“Depolarda Mavi Yakalı Personel İstihdamında Ciddi Problem Var, Çözüm Kadın İşgücünün Katılımını Artırmak”

“Depolarda Mavi Yakalı Personel İstihdamında Ciddi Problem Var, Çözüm Kadın İşgücünün Katılımını Artırmak”

ÖZEL RÖPORTAJ - “Depo ve depolama operasyonları lojistiğin kalbini oluşturuyor” diyen DEPODER Başkanı Barbaros Aba, sektörde altyapı yetersizliği, yüksek depolama maliyetleri, standartların eksikliği gibi otomasyon sistemlerinin yetersizliği gibi sorunların olduğunu söyledi. Barbaros Aba, “Sektörde özellikle mavi yakalı personel istihdamında ciddi problem var. Çözüm olarak kadın istihdamının artırılmasının gerekli olduğunu düşünüyoruz” dedi.

barbaros-aba2.jpg

Deyim yerindeyse sektörün çiçeği burnunda derneği Depo Yönetimi Derneği (DEPODER), geçtiğimiz yılın Kasım ayında kuruldu. Bu yılın ilk ayında da ilk Genel Kurulunu düzenledi. Lojistik sektörünün en önemli faaliyet alanlarından birini oluşturan depolama sektöründe çalışanların bir araya gelerek kurduğu DEPODER, her ne kadar 3-4 ay önce resmen kurulmuş olsa da yaklaşık 7-8 yıldır dernekleşme konusu konuşuluyordu. "Depolama dünyasını buluşturan güç” mottosu ile faaliyete başlayan DEPODER’in misyonu Türkiye’de depo ve lojistik sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getirerek mesleki gelişimi ve dayanışma oluşturmak.

Yeşil Lojistikçiler olarak lojistik sektörünün en önemli iş kollarından birini oluşturan depolama sektörünü bir araya getirmeyi amaçlayan DEPODER’in başkanı Barbaros Aba ile bir araya geldik. İşte DEPODER Başkanı Barbaros Aba’ya hem sektörle hem de derneğin hedefleri ile ilgili sorduğumuz sorulara verdiği cevaplar.

“MAVİ YAKALI DEPO ÇALIŞANLARINI DERNEĞİMİZE ÜYE YAPMAK İSTİYORUZ”

DEPODER hakkında kısaca bilgi verir misiniz?

DEPODER, Türkiye'de depo yönetimi alanında faaliyet gösteren 17 deneyimli profesyonelin bir araya gelerek kurduğu bir dernektir. Kuruluşumuz 26 Kasım 2024‘te tamamlanmış olup, 25 Ocak 2025’te ilk genel kurulumuzu gerçekleştirdik ve yönetim organlarımızı oluşturduk. 7 kişilik yönetim kurulumuz; Barbaros Aba, Enver Sedat Güneş Tuncay Aydın, İbrahim Uzpeder, Günay Güneş, Recep Koca ve Ayşe Arar Kurt’tan oluşmaktadır. Şu an 30 üyeye ulaştık. Üye kabul işlemlerimiz devam ediyor. Derneğimize her ay 20 yeni katmayı hedefliyoruz.

Biz derneği kurarken en büyük amaçlarımızdan birini mavi yakalıları aramıza katabilmek oluşturuyor. Bununla ilgili projelerimiz var. İlk etapta 200-300 üyeye ulaşıp bir çekim merkezi yaratmayı amaçlıyoruz. Hedefimiz üye sayımız 1000’li rakamlara ulaştırmak. Bireysel üye alıyoruz, derneğimizin kurumsal üyesi yok. İstihdam ve üyelikte kadınlara daha fazla yer vermek istiyoruz.

“DEPO VE DEPOLAMA OPERASYONLARI LOJİSTİĞİN KALBİNİ OLUŞTURUYOR”

DEPODER’in kuruluş amacı nedir?

Lojistiğin kalbi olan depo ve depolama operasyonlarına, gönül ve emek veren tüm paydaşları bir araya getirerek, depolama dünyasını buluşturan bir güç olmayı, mesleki gelişim ve dayanışmayı oluşturmayı, hem bugünün hem de yarının depo ve depolama çözümlerini inşa eden ve standartları belirleyen, bu amaçla yılmadan çalışan sivil toplum kuruluşu olmayı hedefleyerek yola çıktık. Sektörde birçok dernek var. Ancak bu derneklerden hiçbiri depoyu merkezine almıyor. DEPODER olarak biz depoya odaklanan bir derneğiz.

Lojistik sektörünün kalbi olduğunu düşündüğümüz depoların sektördeki temsil eksikliğinin olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak ve doğru tanımlamalar ile ülkemize katabileceğimiz faydaları ortaya koymak hedefleri ile yola çıktık. Depolar ve depolama ile ilgili konuşanların, karar verenlerin, fikir yürütenlerin bizler gibi her seviyedeki depo profesyonelleri olması gerektiğine inanıyoruz.

Türkiye’de depo yönetimi ve depolama hizmetlerinde; profesyonelleri, akademisyenleri, girişimcileri, teknoloji sağlayıcıları ve sektör liderlerini bu çatı altında bir araya getirerek, güç birliği ve iş birliği fırsatları ile sektöre öncülük etme vizyonumuz ile, aşağıdaki faaliyetleri kendimize görev edindik;

-Depo ve depolama standartlarının oluşturulması ve geliştirilmesine katkı sağlamak,

-Yenilikçi çözümlerle süreçleri iyileştirmeyi ve verimliliği artırmak,

-Uzmanlık, kalite ve sürdürülebilirliği teşvik etmek,

-Özellikle operasyonlardaki mavi yaka kadın istihdamının artırılmasını sağlamak,

-Tüm platformlarda bilgi paylaşımı ile mesleki bilgi birikimimizi artırmak,

-İnsani yardım ve afet lojistiği kapsamında depolama organizasyonları için öncü rol almak,

-Depo yönetimi ve depolama ile ilgili araştırmalar yapmak, anketler ve kıyaslama çalışmaları gerçekleştirmek,

-Sosyal etkinlikler ve mesleki seminerler düzenlemek,

-Öğrencilere yönelik seminerler ve mesleki yeterlilik eğitimleri vermek,

-Yasal düzenlemeler için kamu kuruluşlarına görüş ve önerilerde bulunmak,

-Ulusal ve uluslararası yayınları temin ederek bir dokümantasyon merkezi oluşturmak

“TÜRKİYE’DE TOPLAM 42-45 MİLYON METREKARE LOJİSTİK AMAÇLI DEPOLAMA ALANI OLMASI GEREKTİĞİ TAHMİN EDİLEBİLİR”

Türkiye’nin lojistik depolamaların toplam alanı nedir? Lojistik sektörünün ne kadar daha depolama alanına ihtiyacı var?

Şu anda elimizde bulunan verilere göre sadece İstanbul ve İzmit'teki depolama alanları hakkında doğruya en yakın bilgi sahibiyiz. Eğer İstanbul ve İzmit'in ülke sanayisi içinde yer aldığı toplam oranı kullanırsak ülkedeki toplam depolama alanlarının 18 milyon - 20 milyon metrekare arasında olduğunu var sayabiliriz. Lojistik amaçlı depolama için Almanya’daki “0,75-1,00 m2 / kişi başı” ve İngiltere’deki “7 m2 / Konut-Hane halkı” verileri esas alınırsa Türkiye için “0,5 m2 / kişi başı” ve “7 m2 / Konut-Hane Halkı” varsayımları yapılarak ideal durumda Türkiye’de toplam 42-45 milyon metrekare lojistik amaçlı depolama alanı olması gerektiği tahmin edilebilir. Bu durumda elimizdeki tahmin edilebilir verilere göre depolama alanlarımız ülke çapında en az 2-kat artırılmalıdır. Öte yandan “Samsun İhtisas Lojistik Organize Sanayi Bölgesi Fizibilite Çalışması” ve “Düzce Bölgesi Lojistik Pazarı Strateji ve Potansiyel Belirleme” raporlarında “1 kişi=1 m2” verisine göre depolama alanları ihtiyacı 80-85 milyon metrekare olabilir.

Varsa dünyadaki lojistik depolama alanının metrekare cinsinden toplam alanı nedir?

Bu konuda elimizde bir veri bulunmamakla birlikte komitelerimizin orta vade çalışmaları ile bir ver tabanı oluşturma hedefimiz var. Global gelir dağılımındaki eşitsizlikler ülke bazında kullandığımız oranları tüm dünyaya uygulamamızı engellemekte. Bununla birlikte yer yüzünde yaşayan tüm insanlar için en az 0,5 m2 ticari depolama alanına ihtiyaç duyulabileceğini öngörebiliriz. Bu da bizi mevcut depolama alanlarının minimum 4-4,5 milyar m2 olduğu sonucuna götürür. Tabii buradan anlaşılması gereken hususlardan biri de her ne kadar depo olarak tanımlansa da bu alanların birçoğunun iptidai yapılar olması nedeni ile zaman içerisinde yenilenmesi gerekliliğidir.

“SADECE DEPOLAMA SEKTÖRÜNDEKİ İYİLEŞTİRME VE GELİŞTİRMELER LPI’NE DOĞRUDAN YÜZDE 50 ORANINDA BİR İYİLEŞME KATKISI SAĞLAYACAKTIR”

Sizce depolama sektörü lojistik açısından ne kadar önemli? Türkiye’nin Dünya Bankası Lojistik Performans Endeksi’nde (LPI) daha iyi noktalara çıkabilmesi için depolama sektöründe neler yapılmalı?

Bildiğiniz üzere LPI, ülkelerin lojistik performansını karşılaştırarak, rekabetçiliklerini artırmalarına yardımcı oluyor. Yatırımcılar için önemli bir kriter olup yüksek LPI'ye sahip ülkeler genellikle daha fazla yatırım çekmektedir. LPI; ithalat ve ihracat işlemlerindeki gümrük işlemleri kolaylıkları, ulaşım altyapısı, uluslararası taşımacılık, lojistik hizmet sağlayıcılarının kalitesi, zamanında teslimat ve maliyet alt bileşenlerden oluşur. Depolama sektörü lojistik hizmet sağlayıcıların hizmet kalitesine, zamanında teslimata ve maliyete doğrudan etki eden bir unsurdur. Kaba bir bakışla sadece depolama sektöründeki iyileştirme ve geliştirmeler LPI’ne doğrudan yüzde 50 oranında bir iyileşme katkısı sağlayacaktır.

barbaros-aba1.jpg

“ALTYAPI YETERSİZLİĞİ, YÜKSEK DEPOLAMA MALİYETLERİ, STANDARTLARIN EKSİKLİĞİ…”

Türkiye’de depolama sektörünün sorunları nelerdir? Bu sorunların çözülmesi için neler yapılmalı?

Türkiye’de depolama sektöründe karşılaşılan başlıca sorunları altyapı yetersizlikleri, yüksek depolama maliyetleri (Özellikle enerji, inşaat ve iş gücü maliyetlerinin yüksekliği), ulusal standartların eksikliği, modern teknoloji ve otomasyon sistemlerinin yetersiz ya da verimsiz kullanımı, eğitim ve yetenek eksikliği, karmaşık yasal düzenlemeler ve bürokratik engeller, çevresel etkilerin sürdürülebilirlik açısından yarattığı sorunlar olarak özetleyebiliriz. Yukarıda kısaca bahsettiğimiz üzere derneğimiz şimdiki ihtiyacımıza göre şekillendirdiğimiz 10 adet alt çalışma komitesi üzerinden etütler yapmaktadır. Bu komitelerin raporları ve yönetim kurulumuzun aksiyon ve görüşmeleri ile;

-Devlet ve özel sektör iş birliği ile modern depolama tesislerinin inşası ve mevcut tesislerin iyileştirilmesi.

-Enerji verimliliği artırıcı önlemler ve iş gücü maliyetlerini düşürmeye yönelik stratejiler geliştirilmesi.

-Ulusal ve uluslararası standartların oluşturulması ve uygulanması.

-Otomasyon sistemleri ve yazılım çözümlerine yatırım yaparak verimliliğin artırılması.

-Lojistik ve depo yönetimi alanında eğitim programlarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması.

-Bürokratik engellerin azaltılması ve yasal düzenlemelerin sadeleştirilmesi için öneriler hazırlanması ve görüşmeler yapılması.

-Çevre dostu depolama yöntemlerinin benimsenmesi ve sürdürülebilirlik hedeflerinin belirlenmesi.

Sonuç olarak; Türkiye’de depolama sektörünün sorunları, stratejik çözümlerle ele alındığında, sektördeki verimliliğin artırılması ve rekabet gücünün yükseltilmesi mümkün olacaktır. Bu doğrultuda hem kamu hem de özel sektörün iş birliği büyük önem taşımaktadır.

Türkiye’de A sınıfı depo sayısı çok az. Öte yandan Türkiye’de özellikle arazi maliyetleri çok arttı. Ayrıca lojistik deposunun nasıl olacağı ile ilgili bir standart var ama kanun yok. Depolar genellikle inşaat mevzuatına göre yapılıyor.

“DEPOLAMA, E-TİCARETİN BÜYÜMESİ VE GELİŞMESİ İÇİN KRİTİK BİR ROL OYNAMAKTADIR”

Sizce depoların e-ticaret gelişmesine verdiği katkılar neler?

Ticaret Bakanlığı verilerine göre ülkemizde e-ticaret hacmi 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 115,15 artarak 1,85 trilyon liraya ulaştı. (77,89 milyar dolar) İşlem sayısı ise bir önceki yıla göre yüzde 22,25 artarak 5,87 milyar adet olarak gerçekleşti. Ticaret Bakanlığınca 2024 yılında e-ticaret hacminin 3,4 trilyon lira ve işlem sayısının da 6,67 milyar adet olacağı öngörülüyor. E-ticaret hacminin genel ticaret hacmine oranı 2019 yılında yüzde 10,1 iken yıllar içinde büyük bir artış kaydederek 2023 yılında yüzde 20,3’e ulaştı.

Depolama, e-ticaretin büyümesi ve gelişmesi için kritik bir rol oynamaktadır. Etkili depolama sistemleri, ürünlerin hızlı bir şekilde müşteriye ulaşmasını sağlar. Bu, müşteri memnuniyetini artırır ve tekrar alışveriş yapma olasılığını yükseltir. İyi organize edilmiş depolar, stok seviyelerini daha iyi yönetmeyi sağlar. Bu, ürünlerin zamanında temin edilmesini ve stok fazlası veya eksikliği sorunlarının önlenmesini sağlar. Depolama süreçlerinin optimize edilmesi, lojistik maliyetlerini düşürerek e-ticaret firmalarının rekabetçi fiyatlar sunmasına olanak tanır. Esnek depolama çözümleri, sezonluk talep artışlarına veya ani sipariş patlamalarına uyum sağlamada yardımcı olur. Stratejik konumlandırılmış depolar, dağıtım ağlarını güçlendirir. Bu, daha geniş bir müşteri kitlesine ulaşmayı kolaylaştırır. Modern depolama sistemleri, envanter takibini otomatikleştirir. Bu, ürünlerin nerede olduğunu ve ne zaman yeniden sipariş edilmesi gerektiğini anlık olarak takip etmeyi sağlar. Hızlı ve doğru teslimat, müşterilerin alışveriş deneyimlerini iyileştirir. Bu, müşteri sadakatini artırır ve markaya olan güveni pekiştirir. Etkili depolama, geri iade süreçlerini kolaylaştırır. Müşteriler, iade işlemlerinin hızlı ve sorunsuz bir şekilde gerçekleşmesini bekler. Depolama süreçleri, veri analizi ile sürekli olarak iyileştirilebilir. Bu, satış trendlerini anlamak ve gelecekteki talepleri tahmin etmek için önemlidir. E-ticaret depolama alanında otomasyon, yapay zeka ve diğer teknolojilerin kullanılması, süreçleri daha verimli hale getirir ve yenilikçi çözümler sunar.

Sonuç olarak; Depolama, e-ticaretin temel taşlarından biridir ve bu alandaki gelişmeler, sektördeki rekabeti artırarak müşteri memnuniyetini ve işletmelerin kârlılığını olumlu yönde etkiler. Etkili depolama stratejileri, e-ticaretin sürdürülebilir büyümesine katkıda bulunur.

LOJİSTİK DEPOSUNDA OLMASI GEREKN STANDARTLAR

Bir lojistik deposunun hangi önemli standartlara sahip olması gerekiyor? Türkiye’de bu standartlarda depoların oranı yeterli midir?

Bir lojistik deposunun etkin ve verimli çalışabilmesi için aşağıdaki önemli standartlara sahip olması gerekmektedir: ISO 9001 - Kalite Yönetim Sistemi, ISO 14001 - Çevre Yönetim Sistemi, ISO 45001 - İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetim Sistemi, HACCP - Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktaları, BRC - Global Standart Gıda Güvenliği, OHSAS 18001 / ISO 45001, Sertifikalı Depo Yönetim Yazılımları, Enerji Yönetim Sistemi (ISO 50001), Eko Etiketler ve Sürdürülebilirlik Sertifikaları ve ISO 27001 Bilgi Güvenliği Sertifikası.

Türkiye’de lojistik depolarının uluslararası standartlara uyum oranı, genel olarak artış göstermekte ancak hala yeterli seviyede değildir. Elimizde e-ticaret depolarının ne kadarlık bir kısmının bu standartlara sahip olduğuna dair bir bilgi bulunmamaktadır. Artış verilerini yeni yapılan ya da yenilenen depolardaki iyileştirmelere ve sektörde ağırlıklı olarak bu depoları yöneten 3PL firmaların varlığı üzerinden gözlemliyor ve değerlendiriyoruz. Türkiye'deki birçok büyük lojistik firması ISO 9001 ve ISO 14001 gibi standartlara sahipken, küçük ve orta ölçekli işletmelerde bu oran daha düşüktür. Gıda sektöründe faaliyet gösteren depoların da bir kısmı bu standartlara uyum sağlasa da tüm gıda depolarının bu standartları uyguladığı söylenemez. Enerji yönetim sistemlerine sahip depo sayısı, özellikle büyük şehirlerde artmakla birlikte, genel olarak yetersizdir.

Türkiye'de lojistik depolarının uluslararası standartlara uyumu, sektördeki rekabet gücünü artırmak için kritik öneme sahiptir. Ancak, bu standartların benimsenmesi ve uygulanması konusunda daha fazla çaba gösterilmesi gerekmektedir. Eğitim, bilinçlendirme ve teşvikler, standartların yaygınlaştırılmasına yardımcı olabilir.

Tabii sadece regülasyonlarla belirlenen bu standartların dışında bir de operasyonel standartlar söz konusudur. Bu konu ile ilgili derneğimizde farklı komitelerde çalışmalar yapılması ana hedeflerimizdendir. Daha açık olmak gerekirse “Süreç Yönetimi” komitemiz; Depo Operasyon Süreçleri, Performans Ölçüm ve Değerlendirme, İş Akışı Yönetimi, Dokümantasyon ve Süreç Standartları, Yenilikçi Süreç Uygulamaları, Prosesler Arası Eşgüdüm ve Risk ve Fırsat Yönetimi konularında çalışmalar yapmak üzere oluşturulmuştur. “Mesleki Standartlar” komitemiz; Depo yönetimi ile ilgili her türlü mesleki standardın (depo inşaat, insan kaynağı vs.) oluşturulması için çalışır ve buna yönelik uluslararası araştırmalar yapar. Depo İnşaatı Standartları, İnsan Kaynakları Standartları, Ekipman Yönetimi Standartları, Depolama Standartları başlıklarında çalışmalar yapmaktadır.

“AKILLI DEPOLARA TALEP ARTTI”

Sektörde akıllı (otomatik) depolama, yeşil depolama trendler neden önemli?

Akıllı (otomatik) depolama ve yeşil depolama trendleri, lojistik ve depolama sektöründe önemli değişiklikler yaratmaktadır. Bu trendler, hem işletmelerin rekabet avantajı elde etmesine hem de çevresel sürdürülebilirliğe katkıda bulunmasına olanak tanır. Gelecekte bu uygulamaların yaygınlaşması, sektördeki verimliliği ve çevresel duyarlılığı artıracaktır. Akıllı depolama, robotlar, otomasyon sistemleri, yapay zekâ ve benzeri teknolojilerin kullanılarak depo süreçlerinin optimize edilmesi anlamına gelir. Bu sayede malzeme akışını optimize ederek iş gücü verimliliğinin artırılması ile zaman ve maliyet tasarrufu sağlanabilir. Otomasyon, insan hatalarını minimize eder, bu da daha doğru envanter yönetimi ve sipariş işleme sağlar. Akıllı sistemler, talep değişimlerine hızlı bir şekilde yanıt verebilir, böylece sezonluk dalgalanmalara uyum sağlanabilir. Gerçek zamanlı veri toplama ve analiz, karar alma süreçlerini iyileştirir ve stratejik planlamayı destekler.

Yeşil depolama, çevresel sürdürülebilirlik ilkesine dayanan uygulamaları içerir. Enerji verimliliği, atık yönetimi ve çevre dostu malzeme kullanımı gibi unsurları kapsar. Yeşil depolama uygulamaları, karbon salınımını azaltarak çevresel etkileri minimize eder. Enerji verimliliği sağlayan sistemler, uzun vadede işletme maliyetlerini düşürür. Yeşil depolama, markaların müşteri taleplerine yanıt vermesine yardımcı olur. Son olarak, çevre koruma yasaları ve düzenlemeleri, işletmelerin yeşil uygulamaları benimsemesini zorunlu kılmaktadır.

Pandemi döneminde daha az insanın çalıştırılabilmesi nedeniyle ve ISG kriterleri nedeniyle akıllı depolara talep arttı.

DEPOLAMA SEKTÖRÜNDE ÇALIŞANLARIN ORANI

Türkiye’de depolama sektöründe çalışanların sayısı nedir?

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 14 Mart 2025 tarihli raporuna göre Ocak 2025’de ulaştırma ve depolama sektöründe çalışanların toplam sayısı bir önceki yıla göre yüzde 4,5 artarak 1.252.596 kişi olmuştur. Bunun yüzde 25’ini depolarda çalıştığını düşünüyoruz. Ne yazık ki bu veriyi ulaştırma ve depolama olarak ayrı ayrı göremiyoruz. Öte yandan bu sayının büyük bir kısmının depolama çalışanları olduğunu tahmin edebiliriz. Zira depolarda çalışanlar sektörün yapısı gereği daha çok sigortalı çalışanlardan oluşmakta, ulaştırma sektöründe ise birçok araç sahibi fatura keserek kendi işlerini yapmaktadır. Yine de sektörün taşeron işçi çalıştırma yoğunluğu, günlük çalışanlar, sigortalı gün sayılarının tam bildirilmemesi gibi nedenlerle gerçek verileri ortaya koymaktan uzaktır.

“SEKTÖRDE ÖZELLİKLE MAVİ YAKALI PERSONEL İSTİHDAMINDA CİDDİ PROBLEM VAR”

Depolama sektörü yeterli kalifiye çalışan bulabiliyor mu? Bulunamıyorsa sizce mesleğin cazibesini artırmak için neler yapılmalı?

Depolama sektörü, özellikle son yıllarda hızla büyüyen bir alan olmasına rağmen, kalifiye çalışan bulma konusunda zorluklar yaşandığının farkındayız. Sektördeki teknolojik gelişmeler, çalışanların belirli teknik becerilere sahip olmasını gerektiriyor. Ancak, mevcut eğitim programları bu ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kalabiliyor. Depolama ve lojistik sektörleri, genellikle düşük nitelikli iş gücü gerektiren alanlar olarak algılanmakta. Doğru olmayan bu önyargı, gençlerin sektöre olan ilgisini azaltıyor. Diğer sektörler, kalifiye iş gücünü çekmek için mühendisler ve operatörler başta olmak üzere daha cazip maaşlar ve çalışma koşulları sunabiliyor.

Ancak sektörde özellikle mavi yakalı personel istihdamında ciddi problem vardır. Çözüm olarak kadın istihdamının arttırılmasının gerekli olduğunu düşünüyoruz. Kadınların depolardaki saha operasyonlarına katılımı için gerekli; eğitim, çalışma koşulları, kültürel bariyerler, altyapı eksiklikleri vb. konuların aşılması gerekiyor.

Mesleğin cazibesini artırmak için üniversiteler ve meslek okulları ile iş birliği yaparak, sektöre özel eğitim programları ve sertifikasyonlar oluşturulmasını hedefliyoruz. Bu programların, teknoloji ve yönetim becerilerini de içerecek şekilde dizayn edilmesi gerekmektedir. Öğrencilerin sektörde deneyim kazanmasını sağlamak için staj programları ve uygulamalı eğitim fırsatları sunulmalıdır. Bu, gençlerin sektöre olan ilgisini artıracaktır. Depolama ve lojistik sektörünün sunduğu kariyer fırsatlarını tanıtmak için son yıllarda artış gösteren seminerler, kariyer günleri ve iş fuarlarının sayısı daha da artırılmalıdır. Bu etkinlikler, sektördeki potansiyel kariyer yollarını göstermekte olduğu için değerlidir. Sektör, kalifiye çalışanları çekmek için daha rekabetçi maaşlar ve esnek çalışma koşulları sunmalıdır. İyi bir iş-yaşam dengesi, çalışan memnuniyetini artırır. Akıllı depolama sistemleri ve otomasyon gibi teknolojilerin benimsenmesi, çalışanların iş süreçlerini daha ilgi çekici hale getirebilir. Çalışanların sürekli eğitim ve gelişim fırsatlarına erişimi sağlanmalı, kariyer yolları net bir şekilde belirlenmelidir. Bu, çalışan bağlılığını artıracaktır.

Dernek olarak başlangıçta kurguladığımız eğitime yönelik faaliyet ve çalışma alanları ise şöyledir:

-Depo Yönetimi Eğitimi: Depo yönetimi süreçlerinde eğitim programları geliştirerek, depo operasyonlarını daha verimli bir şekilde yönetmelerini sağlamak. Depo yönetimi eğitim programlarını oluşturarak, üyelerin bilgi ve becerilerini artırır.

-Güvenli Çalışma ve ISG Eğitimi; Tehlikeli sınıf olarak değerlendirilen depolardaki risklerin azaltılması, operasyonlardaki güvenli çalışma kültürünün tüm çalışanlar tarafından benimsenmesi ve içselleştirilmesi.

Teknoloji Eğitimi: Depo yönetimi süreçlerinde kullanılan teknolojik araçları ve sistemleri hakkında eğitim programları geliştirmek. Teknolojik eğitim programlarını oluşturarak, üyelerin teknolojik araçları kullanma becerilerini artırmak.

Sürdürülebilirlik ve Çevrecilik Eğitimi: Sürdürülebilirlik ve çevrecilik konularında eğitim programları geliştirmek, böylece üyelerin çevre dostu uygulamaları benimsemelerini sağlamak. Sürdürülebilirlik ve çevrecilik eğitim programlarını oluşturarak, üyelerin çevre dostu uygulamaları hakkında bilgi sahibi olmasını sağlamak.

Dijital Dönüşüm Eğitimi: Dijital dönüşüm konularında eğitim programları geliştirmek, böylece üyelerin dijital dönüşüme adapte olmasını sağlamak ve  üyelerin dijital araçları kullanma becerilerini artırmak.

depoder-logo.jpg

DEPODER'İN ÇALIŞTIĞI PROJELER

  1. Afetlerde hızlı ve etkin olarak depolama operasyonları icrası için destek vermek için TAMP (Türkye Afet Müdahale Planı) içinde rol almak
  2. Türkiye Depo Envanterinin hazırlanması
  3. Depolarda Beyaz ve Mavi yaka kadın çalışanların artırılması
  4. Depolardaki mavi yakalı personelin mesleki bilgi seviyesinin yükseltilmesi
  5. Depolarda Güvenli Çalışma kültürünün geliştirilmesi