz ötelememe neden oldu. Bu sıcak gelişmeleri ve yorumları isterseniz sizinle sırasıyla paylaşayım.

Sürücüsüz araba, son yıllarda gündemimizi önemli derecede meşgul etmeye başladı. Hem Google hem de Tesla gibi kurumların bu konudaki çabaları ve ürünleri hepinizin malumu. Sürücüsüz arabanın, lojistik sektörünün yapısını da değiştireceğini ve smart logistics (akıllı lojistik) uygulamalarına yönelik önemli alt yapılar hazırlayacağı da kesin gibi gözüküyor. Sürücüsüz araba aynı zamanda sürücüsüz kamyon, sürücüsüz forklift de demek. Tabi hal böyle olunca, lojistik sektörünün gelecek 10 yılı açısından önemli değişimler de bizi bekliyor demek.

Apple, son iki yıldır yapılan dedikoduları inkar ettikten sonra, geçtiğimiz hafta ilk kez resmi bir ağızdan, ulaştırmanın geleceğini değiştirmek için sürücüsüz araba üzerinde çalışmalar yaptığını itiraf etti. Bu konuda, ünlü ekonomi gazetesi Financial Times geçen yılın Şubat ayında Apple’ın Cupertino’daki merkezine komşu olan Sunnyvale kasabasında gizli bir laboratuarda çalışmalar yaptığını ilk kez yazmıştı. Ancak, bu dedikoduların hepsi Apple’ın resmi ağızları tarafından red edilmişti.

Apple, sürücüsüz araba için yaptığı resmi açıklamada, özellikle kendi kendine öğrenen sistemler üzerine çalıştığını ve arabaları daha kişisel, daha sezgisel ve daha akıllı yapmayı planladıklarını belirledi. 10 yıl önce, cep telefonu pazarında,  telefon konuşmak için vardır paradigmasını tepetaklak eden yıkıcı inovasyonu ile pazar lideri olan Apple, bakalım lojistik sektörüne sürücüsüz araba paradigması ile neler katacak? Umarım, sadece seyretmek ve yorumlamak ile kalmayız.  

Geçen haftanın ikinci önemli gelişmesi ise Amazon’dan geldi. Bizler, Amazon’un drone kullanımını, forwarderlık işine girişini konuşurken o bizi “Amazon Go” adlı ürünü ile şaşırttı. Amazon Go, aslında, Amazon’un dört duvar perakendecilik (offline) işine girişini de ilan ediyor. Ancak, benzerlerinden biraz daha farklı olarak.  Eğer Amazon hesabınız, aplikasyonunuz ve bunu destekleyen bir akıllı telefonunuz var ise, 1000 m2’lik Amazon Go dükkanına giriyorsunuz, istediğinizi raftan seçiyorsunuz, çantanıza atıyorsunuz ve hiçbir kasadan geçmeden (doğal olarak da sıraya girmeden) dükkanı terk ediyorsunuz. Amazon, geliştirdiği teknoloji sayesinde, neleri satın aldığınızı hesabınıza işliyor ve doğal olarak da bunları kredi  kartınızdan düşüyor.

Sözün kısası, her zaman tekrarladığım gibi; “çember daralıyor”. Bu değişimlere, ayak uydurmanın da yetmeyeceğini bu değişimleri yönetmeye başlamamız gerektiğini de söylemem gerek. Gelecek yazımda, Kore’de lojistik yönlü son durumu değerlendirmeye çalışacağım. 

*Prof. Dr. Okan TUNA / Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Lojistik Yönetimi Bölüm Başkanı

Önceki ve Sonraki Yazılar